GÖRÜNTÜLÜ

HPG: Son mermilerine kadar fedaice savaştılar

Botan şehitlerinin kimliğini açıklayan HPG, “Kahramanca çatışan yoldaşlarımız, son mermilerini kendilerine saklayarak düşmanın eline sağ geçmemek için fedaice şehadete yürüdü” dedi.

ŞEHİT AÇIKLAMA

HPG Basın İrtibat Merkezi, şehit gerillalara ilişkin şunları belirtti:

“17 Ağustos 2024 günü Botan’ın Kêla Memê alanında gerçekleşen hava saldırıları sonucunda Apocu fedai militanlar Xebat Cûdî ve Zamani Amanos yoldaşlarımız şehadete ulaştı. Xebat ve Zamani yoldaşlarımızın şehadetinden sonra bu alan, savaş uçakları ve saldırı helikopterleri ile yoğun bir şekilde bombalandı ve akabinde operasyon başlatıldı. Gerçekleşen düşman operasyonuna darbe vurmak için harekete geçen fedai komutanımız Serhed Jêhat ve fedai militan Yılmaz Dersîm yoldaşlarımız ile işgalciler arasında 18 Ağustos 2024 günü temas yaşandı ve çatışmaya dönüştü. Yoldaşlarımız ile işgalciler arasındaki şiddetli çatışma saatlerce sürdü. Apocu fedai militanlar ile baş edemeyeceğini anlayan işgalci Türk ordusu, yoldaşlarımızın bulunduğu alanı savaş uçaklarıyla ile bombaladı. Tüm bunlara rağmen kahramanca çatışan yoldaşlarımız, son mermilerini kendilerine saklayarak düşmanın eline sağ geçmemek için fedaice şehadete yürüdü.

Apocu fedai komutan Serhed Jêhat yoldaş ve Apocu fedai militanlar Yılmaz, Xebat ve Zamani yoldaşlarımız Devrimci Halk Savaşımızın ve içinden geçtiğimiz dönemin yakıcı görevlerini iliklerine kadar hisseden fedai devrimcilerdir. Halkımızın varlığını korumak ve özgürlüğünü sağlamak için gerilla saflarına katılan, her türlü imkansızlığa ve zorlu engele karşı büyük bir dirayetle göğüs geren militanlardır. Görev yürüttükleri tüm sahalarda yüksek feragat duygusuyla büyük bir emek veren, her türlü riskli sorumluluğu üstlenmekten çekinmeyen, yüreğini ve beynini mücadelemizin zaferine kilitleyen asil, cesur ve yiğit yoldaşlardır. Her biri birbirinden değerli bu yoldaşlarımız, fedailik çizgisinde derinleşmiş, kendilerini profesyonelleştirmiş ve Apocu fedai ruhla donatmış zapt edilemez militanlardır. Mücadele yürüttükleri her an’da soykırımcı düşmanın yüreğine korku salan bu büyük  yiğitlerimiz, şehadetleriyle de düşmanın kabusu olup adlarını silinmez bir biçimde mücadele tarihimize yazdırdılar.

Halkımızın en değerli ve fedai evlatları olan dört yoldaşımız, yeni bir dörtler destanı yazarak şehadete ulaştılar. Bu yoldaşlarımızın yürüdüğü yolda, onların duruşunu ve ikirciksiz fedai militanlığını örnek alarak amaçlarını başarıp intikamlarını alana kadar kesintisiz mücadele edeceğimizin ve anılarını daima yaşatacağımızın sözünü veriyoruz.

Bu duygularla başta şehit yoldaşlarımızın değerli ailelerine ve tüm yurtsever Kurdistan halkımıza başsağlığı diliyoruz.

Şehadete ulaşan yoldaşlarımızın kimlik bilgileri şöyledir:

Kod Adı: Serhed Jêhat
Adı Soyadı: Veysel Sevinç
Doğum Yeri: Agirî
Anne – Baba Adı: Melek – Abdulgafur
Şehadet Tarihi ve Yeri: 18 Ağustos 2024 / Botan

 

Kod Adı: Yılmaz Dersîm
Adı Soyadı: Barış Kartal
Doğum Yeri: Şirnex
Anne – Baba Adı: Fatma – Abdullah
Şehadet Tarihi ve Yeri: 18 Ağustos 2024 / Botan

 

Kod Adı: Xebat Cûdî
Adı Soyadı: Reşit Çevik
Doğum Yeri: Şirnex
Anne – Baba Adı: Saadet – Müslüm
Şehadet Tarihi ve Yeri: 17 Ağustos 2024 / Botan

 

Kod Adı: Zamani Amanos
Adı Soyadı: Serhat Güzel
Doğum Yeri: Mêrdîn
Anne – Baba Adı: Mülkiye – Ömer
Şehadet Tarihi ve Yeri: 17 Ağustos 2024 / Botan

