Doğan Özgüden ve İnci Tuğsavul yaptıkları açıklamada, 26 Ağustos Cuma günü trafik kazası ardından tıbbi tedavi gördüklerini bildirdi.

Kazanın arka planına ilişkin detay veren sürgündeki aydınlar,  “20 Ağustos 2023 tarihinde Bakü merkezli bazı Azeri internet siteleri, Azerbaycan ablukası altındaki Karabağ halkıyla dayanışma bildirisine Türkiye'den ve sürgünden imza koymuş olanlara karşı ‘Azerbaycan'a saldıran 'Türk aydınları' kim?’ başlığı altında provokatif bir kampanya başlattı” dedi.

Bu kampanyanın hedefinde Info-Türk'ün iki yayın yönetmeni Doğan Özgüden ve İnci Tuğsavul da vardı.

Geçmişte de Ankara rejiminin hizmetindeki medya tarafından birçok kez hedef gösterildiklerini belirten aydınlar,  “Bu son provokasyon üzerine, yayınlarımızın ve insan haklarını savunmaya yönelik diğer çalışmalarımızın vefatımızdan sonra da devam edebilmesini sağlamak için İnfo-Türk Vakfı'nı en kısa zamanda yeniden yapılandırmaya karar verdik” dedi.

Açıklamada devamla şu ifadeler yer aldı:

“İlk adım olarak, Belçika'da yeni yasaya uygun olarak noter tarafından hazırlanmış olan İnfo-Türk’ün yeni tüzüğünü imzalamak üzere, 25 Ağustos 2023 Cuma günü, İnfo-Türk Vakfı'nın yöneticileri olarak ben, İnci Tuğsavul ve Iuccia Saponara, benim kullandığım WV Polo marka araçla Wavre'a hareket ettik. Son derece kötü hava koşullarına, şiddetli sağanak ve fırtınaya rağmen 30 kilometreye yakın yolu sorunsuz kat ederek Wavre'da noterliğin yakınındaki Indigo otoparkına giriş yaptık.

Saat tam 9.47'de 1840516 numaralı bileti çektikten sonra bariyerin açılması üzerine hemen yakındaki boş bir yere park etmek için yavaşça hareket etmemizle birlikte, araba çılgın bir hızla ileri atıldı, fren pedalına basmama ve el frenini çekmeme rağmen birkaç saniye içinde kontrol edilemez hale geldi.

Hemen karşıdaki arabaya çarpmamak için direksiyonu sola çevirince araba aynı cehennemi hızla otoparkın bariyerini parçalayarak caddeye fırladı ve o hızla karşıda park etmiş bir arabaya bindirerek intihar etti.

Eğer park etmiş bir araba olmasaydı, arabamız o cehennem hızıyla duvara çarparak üçümüzün de ölümüne ya da daha vahim şekilde yaralanmamıza neden olabilirdi.

Kaza üzerine yetişen ambulanslarla ilk tıbbi müdahale için acilen en yakındaki üç ayrı hastaneye götürüldük.

Üzerinden beş gün geçmiş olmasına rağmen üçümüz de hâlâ normal yaşama ve çalışma koşullarına kavuşabilmiş değiliz.

Sağ olsunlar, Ateliers du Soleil'deki çalışma arkadaşlarımızın ve dostlarımızın örnek dayanışması ve desteği sayesinde İnci, Iuccia ve ben bu kabus durumundan bir an önce kurtulmaya çalışıyoruz.

Elbette, motorun durduk yerde çıldırmasının ve aracın böylesine cehennemi bir koşuya çıkışının nedenlerini bulmak, sorumlularından hesap sormak için elimizden gelen her şeyi yapacağız.”