HPG Basın İrtibat Merkezi açıklaması şöyle:
“Hogir Mervan yoldaşımız 10 Ekim 2024 günü Garê bölgesinde gerçekleşen bir düşman saldırısında şehadete ulaştı.
Gençlik çalışmalarıyla başladığı devrimci yürüyüşünü zindan direnişçiliği ve Kurdistan dağlarının doruklarında gerillacılık ile sürdüren Hogir yoldaşımız, adım adım fedaileşerek Apocu özgür yaşam felsefesinin yılmaz bir savaşçısı ve militanı halinde geldi. Halkımıza karşı yeni ferman ve soykırım saldırılarının gündeme geldiği bir süreçte hiç tereddüt etmeden halkımızın fedai bir özgürlük savaşçısı olduğunun bilinciyle hareket etti. Bu temelde direniş mevzilerinde yer alan yoldaşımız, fedai duruşuyla rol oynadı ve bugün yaşanan direnişlere de ilham kaynağı oldu. Zaferin ancak Apocu mücadele tarzında ısrar ederek kazanılacağını başarılı pratiği ile ispatladı. 14 yıllık devrimci yaşamına birçok başarı sığdıran ve gelecek vadeden öncü bir komuta adayı olan Hogir yoldaşımız, gerilla savaş sanatına olan hakimiyeti ve bunun her boyutta başarılı bir şekilde pratikleştirilmesindeki ısrarı ile tüm yoldaşlarının örnek aldığı Apocu bir militan olarak mücadele etti. Düşmanın Kurdistan’daki varlığını en büyük mücadele gerekçesi olarak gören ve buna karşı ancak fedailik çizgisinde bir mücadele ile başarının kazanılacağını bilen yoldaşımız, inandığı gibi yaşayan ve söylediği kadar da pratik yapan tutarlı devrimciliğin timsali olarak tüm yoldaşlarına da örnek teşkil etti.
Hogir yoldaşımız ile aynı amaç için mücadele etmekten ve savaşmaktan onur duyan yoldaşları olarak anısını özgür Kurdistan’da yaşatacağımızın sözünü veriyoruz. Bu temelde başta değerli ailesi olmak üzere tüm yurtsever Kurdistan halkımıza başsağlığı diliyoruz.
Hogir Mervan yoldaşımızın kimlik bilgileri şöyledir:
|
Kod Adı: Hogir Mervan
Adı Soyadı: Fırat Serihan
Doğum Yeri: Êlih
Anne – Baba Adı: Asiye – Halil
Şehadet Tarihi ve Yeri: 10 Ekim 2024 / Garê
|
Direnişçiliği, zulme karşı boyun eğmeyen duruşu ve özgür yaşamdaki ısrarı ile tanınan Botan halkımız, partimiz PKK öncülüğünde gelişen çağdaş özgürlük mücadelesinin tutarlılığından, fedailik çizgisindeki duruşundan ve düşmandan asla aman dilemeyen devrimci tazından etkilenerek daha ilk yıllardan büyük bir sempati duydu. 15 Ağustos 1984 Atılımı’yla birlikte en değerli evlatlarını mücadele saflarına katarak özgürlük mücadelemizin büyümesini ve yenilmez kılınmasını sağladı. Bu nedenle tarih boyunca olduğu gibi bir kez daha düşmanın hedefi haline gelen yurtsever Botan halkımız, büyük bedeller vermesine, katliamlarla yüz yüze kalmasına ve göç yollarına düşmesine rağmen partimiz PKK ile tattıkları özgür yaşam duruşlarından taviz vermediler. Gittikleri her yerde sarsılmaz bir bağlılıkla mücadelemizin büyütülmesi için emek verdiler.