 

SERHED JÊHAT

Halkımızın imhası ve inkarı üzerine kurulan sömürgeci soykırımcı Türk devletine karşı en etkili ve uzun süreli direnişlere ev sahipliği yapan Serhed halkımız, gelişen vahşi düşman saldırıları ve katliamlarına karşı hiçbir zaman teslim olmadı, çeşitli yol ve yöntemlerle varlık ve özgürlük mücadelesini günümüze kadar taşımayı başardı. Özellikle Rêber Apo’nun Kurdistan’a yaptığı ilk seferinde, Serhed halkımız daha ortada özgürlük mücadelesi adına herhangi somut bir gelişme olmamasına rağmen sarsılmaz bir inançla Rêber Apo’ya güvenip inandı. Rêber Apo öncülüğünde gelişen mücadelenin diğer serhildanlardan farkının öze dönüş hareketi olduğunu anlayan Serhed halkımız, üzerindeki ölü toprağı atarak daha ilk dönemlerden itibaren özgürlük mücadelesindeki yerini aldı.

Serhed yoldaşımız, Agirî’ye bağlı Panos ilçesinde direnişçi halk gerçekliğinin yaşandığı bir toplumsal yapıda, yurtsever, toplumsal değerlere ve ahlaka sahip bir ailede dünyaya geldi. Ailesinin iyiyi, doğruyu ve güzeli öğütleyen ahlaki yapısından kaynaklı, çocukluğundan itibaren her zaman doğru yaşamın arayışçısı oldu. Küçük yaşta edindiği bu ilkeler temelinde tüm yaşamına yön vermenin çabasında oldu. Sömürge okullarına gidene kadar yaşadığı köy ortamında Kürt kültür ve değerlerine bağlı bir yaşam sürdüren Serhed yoldaşımız, beyaz soykırım mekanları olarak tanımladığı sömürge okullarına gittiği zaman ilk çelişkisini yaşamaya başladı. Yabancı bir dilin ve kültürün dayatıldığı bu okullarda ilk olarak Kürtlüğüne saldırıldığını, kendisini var eden dil, kültür ve hafızanın yok edilmek istendiğini anladı. Bunun yerine çağdaşlık ve ilericilik olarak lanse edilen fakat özünde kendi olmaktan, yani insan olmaktan çıkmak anlamına gelen Türklük ideolojisi, dili ve kültürünün kendisine dayatıldığının farkına vardı. Ailesinin geçimine katkıda bulunmak için gittiği Türkiye metropollerinde düşmanın Kürtler hakkında yarattığı toplumsal algıyı daha iyi anladı. Kendilerine yönelik ayrımcı ve düşmanca yaklaşımlar nedeniyle bu süreçte düşman gerçekliğini daha fazla bilince çıkardı.

Öte yandan neredeyse Bakurê Kurdistan ve Türkiye metropollerinin tamamına yayılan özgürlük mücadelemiz, etkisini yaşamın her anında hissettirmeye başlamıştı. Özellikle ailesinden ve yakın akrabalarından bazı kesimlerin bu süreçte halkımızın özgürlük mücadelesine ilgi göstermesi ve belli bir düzeyde aydınlanmayı yaşaması Serhed yoldaşımızı da etkiledi. Gittiği farklı ortamlardaki yurtseverlerin yaklaşımlarından ve tartışmalardan etkilenen yoldaşımız, o süreçten itibaren kişiliğine yönelik bir öze dönüş hamlesi başlattı. Daha sonra eline geçen Rêber Apo’nun çözümlemeleri temelinde kendisini eğitmeye başlayan yoldaşımız, ülkemiz Kurdistan’ın sömürge gerçekliğinin acısını ilk olarak o süreçte yaşamaya başladı. Üzerinde insanca yaşanabilecek bir ülkesinin olmamasının öfkesini derinden yaşayan yoldaşımız, bunu mücadele gerekçesi haline getirdi. Özellikle Önderliğimize yönelik gelişen Uluslararası Komplo ile düşmana olan öfkesini daha fazla bileyen yoldaşımız, bu süreçten sonra mücadele arayışlarını daha da derinleştirdi. Yakın akrabalarından gerilla saflarına katılımların olduğunu duyan Serhed yoldaşımız, mücadele arayışlarını daha çok bu eksende yürütmeye başladı. Bu süreçte yakın akrabası olan Şehîd Jêhat Agirî – Erhan Serhat yoldaşımızla daha yakın ilişki içerisine giren yoldaşımız, Jêhat yoldaşın yürüttüğü tartışmalarla mücadele çizgisini daha da belirginleştirdi. Onurlu bir Kürt genci olarak en doğru mücadele alanının gerilla saflarına katılmak olduğu bilincine varan yoldaşımız, Şehîd Jêhat ve onun kardeşi Şehîd Serxwebûn Jêhat - Sinan Serhat yoldaşlarımızla sözleşerek gerilla saflarına katılmaya karar verdi. Yaşanan bazı aksaklıklardan dolayı bu yoldaşlarımızla birlikte katılmayı başaramayan yoldaşımız, verdiği söze bağlı kalarak halkımız için diriliş günü ve bayramı olan 15 Ağustos 2005 günü ilk günkü heyecan, coşku ve kararlılıkla yüzünü Kurdistan dağlarına dönerek gerilla saflarına katıldı.

