FED-GEL’den Uluslararası Kürt Kültür Festivali’ne çağrı
FED-GEL Eşbaşkanlığı, Almanya’nın Frankfurt kentinde 9 Eylül’de gerçekleştirilecek 31. Uluslararası Kürt Kültür Festivali’ne Kürt halkı ve dostlarını katılmaya çağırdı.
FED-GEL Eşbaşkanlığı, Almanya’nın Frankfurt kentinde 9 Eylül’de gerçekleştirilecek 31. Uluslararası Kürt Kültür Festivali’ne Kürt halkı ve dostlarını katılmaya çağırdı.
FED-GEL Eşbaşkanlığı, “2022 yılında Paris’te, Ahmet Kaya Kültür Merkezi‘‘nde katledilen Evîn Goyî, Mîr Perwer ve Abdurrahman Kızıl şahsında kültürel varlığımızın emekçilerine adanan festivale katılmak, her şeyden önce kendine, kültürüne ve kimliğine sahip çıkmak demektir” diyerek, birlik içerisinde özgürlüğü haykırmak için Cumartesi günü Frankfurt’ta 31’incisi gerçekleştirilecek Uluslararası Kürt Kültür Festivali’ne katılım çağrısı yaptı.
Açıklama şöyle;
Kürt halkı dünya tarihinde uygarlığın gelişmesine büyük katkı sağlayan Medler’in çocuklarıdır. Ortadoğu’da varlığını binlerce yıllık iç ve dış dayatma koşullarına rağmen sürdürmeyi başarmış kadim bir halktır. Ortadoğu’da bugün yaşayan birçok kültür ve inancın kaynağı yine Kürt orijinlidir. Binlerce yıldır Kürt halkının her şeye rağmen sahip çıktığı Kurdistan coğrafyası da günümüzde her türlü güzelliğe sahip, eşsiz bir doğaya sahiptir. Yeraltı ve yerüstü doğal zenginlikleri ve enerji kaynaklarıyla dünyanın iştahını çeken en stratejik bir konumdadır. Günümüzde Kurdistan’ı aralarında paylaşan dört devletten hiçbirinin Kurdistan’dan vazgeçerek ayakta kalma şansı yoktur. Bütün egemen ve sömürgeci devletler ancak Kurdistan coğrafyasına ve halkına dayanarak varlıklarını sürdürme şansına sahiptirler. Kurdistan halkına bu ihtiyacını eşitlik temelinde paylaşarak telafi etmek istemeyen egemen devletler, en ucuz ve kötü yöntemlere başvurmakta ve Kürt halkını ya fiziki ya da kültürel asimilasyonla kendi anavatanında yok etmek istemektedirler. Bu tarihi gelişmeler yüzünden Kurdistan coğrafyası son 200 yıldır bitmeyen zulümlerin, savaşların ve direnişlerin merkezine dönüşmüştür. İnsanlık adına en destansı kahramanlıklardan, yine en ibretlik ihanetlere kadar her türlü pratiğin yaşandığı Kurdistan’da halk, her şeye rağmen özgürlük tutkusundan vazgeçmemiş, bu uğurda her türlü bedeli göze alarak direnişini sürdürmüştür. Mahabad’dan, Dersim‘e, Hewlêr, Halepçe’den Efrîn‘e ve Kobanê’ye kadar her zaman, koşullar ne olursa olsun direniş geleneği devam ettirilmiştir.
Tabii ki bu direnişlerin ve alt-üst oluşların da bir takım olumsuz sonuçları olmaktadır. Her türlü fiziki imha ve kültürel asimilasyona maruz kalan halkımız, birçok farklı gerekçeyle adeta dalından kopartılıp rüzgâra bırakılmış yaprak misali toprağından, ocağından göçertilerek dünyanın dört bir yanına gitmeye zorlanmıştır. Halkımız anayurdunda gösterdiği direnişi ve beyaz ölüme karşı mücadelesini gittiği her yerde örgütlenerek sürdürmekten vazgeçmemiştir. Yurtsever Kürt halkı, gittiği her yere Kurdistan’ı da beraberinde götürmüştür. Bu yüzden gittiği her yerde kapitalist, sömürgeci, halk düşmanı egemenlerle de mücadele etmek zorunda kalmıştır. En son Paris’te bir tetikçi eliyle Kürt halkının kültür kurumunda emekçilerinin katledilmesi de bu tarihsel arka plan ve süreçten bağımsız düşünülmemelidir. Bu perspektifle ele alındığında 2022 yılında Paris’te, Ahmet Kaya Kültür Merkezi‘‘nde katledilen Evîn Goyî, Mîr Perwer ve Abdurrahman Kızıl şahsında kültürel varlığımızın emekçilerine adanan festivale katılmak, her şeyden önce kendine, kültürüne ve kimliğine sahip çıkmak demektir.
9 Eylül Cumartesi günü Almanya’nın Frankfurt kentinde organize edilecek 31. Uluslararası Kürt Kültür Festivali, “Kurdistan’ı dört parçaya bölen uluslararası güçlerin tertipledikleri Lozan Antlaşmasının 100’üncü yılında Kürt sorununa çözüm, Abdullah Öcalan’a özgürlük, Kurdistan’a statü” şiarıyla yapılacaktır. Kürt halkına karşı fiziksel ve kültürel soykırımları dayatan güçlere ve ittifaklarına verilecek en anlamlı mesaj, birlik içinde ve bir ağızdan özgürlüğü ve özgür yaşama arzusunu haykırmaktır. Bu temelde FED-GEL Federasyonu olarak bizler de gençleri, kadınları, barıştan ve özgür yaşamdan yana taraf olan her türlü inancı, kültürü ve kurumu Frankfurt’ta gerçekleştirilecek festivale bekliyoruz.”