Aslen Sêrt Dihê’li olan Hogir yoldaşımızın değerli ailesi de Botan halkımızın bu gerçekliği içerisinde şekillendi. İşgal saldırılarının yoğun olduğu bir süreçte düşman politikalarına teslim olmamak ve onurluca yaşamak için yıllarca yaşadıkları yerden göç ederek ilk olarak Êlih’e yerleştiler. Burada dünyaya gelen Hogir yoldaşımız, halkımızın öz kültürü ve değerleriyle büyüdü. Yakın akrabalarından gerilla saflarına katılımların olması, şehadetlerin yaşanması ve bazı yakınlarının düşman tarafından hunharca infaz edilmesi daha küçük yaştan itibaren Hogir yoldaşımızın düşman gerçekliğini tanımasını sağladı. Daha sonra ailesi ile birlikte Türkiye metropollerine göç etmek zorunda kalan yoldaşımız, burada ülkemiz Kurdistan’a olan özlemini derinden hissetti. Bu nedenle kendisini var eden Kürt kültürünü, dilini ve toplumsal özelliklerini korumayı en öncelikli yurtseverlik görevi olarak ele aldı. Gençlik dönemlerinden itibaren yurtsever devrimci gençlik çalışmalarında yer almaya başlayarak mücadeleye daha aktif bir katılım sağladı. Düşmanın Kurdistan’da savaş, katliam ve göçertme politikaları ile sindirmeye çalıştığı halkımıza yönelik saldırılarının Türkiye metropollerinde tüm bu uygulamaların yanı sıra beyaz soykırım politikaları ile desteklendiğinin bilincine varan Hogir yoldaşımızın düşmana olan öfkesi daha da bilendi. Bu nedenle yer aldığı çalışmalara daha istekli, moralli ve coşkulu bir katılım sağladı. Düşmanın halkımıza yönelik saldırılarına özsavunma temelinde cevap vermekten geri durmayarak, üstlendiği öncülük misyonuna denk bir tutumun sahibi oldu. Kendisi gibi Türkiye metropollerine göç etmek zorunda kalan bir Kürt gencinin öze dönüşünde emek sahibi olan yoldaşımız, onların özgürlük mücadelesiyle buluşmasını sağlayarak mücadelemizin daha da büyümesini sağladı. Bu nedenle düşmanın dikkatini çeken yoldaşımız, 2009 yılında düşmana esir düştü. Zindanı da mücadele alanı olarak gören Hogir yoldaşımız, burada kaldığı 9 ay boyunca düşmanın tüm baskılarına rağmen Partimizin direniş kültüründen taviz vermedi. Aynı zamanda zindanı mücadelesini daha da büyütmenin zemini yaparak, yoğunlaşmalarını derinleştirdi. 2010 yılında zindandan çıkan Hogir yoldaşımız, yaşadığı yoğunlaşmaları pratikleştirmek için arayışlara girdi. Mücadelesini en etkili bir şekilde ancak gerilla saflarında sürdürebileceğinin bilincinde olan yoldaşımız, bu temelde Medya Savunma Alanları’na geçerek gerilla saflarına katıldı.
Hareketimizin Devrimci Halk Savaşı stratejisini devreye koyduğu bu dönemde gerilla saflarına katılmayı kendisi açısından bir şans olarak gören Hogir yoldaşımız, sürece cevap olabilecek bir katılımın sahibi olmak için kendisini askeri ve ideolojik anlamda yetkinleştirmesi gerektiğinin farkındaydı. Bu temelde yer aldığı yeni savaşçılar eğitim devresinde aktif bir katılım sağlayarak önemli tecrübeler edindi. Yaşama aktif bir şekilde katılan yoldaşımız, moralli ve heyecanlı kişiliği ile birlikte mücadele ettiği yoldaşlarını da etkiledi. Bu nedenle yaşama doğal bir komutan olarak katılarak üstlendiği tüm görev ve sorumlulukları eksiksiz bir şekilde yerine getirdi. 2014 yılına kadar Medya Savunma Alanları’nın birçok bölgesinde mücadele yürüten Hogir yoldaşımız, kendisini gerilla taktiklerinde yetkinleştirmeyi esas aldı. Bu süre zarfında Devrimci Halk Savaşı temelinde düşmana karşı geliştirilen birçok eylemde yer alarak öğrendiklerini pratikleştirme imkanı buldu. Yer aldığı eylemlerdeki cesareti ve soğukkanlılığı ile yoldaşlarına güç ve moral kaynağı oldu. Askeri anlamda kazandığı tecrübe ve yetkinliği ideolojik bir temele oturtması gerektiğinin bilincinde olan Hogir yoldaşımız, bu anlamda Önderlik Savunmaları temelinde geliştirdiği ideolojik yoğunlaşmalarına hiçbir zaman ara vermedi. Okuduklarını bilince çıkardıkça kişiliğinde önemli dönüşümler yaratan Hogir yoldaşımız, Apocu militanlık ölçülerini en temel özellikleri haline getirdi. Öyle ki fedakarlığı, samimiyeti ve güçlü yoldaşlığı ile tüm yoldaşlarının örnek aldığı bir militan olarak öne çıktı. PKK yoldaşlığının birbirini yüceltmek ve büyütmek üzerine inşa edildiğinin bilincinde olarak birlikte mücadele ettiği her bir yoldaşının gelişiminden kendisini sorumlu gördü ve fedakarca emek verdi.