Gerilla saflarına katılmayı ikinci doğuşu olarak ifade eden Serhed yoldaşımız, kendi iradesi ve isteği ile gerçekleştirdiği bu doğuşun gereklerinin bilincinde olarak ilk günden itibaren aktif bir katılımın sahibi oldu. Aynı zamanda özüne dönüşün başlangıcı olarak ele aldığı bu süreci, kapitalist yaşam ve ideolojinin reddi, özgür yaşam ve Önderlik ideolojisinin kabulü olarak tanımladı. Mücadelesini bu temelde kararlılıkla sürdüren yoldaşımız, yaşamının her anında üstlendiği görev ve sorumlulukları yerine getirmenin çabası içerisinde oldu. Özellikle Rêber Apo’ya ve şehit yoldaşlarına verdiği zafer sözünü yerine getirmek için kendisini tamamen mücadeleye adadı. Bu anlamda yeni savaşçılar eğitimini aldığı Xakurkê bölgesinde iki yıl mücadele ederek yetkin bir gerilla oldu. Daha sonra Şehîdan bölgesine geçerek mücadelesini sürdüren yoldaşımız, edindiği örgütsel, askeri tecrübe ve ideolojik birikimle gelecek vadeden bir komutan adayı oldu. Şehîdan bölgesindeki iki yıllık başarılı pratiğinin ardından 1 Haziran 2010 günü başlatılan Devrimci Halk Savaşı’na aktif bir katılım sağlamak isteyen yoldaşımız, bunun ideolojik, askeri ve siyasi boyutlarında derinleşmek için Parti Merkez Okulu’nda eğitime dahil oldu. Burada yaşadığı derinlikli yoğunlaşma ve ulaştığı kararlılıkla yüzünü Botan’a dönen yoldaşımız, soykırımcı Türk devletine karşı yoğun bir savaşın verildiği 2011 ve 2012 yıllarında aktif bir katılımın sahibi oldu. Bu süreçte birçok eylemde yer alarak düşmana olan öfkesini en anlamlı bir şekilde ortaya çıkaran yoldaşımız, gösterdiği fedakarlıkla tüm yoldaşlarının örnek aldığı bir Apocu militan oldu. Serhed yoldaşımız Botan’ın birçok bölgesinde sorumluluk üstlenerek komutanlık yaptı. Aynı zamanda kararlılığını ve katılımını en üst düzeye çıkararak Zîlanların izinden yürümek için defalarca fedai eylem yapma önerisinde bulundu. 2016 yılında gerçekleşen bir düşman saldırısında yaralanan Serhed yoldaşımız, bir süre Medya Savunma Alanları’nda tedavi olduktan sonra tekrar yüzünü büyük kahramanlıkların yaşandığı ve mücadelemizin kıblesi olan Botan’a döndü. 2019 yılına kadar Botan alanında gerillacılık yaparak militanlık görevlerini başarılı bir şekilde yerine getirdi. Burada başta Şehîd Egîd Civyan, Şehîd Delal Amed ve Şehîd Leyla Sorxwîn Amed yoldaşlar olmak üzere birçok değerli komutanımızla birlikte mücadele etme şansına ulaşan Serhed yoldaşımız, bu öncü komutanlarımızdan çok değerli tecrübeler edindi, samimi yoldaşlıklarını paylaştı. 2019 yılında bir kez daha Medya Savunma Alanları’na geçen Serhed yoldaşımız, burada bir süre eğitim ve yoğunlaşma süreci yaşadıktan sonra pratikten çıkardığı dersler temelinde Xakurkê bölgesine geçerek Xakurkê Eyalet Komutanlığı Üyesi olarak görev üstlendi. Gerillacılığa ilk başladığı Xakurkê bölgesine yaklaşık 15 yıl sonra bu sefer komutan olarak dönen yoldaşımız, ilk günün heyecan ve coşkusuyla çalışmalara katıldı. Xakurkê’de birlikte mücadele ettiği ve şehadete ulaşan yoldaşlarının anılarını yaşatmanın onlara layık bir mücadele çizgisine ve temposuna ulaşmakla mümkün olduğunun bilinciyle önemli başarıların kazanılmasında rol sahibi oldu.

