FEDA Almanya’da Alevi federasyonuna saldırıyı kınadı
Demokratik Alevi Federasyonu (FEDA), Almanya’da 9 Ağustos sabahı Alevi Birlikleri Federasyonu’na (AABF) yapılan saldırıyı kınadı.
Demokratik Alevi Federasyonu (FEDA), Almanya’da 9 Ağustos sabahı Alevi Birlikleri Federasyonu’na (AABF) yapılan saldırıyı kınadı.
Yazılı bir açıklama yapan FEDA, “Yası Muharrem’ın birinci günü Ankara’da eş zamanlı üç Alevi kurumuna yapılan saldırı, bir hafta sonra Kartal Cemevi başkanına fiziki şiddet, en nihayetinde 9 Ağustos sabahı Almanya Alevi Birlikleri Federasyonu’na(AABF) bağlı Düren Alevi Kültür Merkezi’ne kimliği belirsiz kişi veya kişilerce saldırıda bulunulmuştur” dedi.
Açıklamada devamla şunlar ifade edildi:
“Üst üste Alevi kurumlarına yapılan bu ırkçı, faşist saldırıları şiddetle kınıyoruz. Tüm Alevi canlara geçmiş olsun diyoruz. Erdoğan cemevine cümbüş evi diyeceğine ibadethane statüsü tanımış olsaydı. Ulus devletin tekçi, inkârcı zihniyetinin Alevi çocuklarına zorunlu din dersini dayatacağına Aleviliğin kendine özgü inanç olduğunu kabul etmiş, Anayasal güvenceye tabii tutmuş olsaydı bu saldırılar yaşanmayacaktı. Alevilerin temel taleplerini karşılayacağına, Alevi ibadethanesini kendine göre dizayn eden, devletin onlarca katliamından kaynaklı yüzleşip özür dileyeceğine, Alevi Yol önderlerinin resmi altında fotoğraf vermekten kaçınan Erdoğan asla çözümün adresi olamaz. İktidarın Alevilerin meşru demokratik haklarını karşılamak yerine, kültürel soykırımda ısrarından güç alan bu selefist cihadistlerin provokatif saldırıları sürdürecekleri anlaşılmaktadır. Öncelikle musahip kurumumuz AABF’na ve Düren Cemevi’ne geçmiş olsun diyor, samimi dayanışma duygularımızı iletiyoruz. Son günlerde yaşanan saldırılar tesadüfi ve kendiliğinden saldırılar değildir. Organize, planlı ve örgütlü olduğu anlaşılan bu saldırılar karşısında birlikte mücadeleden başka yol kalmamıştır.
Planlı olduğu anlaşılan bu saldırılar siyasal iktidarın Alevileri inkarının, itibarsızlaştırmasının ve kültürel soykırımda ısrarının sonucu yaşandığını iyi bilmek durumundayız. Bu anlamda saldırılarda siyasal iktidarın sorumluluğu büyüktür.
İnkârcı ve katliamcı iklimden beslendiği açık olan belirli merkezlerde planlanan, provakasyon kokan bu saldırılara karşı biz Alevilerin örgütlü olması, birlikte hareket etmesi dönemin olmazsa olmazıdır. Bu temelde inkâra, asimilasyona ve kültürel soykırımcı nahak zihniyete karşı başta her sürekten Aleviler olmak üzere demokrasi güçlerini birlikte mücadeleye çağırıyoruz.
Alevilerin eşit yurttaşlık hak mücadelesinde ‘Yol Bir, Sürek Binbir’ gereğince özgünlüklerimizi koruyarak birlik olmak, bu ırkçı faşist zihniyete karşı birlikte mücadele etmek zorundayız.”