DAİŞ çetelerinin halkımıza soykırım amacıyla saldırdığı 2014 yılında Apocu bir militan ve halkımızın fedai bir neferi olarak halkımızla birlikte direniş mevzilerinde yer almakta bir an bile tereddüt etmeden direniş saflarına katıldı. Çetelere karşı gerçekleştirilen birçok hamle ve eylemde yer alarak DAİŞ çetelerinin yenilmesinde büyük bir emeğin sahibi oldu. Yer aldığı eylemlerde ağır yaralanmasına rağmen mücadele azminden, kararlılığından ve moralli katılımından asla taviz vermedi. Bu anlamda fedai bir tarzın sahibi olan yoldaşımız, daha sonra birçok önemli çalışmada yer alarak devrim görevlerini başarılı bir şekilde yerine getirdi. Kurdistan dağlarına olan özlemini her fırsatta dile getiren ve bir an önce kendisini yeniden var eden dağlara dönmeyi hayal eden Hogir yoldaşımız, DAİŞ’e karşı mücadelede tarihi görevini yerine getirdikten sonra yeniden Medya Savunma Alanları’na döndü.
Hareketimize yönelik saldırıların artarak sürdüğü süreçte bir özgürlük gerillası olarak kendisini ait hissettiği dağlara dönmenin mutluluğunu yaşayan Hogir yoldaşımız, bir an önce düşmana karşı savaşacağı direniş alanlarına gitmek istedi. Fakat yoldaşlarına verdiği güven, yaşamdaki fedai katılımı, dürüst ve samimi kişiliği sayesinde bazı önemli ve stratejik çalışmalarda yer alması önerildi. Örgüt ihtiyaçlarının öncelikli olduğunun bilincinde olan Hogir yoldaşımız, diğer tüm çalışmalarda olduğu gibi bu çalışmalara da tüm varlığı ile katılım sağladı. Yer aldığı çalışmada kısa sürede yetkinleşen yoldaşımız, önemli sorumluluklar üstlendi. Hiçbir olumsuz koşulu önünde engel yapmayan yoldaşımız, Medya Savunma Alanları’nda sürdürülen tarihi direnişin geliştirmesinde eşsiz bir emeğin ve fedakarlığın sahibi olarak rol oynadı. Akademik anlamda ideolojik eğitim görmemesine rağmen Apocu militanlık ölçülerinde son derece keskin bir duruşun sahibi olan Hogir yoldaşımız, yaşadığı yoğunlaşmalarla kendi perspektifini yaratarak dönem görevlerine eksiksiz bir şekilde yerine getirdi. Bu anlamıyla fedailiği içselleştiren bir tarzın sahibi olan yoldaşımız, çekici üslubu ve olgun kişiliği ile de tüm yoldaşlarını ve halkımızı etkilemeyi başardı. Hogir yoldaşımız duruşu, kişiliği, pratiği ve yoldaşlığıyla mütevazı, emekçi ve öncü bir devrimci olarak döneme damgasını vurmayı başardı.
10 Ekim 2024 günü Garê’de görevi başındayken gerçekleşen bir düşman saldırısında şehadete ulaşarak 14 yıllık profesyonel devrimci yaşamını zirvede tamamladı. Halkımızın ölümsüz kahramanları arasındaki yerini alan Hogir yoldaşımız, bizlere mutlaka yerine getirilmesi gereken önemli devrim görevleri bıraktı. Yoldaşları olarak Hogir yoldaşımızın bizlere devrettiği görevleri onun şahsında tüm kahraman şehitlerimize layık olmanın bilinciyle yerine getireceğimizin sözünü yineliyoruz.”