Rêber Apo’ya yönelik her geçen gün derinleştirilen tecrit ve izolasyona karşı Apocu bir militan olarak görevlerini yerine getirmesi gerektiğinin bilincinde olan Serhed yoldaşımız, Önderliğimize karşı yetersiz yoldaşlığın özeleştirisini vermek için büyük fedakarlıklar ve çelikten bir irade gerektiren Bakurê Kurdistan’da mücadele etmek istedi. Ancak bu şekilde Önderliğimize ve şehitlere verdiği bağlılık sözünü yerine getirebileceğini belirtti. Yaptığı bir değerlendirmede bir 15 Şubat’ı daha Önderliğimizin esareti ile karşılamak istemediğini ifade eden yoldaşımız, aynı zamanda bu sürecin kendisini Rêber Apo’ya en yakın hissettiği süreç olduğunu dile getirdi. İçerisinde bulunulan mücadele döneminin karakterinin Apocu fedai öncüler olan Şehîd Bager, Şehîd Avzem, Şehîd Sara, Şehîd Rûken, Şehîd Rojhat ve Şehîd Erdal yoldaşlarımız tarafından belirlendiğinin altını çizen Serhed yoldaşımız, bu öncü fedai militanların devrettiği mücadele bayrağını Bakur’da dalgalandırmak için derinlikli bir yoğunlaşmayı yaşayarak fedaice yüzünü Bakur’a döndü. Bu temelde geçtiği Bakur’da 18 Ağustos 2024 günü gelişen düşman saldırısında düşmanın eline yaralı geçmemek için fedaice şehadete yürüyen Serhed yoldaşımız, mücadelesiyle olduğu kadar şehadetiyle de zafer yolunda yürüyen fedai gerillacılığın büyük kahramanlarından biri olarak adını tarihe yazdırdı. Yoldaşları olarak dürüstlüğün, samimiyetin, özgürlük değerlerine bağlılığın, fedakarlığın, fedailiğin ve söze yüklenen derin anlamın timsali olan Serhed Jêhat yoldaşımızın mücadelesini aynı kararlılık ve iddia düzeyi ile sürdüreceğimizin sözünü yineliyoruz.

 

YILMAZ DERSÎM

Tarihinde destanlar yatan ve Ortadoğu’nun en kadim halklarından biri olan Kürt halkına reva görülen inkar, imha ve kültürel soykırıma karşı Önderliğimizin yoktan var ettiği Kurdistan Özgürlük Mücadelesi, halkımızın ve ezilen tüm halkların umudu oldu. TC devletinin tüm varlığı ile saldırdığı özgürlük mücadelesinin büyük bedellerle bugüne ulaşmasında emeği olan yurtsever halkımızın duruşu, mücadelemizin başarıya ulaşmasında her zaman belirleyici oldu. Yılmaz yoldaşımız da yurtsever bir ailenin ferdi olarak Şirnex’ın Silopiya ilçesinde dünyaya geldi. Hem mensubu olduğu Sipêrtî aşiretinden hem de yakın çevresinden birçok katılımın olması yoldaşımızın erken yaşta Partimizi tanımasına vesile oldu. Yurtsever kültür ve ahlakla büyüyen yoldaşımız öz değerlerine bağlı, Kürtlüğünün bilincinde ve politik bir kişilik olarak yetişti. Kurdistan’da yaşanan savaşa tanık olarak ve yaşadığı coğrafyada düşmanın baskısını görerek büyüdü. TC devletinin asimilasyon yuvaları olan ve Türkçe dışında tüm dilleri yok etme üzerine kurulu eğitim sisteminde kısa bir süre okula giden yoldaşımız, düşman gerçekliğini daha ilkokul yıllarında anladı. Anadilini konuşamamasını hırsa dönüştürerek sisteme karşı öfkesini biledi. Sömürge okullarını bırakarak keskin bir tavır gösterdi. Dilsiz bir yaşamın onursuz bir yaşam olduğunu bilerek yaşamın her alanında anadili konusunda hassas bir yaklaşım gösterdi. Düşmanın Botan halkımıza yaptığı işkence ve zulmü gören yoldaşımız, yakın çevresinden Hareketimize katılımların olmasından derinden etkilendi. Hem sistemin gerçeğini anlayan hem de Hareketimizin başlattığı Devrimci Halk Savaşı’nda yaşanan şehadetlerden dolayı onurlu bir Kürt genci olarak arayışlarını ve sorgulamalarını derinleştirdi. Türk devleti ile yaşanan çatışmalarda kahramanlık destanı yazan gerillaya hayranlık duyan yoldaşımız, şehitler kervanına katılan gerillaların cenaze törenine katılarak düşmandan intikam alacağına dair yemin etti. Şehadetlere ancak mücadele saflarına katılarak cevap olunabileceğinin bilinciyle hareket etti.

