Yazılı bir açıklama yapan FEDA ve DAKB, devletin tarikatlara ve cemaatlere depremzede çocuklarını peşkeş çekmek üzere el koyduğu tepkisinde bulundu.
Açıklamada, “6 Şubat’ ta yaşanan depremi fırsat bilen AKP-MHP iktidarı Kürtlere, Kürt-Arap Alevilerine evrensel hukukta soykırım olarak ifade edilen her şeyi yaşattı, yaşatıyor” denildi.
Açıklamada devamla şunlar ifade edildi: “En son olarak Diyanet İşleri Başkanlığı, “evlat edinenle evlatlık arasında evlenme engeli yoktur.” diyen sapkın fetva verdi.
Öyle anlaşılıyor ki devlet tarikatlara ve cemaatlere depremzede çocuklarını peşkeş çekmek üzere el koyuyor…
Yaşanan her gelişme iktidarın deprem afetini soykırıma dönüştürmek istediği gerçeğini açıkça bize gösteriyor. Kamuoyuna yansıdığına göre, devletin desteği ve onayı ile tarikatlar gibi organ mafyası da depremzede çocuklarına el koymakta, çocukları kaçırmaktadır.
Hiç kimse kamuoyuna yansıyan bu bilgileri “şehir efsanesi” görmemeli, göstermemelidir. Halklarımız, “ateş olmayan yerde duman çıkmaz.” diyerek bu tür durumları izah etmiştir.
Devlet ve iktidar sahiplerinin bu tür kirli emellerini bizler tarihten biliyoruz. Devlet Ermeni soykırımında Ermeni çocuklarına el koymadı mı? Bu devlet, Dersim soykırımında Dersim halkının evlatlarına el koymadı mı? Bu devlet, Maraş soykırımında Alevi çocuklarına el koymadı mı? Bu zihniyet Şengal’ de Êzidî çocuklarına ve kadınlarına el koymadı mı? Ayrıca soykırım uygulayan bütün devletler çocuklara el koymadı mı? Kısacası çocuklara el koymak bütün soykırımların temel özelliklerinden birisidir.
Bugün bu zihniyetin son temsilcileri devlet ve tarikatlar, ailelerini kaybetmiş çocuklara el koyarak, yaşanan felaketi soykırıma dönüştürmektedirler. Devletin çocuklarımıza el koyduğu haber ve bilgilerin doğruluğunu Diyanet İşler Başkanlığının son fetvasından da anlamak mümkündür. Korumak adına sözde evlatlık almak için el konulan çocuklarla evlenmenin dinen mümkün olduğunu söyleyen bu zihniyeti kınıyoruz. Ensar Vakfı başta olmak üzere vakıflarda çocuklara neler yapıldığını, altı yaşında kızların evlendirileceğini savunan bu zihniyetin çocukları hangi amaçla gasp ettiği fazlasıyla açıktır. Ayrıca soykırımcı zihniyetin gasp ettiği depremzede çocuklarını kimliklerinden ve inançlarından kopartarak her tür kötülüğün öznesi haline getirmek istediği de bilinmektedir. Bu anlamda FEDA olarak halklarımızın çocuklarına yönelik olarak geliştirilen bu alçak saldırıya karşı duyarlı herkesi ve kamuoyunu görev ve sorumluluğa davet ediyoruz. Bu nedenle halklarımızın kayıp çocuklarının ısrarlı takipçisi olacağız. Bunun için canlarımızın bulundukları her yerde tanıdıkları, tanımadıkları her ailenin çocuklarını araması, bulması, bulunanlara sahiplik etmesi, bunu yapamadığı yerlerde demokratik kurumları ve çevreleri bilgilendirerek harekete geçirmesi ve yapması en önemli görevlerimizden olmaktadır.
Belirtilen düşmanca yaklaşımlara karşı, ‘çocuklara kıymayın efendiler’ diyerek bu güçlerde merhamet dilemeyecek, çocuklarımızı onların kirli emellerine bırakamayacağız.
FEDA olarak bütün gücümüz ve olanaklarımızla bu soykırımcı saldırıya karşı mücadeleyi esas alacağız.
Tüm Alevi canları, çocuklarımıza sahip çıkmaya, devletin ve tarikatların eline geçmemesi için birlikte mücadeleye çağırıyoruz. Halklarımızı ve kamuoyunu akıbeti belli olmayan çocukları ulaşabileceğimiz her yerde ve her yolu deneyerek arayalım, bulmaya çalışalım diyoruz. Çocuklarımızı coğrafyasından, kültüründen kopartmanın tecrit olup uluslararası hukuka göre insanlık suçudur. Onları hafızasız, kimliksiz bırakmak demektir. Devletin, cemaatlerin ve tarikatların insafına bırakmadan çocuklarımızı evlerimizin, hanelerimizin kıymetlileri, musahipleri yapalım diyoruz.”