DEM Parti Hukuk ve İnsan Hakları Komisyonu tarafından yapılan yazılı açıklamada "İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından İstanbul Barosu Başkanı İbrahim Özden Kaboğlu ve Baro Yönetim Kurulu üyelerinin görevden alınması ve yerlerine yeni yönetim kurulunun atanması talebiyle açılan dava yalnızca hukuki bir mesele değildir, doğrudan siyasi bir müdahale girişimidir. Bu adım, iktidarın uzun süredir uyguladığı darbeci kayyım politikalarıyla doğrudan bağlantılıdır. Seçimle göreve gelen yerel yönetimlere yönelik kayyım atamalarıyla başlayan bu politika, şimdi de barolar gibi anayasal kuruluşlara yönelik müdahalelerle derinleştirilmektedir" denildi.

"İstanbul Barosu'nun ifade özgürlüğü, hapishanelerdeki tecrit uygulamaları, hukuksuz gözaltı ve tutuklamalar, kadın ve çocuklara yönelik şiddet gibi toplumsal meselelerde sergilediği net ve ilkeli duruş, bu müdahaleyi açıklayan en önemli gerekçelerden biridir" denilen açıklamada, şunlar belirtildi: "Barolar gibi anayasal kuruluşların susturulması, savunma makamının etkisizleştirilmesi ve halkın adalet arayışının engellenmesi anlamına gelmektedir. Demokratik işleyişi hedef alan bu tür müdahaleler, yargının bağımsızlığını ve tarafsızlığını ortadan kaldıran tehlikeli bir sürecin parçasıdır. Kayyım politikasıyla halkın iradesine el koyan anlayış, şimdi de meslek örgütlerinin bağımsızlığını ortadan kaldırmaya çalışmaktadır. (...) Tüm toplumu bu tür baskılara karşı meslek örgütlerinin özerkliğini ve demokrasiyi savunmaya çağırıyoruz."