2013 yılında gerillanın kutsal mekanları olan özgür dağlara yüzünü dönen Yılmaz yoldaşımız, Botan bölgesinde gerilla saflarına katıldı. Kısa bir süre Botan bölgesinde kaldıktan sonra Medya Savunma Alanları’na geçen yoldaşımız, yeni savaşçı eğitimlerine dahil oldu. Gerilla yaşamına yabancı olmayan ve dağın zorlu koşullarını bilen Yılmaz yoldaşımız, yaşama adapte olmada herhangi bir sorun yaşamadı. Gerillanın yoldaşlık ilişkilerinden etkilenerek büyük bir özgüvenle eğitimlere katılım gösterdi. Temel gerilla eğitiminde moralli katılımı sayesinde kısa sürede gelişim gösterdi. Eğitimlerde okuduğu Parti materyallerine yoğunlaşarak ideolojik anlamda da kendini donanımlı kıldı. Eğitim sürecini başarılı bir şekilde bitiren ve yetkin bir gerilla olmayı başaran Yılmaz yoldaşımız, pratik alanlarda tecrübe kazandı. Pratik çalışmalardaki moralli ve coşkulu katılımı ile yoldaşlarına birçok konuda yardımcı oldu. Partimizin her görevine büyük bir disiplinle yaklaşarak bunları yerine getirdi. Derin bir bağlılık duyduğu şehitlere layık olmayı amaçlayan yoldaşımız, mücadelesini büyütmek ve fedaileşmek için daha aktif bir katılımın sahibi oldu. Güçlü bir eğitimden geçen Yılmaz yoldaşımız, ideolojik donanımlı profesyonel bir gerilla olarak her göreve hazır hale geldi. Birçok farklı branşta uzmanlaşarak içerisinden geçtiğimiz destansı ve tarihi sürecin aktif bir öznesi olmayı hedefledi. Önderliğimizin üzerindeki ağır tecrit ve Medya Savunma Alanları’nda işgalci TC ordusunun her türlü yasaklı silah ve kimyasal gazları kullanması, yoldaşımızın düşmana büyük darbe vurma arayışına girmesine neden oldu. Sürecin tarihi sorumluluklarını bilen ve fedailik çizgisinde bir an bile taviz vermeyen Yılmaz yoldaşımız, fedailerin ardılı olarak fedailik çizgisinde yürüyen Apocu bir militan olmaya ant içti.

En zorlu şartlarda devrimcilik yapmak için kendisini öneren ve büyük fedakarlık gösteren Yılmaz yoldaşımız, Bakurê Kurdistan’a geçmek için ısrarcı oldu. Yüklendiği tarihi misyonun farkında olan ve her anını düşmana büyük darbe vurma arayışıyla dolduran yoldaşımız, 18 Ağustos 2024 günü Kêla Memê bölgesinde düşmanla gerçekleşen çatışmada sağ ele geçmemek için son mermisine kadar çatışarak ve son mermisini de kendisine saklayarak fedaice şehadete yürüdü. Yılmaz yoldaşımız, Apocu fedai militanlığın asla teslim alınamayacağının güzide örneği ve direniş abidesi olarak mücadele tarihimize geçti. Yılmaz yoldaşımızın bizlere bıraktığı mücadele mirasını zafere taşıyacağımızın sözünün yineliyor ve tüm şehitlerimizin anısı önünde saygı ile eğiliyoruz.

 

XEBAT CÛDÎ

Tarihten günümüze büyük kahramanlık destanlarına tanıklık eden Botan yöresi, tüm saldırı ve soykırım girişimlerine rağmen kimliğini korumakta ısrar ederek köklü bir yurtseverlik kültürüne kavuştu. Bin bir emek ve bedelle açığa çıkarılan maddi ve manevi değerleri büyük bir yaratıcılıkla nesilden nesile taşımayı başaran Botan halkımız, aynı zamanda tüm Kurdistan’ın da canlı hafızası konumundadır. Ülkemize yönelik gelişen işgal girişimlerini, yapılan katliam ve talanları, büyük fedakarlıklarla geliştirilen direnişleri, kazanılan zaferleri ve açığa çıkan kahramanlıkları kimi zaman dengbêjlerin kilamlarıyla, kimi zaman kutsal anaların masallarıyla günümüze kadar taşımayı başararak bir direniş geleneğinin yaratılmasında önemli rol oynadı. Partimiz PKK öncülüğünde gelişen mücadeleyle damarlarına yeniden can suyu akmaya başlayan Botan halkımızın sahip olduğu zengin direniş kültürü ve mirası, özgürlük mücadelemizin büyüyüp gelişmesine önemli katkılar sundu. Bunun yanında en değerli evlatlarını bizzat mücadele saflarına katarak ve büyük bedeller vererek özgürlük mücadelesinin süreklileşmesinin ve zafere doğru yürümesinin en büyük garantisi oldu.

Böylesine köklü bir kültür ve direniş mirasına sahip bir bölgede ve tüm varlıklarıyla ülkelerine bağlı Botan halkımızın bir ferdi olan Xebat yoldaşımız, Şirnex’te dünyaya geldi. Ailesinin yurtsever ve kültürüne bağlı olmasından dolayı özüne bağlı bir şekilde yetişti. Kürtlük bilincini küçük yaştan itibaren edinmeye başlayan yoldaşımız, bunu devrimciliği için önemli bir zemin olarak değerlendirdi. Aynı zamanda Kurdistan’da yaşayan her çocuk gibi düşman gerçekliği ile de küçük yaşta tanışmak zorunda kaldı. Özellikle annesinin düşmanın 1990’lı yıllardaki insanlık dışı uygulamalarına ve vahşiliklerine tanıklık etmesi ve bunu Xebat yoldaşımızla paylaşması, zihninde düşman gerçekliğinin şekillenmesinde önemli bir payı oldu. Hem annesinin anlattıkları hem de kendisinin şahit olduğu durumlar, yoldaşımızın düşmana büyük bir öfke duymasına yetti. Bu düşman gerçekliği ile fedaice savaşan Kurdistan Özgürlük Gerillası’na bu nedenle büyük bir sempati besledi. 2015 yılında Bakurê Kurdistan’da gelişen Özyönetim Direnişi’ne tanıklık eden Xebat yoldaşımız, her ne kadar bulunduğu Şirnex’te direniş saflarında yer alsa da, ailesinin Mersin’e göç etmesinden dolayı kendisi de Mersin’e geçti. Fakat yüreği hep Şirnex’teki direnişçilerle birlikte oldu. Bir Kürt genci olarak hem halkımıza karşı sorumluluklarını yerine getirmek hem de düşmanın Sûr, Nisêbîn, Cizîr, Şirnex, Hezex, Kerboran ve Gever’de halkımıza yönelik geliştirdiği katliamların intikamını almak istedi. Bu nedenle mücadele arayışlarını daha da sıklaştırarak gerilla saflarına katılmaya karar verdi ve bu temelde 2016 yılında Garzan’dan gerilla saflarına katıldı.

İlk eğitimini Garzan’da alan Xebat yoldaşımız, canlı, aktif ve tereddütsüz katılımı ile yoldaşlarının dikkatini çekti. Gelecek vadeden bir militan olan yoldaşımız, kendisini daha fazla eğitmesi için yoldaşlarının önerisiyle Medya Savunma Alanları’na geçti. Burada akademik eğitimlere katılan yoldaşımız, yoldaşlarının kendisine dair beklentilerini boşa çıkarmayarak askeri ve ideolojik anlamda önemli gelişmeler kaydetti. Soykırımcı Türk devletinin halkımıza ve Hareketimize yönelik başlattığı saldırılara karşı Apocu bir militan olarak dönem görevlerini yerine getirmesi gerektiğinin bilincinde olan yoldaşımız, ısrarla tekrar Bakurê Kurdistan’a giderek işgalci Türk devletine karşı savaşmak istedi. Yaşamdaki duruşu, olgun kişiliği ve özgürlük mücadelesine olan derin bağlılığı ile tüm yoldaşlarının güvenini kazanan Xebat yoldaşımız, mücadelemizin ihtiyaçlarından dolayı önemli çalışmalarda yer aldı. İstikrarlı katılımı sayesinde uzun süre bulunduğu çalışmalarda önemli başarılar elde ederek militanlık görevini en iyi şekilde yerine getirdi. Birlikte mücadele ettiği birçok yoldaşının işgalci Türk ordusuna karşı savaşta fedaice şehadete ulaşması, Xebat yoldaşımız için mücadelesini büyütmenin gerekçesi haline geldi. Şehit yoldaşlarının anısını ve hayallerini ancak bu şekilde yaşatabileceğinin bilincinde olarak bir an bile kendini geri çekmeden ve tereddüde düşmeden şehit yoldaşlarına layık olmak için mücadelesini büyüttü.

Yeni dönem gerilla taktikleriyle düşman saldırılarına karşı konulabileceğine yürekten inanan Xebat yoldaşımız, bu taktiklerde derinleşmek için büyük bir çabanın sahibi oldu. Yer aldığı akademide var olan ideolojik birikimini daha fazla derinleşmek için önemli bir yoğunlaşma süreci yaşadı. Rêber Apo felsefesini kişiliğinde doğru oranda temsil ettiği müddetçe devrimci görevlerini de hakkıyla yerine getirebileceğinin bilinciyle hareket etti. Bu konuda son derece net bir duruşun sahibi olarak yoldaşlarında da bu anlayışın daha fazla derinleşmesi için ideolojik mücadele vermekten geri durmadı. Zaferin ilk olarak ideolojik üstünlük ile elde edilebildiğinin bilinciyle tüm benliğiyle kendisini Önderlik felsefesinde derinleşmeye adadı. Aynı zamanda büyük bedeller verilerek elde edilen tecrübelerden süzülen yeni dönem gerilla taktiğini başarılı bir şekilde yerine getirmek için tüm ayrıntılarını öğrenmenin çabasını verdi. Hem hareketli tim savaşına hem de tünel savaşlarına dair tecrübesi olan yoldaşlarından önemli dersler alarak yetkinleşti.

Zamanın ruhunu doğru okuyan Xebat yoldaşımız, tüm zorluklarına rağmen Bakurê Kurdistan’da mücadele yürütmenin halkımız ve Hareketimiz için öneminin bilinciyle ve Apocu fedai ruhla ısrarlı önerilerde bulundu. Büyük fedakarlık ve tam adanma gerektiren böylesi bir mücadele süreci için kendisini ideolojik ve askeri anlamda hazırlayan yoldaşımız, taşıdığı zapt edilmez Apocu fedai ruh, sarsılmaz bir irade ve zafer kazanma kararlılığıyla yüzünü Bakurê Kurdistan’a döndü. 17 Ağustos 2024 günü Kêla Memê alanında gerçekleşen düşman saldırısında şehadete ulaşan Xebat yoldaşımız, son nefesine kadar özgürlük değerlerine bağlı kalarak ardından tüm yoldaşlarının içini ısıtan samimi gülüşünü ve zengin bir mücadele mirası bıraktı.

 

ZAMANİ AMANOS

Zamani yoldaşımız derin yurtseverliği ile tanına Mêrdîn’in Dêrika Çiyayê Mazî ilçesinde yurtsever bir aile ortamında dünyaya geldi. Çocukluk yılları Riha’nın Weranşar ilçesinde geçen yoldaşımız Hareketimize yüzlerce evladını veren ve yurtseverliğinden taviz vermeyen politik bir toplumda yetişti. Kürtlük değerlerine ve öz benliğine bağlı biri olarak partimiz PKK’yi erken yaşta tanıma fırsatını yakaladı. Kurdistan coğrafyasında yaşanan savaşta halkımıza reva görülen yaşamı kabul etmeyerek derin sorgulamalar yaşadı. Özellikle 90’lı yıllarda faşist TC devletinin köy yakma ve faili belli cinayetlerinin yoğun olduğu bir dönemde düşman gerçekliğinin farkına vardı. Sömürge okullarında verilen eğitimin diğer ulusları yok sayma ve tekçi zihniyeti dayatmayı amaçladığını bilen Zamani yoldaşımız, öz benliğini korumak için her zaman anadili konusunda refleks sahibi oldu. Sistem okullarında okuduğu zamanlarda ailesine ekonomik destek sunmak için birçok işte çalıştı. Emek ile tanışan yoldaşımız, emekçi ve fedakar bir karakter kazandı. Bu özelliklerinden dolayı hem aile çevresi hem de bulunduğu her yerde sevilen ve sözü dinlenen biri olmayı başardı. Olgun ve toplumsal olaylar karşısında duyarlı bir kişiliği olan yoldaşımız, Hareketimize karşı her zaman sempati besledi. Lise yıllarında Hareketimizi daha yakından tanıma fırsatı buldu. Sistemin Kürt gençliğini özünden koparmak ve yurtseverlik görevlerinin farkına varmaması için her türlü kirli politikayı devreye koyduğunu gören yoldaşımız, arayışlarını derinleştirdi. Önderliğimizin üzerindeki tecridin ağırlaştığı ve gerillanın büyük eylemlerle TC devletine geri adım attırdığı bir dönemde, üniversitede yurtsever devrimci gençlik çalışmalarında yer alma kararı verdi. Hatay İskenderun’da inşaat mühendisliği bölümü okuyan Zamani yoldaşımız, devletin ve kapitalist sistemin vaat ettiği tüm maddi olanakları elinin tersiyle iterek aktif bir şekilde yurtsever devrimci gençlik çalışmalarına katıldı. Maddi olanakları ve sistem yaşamını bir kenara bırakan Zamani yoldaşımız, PKK’nin maneviyatla dolu özgür yaşamına dahil oldu. Bir hakikat savaşçısı ve devrimci olarak mücadelesini Bakur alanında zorlu şartlarda sürdüren yoldaşımız, birçok önemli şehir çalışmasında yer aldı. Çalışmalar karşısında zafere kilitlenen tutumu ve disiplinli yaklaşımı yoldaşlarının dikkatini çekti. Şehir çalışmalarındaki başarılı pratiğinden sonra YPS bünyesindeki çalışmalarda yer aldı. Derin gizlilik ve hassasiyet gerektiren bu çalışmalarda yaşanan bir aksilikten dolayı düşmana esir düşen Zamani yoldaşımız, gözaltı ve sorgu sürecinde örgütsel duruşundan bir an bile taviz vermedi. Mazlum Doğan, Kemal Pir, Mehmet Hayri Durmuş, Ali Çiçek ve Mustafa Gezgörlerin duruşunu örnek alarak düşman karşısında PKK kimliğini cesurca temsil etmeyi bildi. Zindanı imkan ve fırsatların değerlendirilebildiği bir akademi olarak ele alıp, ideolojik anlamda kendisini eğitip derin yoğunlaşmalar yaşadı. 5 yıl 2 ay TC zindanlarında kalan Zamani yoldaşımız, bu süreci iyi değerlendirerek gerilla saflarına ulaşacağı günlerin özlemini çekti. Kendisini ruhen dipdiri, bilinci aydınlaşmış, teorik olarak yetkinleşmiş ve Apocu militanlıkta daha da keskinleşmiş olarak dışarıya adımını attı. Zamani yoldaşımız, bu duruşuyla TC’nin insanları zindanlara koyarak teslim alacağını sanan sefil politikasını yerle yeksan etti. Önderliğimiz üzerindeki tecrit koşullarının ağırlaştığı ve işgalci TC devletinin halkımıza ve Hareketimize dönük saldırılarının yoğunlaştığı bir süreçte tahliye olan yoldaşımız mücadele azmini ve hırsını büyüterek gerilla alanlarına kavuştu.

Hayali ve özlemi olan mekanlara kavuşan Zamani yoldaşımız, Riha’nın Wêranşar ilçesinden olan, Apocu hareketin ilk kadrolarından ve sıra dışı devrimci bir yürüyüşün sahibi değerli komutanımız Zamani – Mustafa Gezgör yoldaşın adını aldı. Adını aldığı Zamani yoldaş gibi hızla gelişen Zamani yoldaşımız, kısa süreli bir eğitimden geçtikten sonra pratik çalışmalardaki yerini aldı. Gerilla yaşamına motive olmada herhangi sorun yaşamadan moralli ve coşkulu bir katılım gösterdi. Daha önce okuduğu Önderlik savunmaları ve Parti materyalleri sayesinde ideolojik anlamda hem yoldaşlarına yardımcı oldu hem de yoldaşlarının pratik tecrübelerinden faydalandı. Zindan sürecindeki yoğunlaşmalarını yaşamsallaştırma imkanı bulan yoldaşımız, düşmanın saldırılarına cevap olmak için çalıştı. Önderliğimizin içinde bulunduğu ağır tecrit koşullarına ve halkımıza dayatılan fiziki ve kültürel soykırıma öfke duyan yoldaşımız, bu uygulamalara karşı tarihi görevler üstlenmek istedi. Bu temelde yoğun bir eğitim sürecinden geçti. Eğitimde kendisini askeri olarak da eğiten yoldaşımız, ideolojik birikimi ile dönem görevlerini eksiksiz bir şekilde yerine getirebilmek için Apocu fedai ruhta derinleşen profesyonel bir gerilla haline geldi. Zorlu eğitim sürecini başarılı bir şekilde tamamlayarak önündeki görevlerin ağırlığının farkındalığıyla devrim yürüyüşünü fedailik çizgisinde sürdürdü. Doğal kişiliği, yaşamdaki duruşu ve güçlü katılımı ile örnek bir fedai militan olan Zamani yoldaşımız, Bakurê Kurdistan’daki mücadelede yer almak için ısrar etti. Medya Savunma Alanları’nda gelişen destansı direniş karşısında kendini borçlu gören yoldaşımız, Apocu fedai bir militan olarak yüklendiği misyonun gereklerini yerine getirmek için yoğun bir çaba içerisinde oldu. Fedaileşmenin partimiz PKK’nin özü olduğunu ve ancak Zîlanlaşarak Önderliğimiz üzerindeki tecridi kırabileceğinin farkında olan Zamani yoldaşımız bu bilinçle Bakur’a geçti.

Zamani yoldaşımız 17 Ağustos 2024 günü Kêla Memê alanında gerçekleşen düşman saldırısında Xebat yoldaşımızla beraber şehadete ulaşarak şehitler kervanına katıldı. Tüm şehitlerimizin anısını her zaman yaşatacağımızı ve şehitlerimizin Özgür Önderlik, Özgür Kurdistan hayalini mutlaka gerçekleştireceğimizin sözünü veriyoruz.”