KCDK-E yaptığı yazılı açıklamada, “Sesiz kalmak ve izlemek sadece düşmanın işgal ve katliam politikalarına hizmet etmektedir” diyerek, 23 Nisan’daki eylemlere geniş kitlesel katılım çağrısında bulundu.

Açıklama şöyle:

“Mesrur Barzani'nin faşist Türk devletine yaptığı ziyaret sonrası devreye sokulan, ardından 17 Nisan günü Medya Savunma Alanlarına yönelik başlatılan kapsamlı operasyon Kürdistan’ın tüm kazanımlarını hedeflemektedir.

Halkımızın varlığını hedef alan bu saldırı karşısında sesiz kalmak sömürgeci Türk devletinin işgal, katliam ve soykırım politikalarına destek olmaktır. Güney Kürdistan’daki halkımız, çeşitli partilerin, aydınların bu saldırı karşısında gösterdikleri tepkiler ve yaptıkları açıklamalar, ulusal değerleri sahiplenmeleri herkesin örnek alması gereken bir tutumdur.

Kürdistan özgürlük mücadelesini engellemeyi hedefleyen bu saldırı tüm Kürt halkının kazanımlarına ve geleceğine yönelik olduğu hepimiz tarafından açık olarak bilinmekte ve görülmektedir. Soykırımcı Türk devleti tüm kirli yöntemlerle Kürt özgürlük mücadelesine saldırmasına rağmen sonuç alamamaktadır. Yaşadığı ekonomik, askeri, toplumsal ve diplomatik sorunlar Türk devletini büyük bir krize sokmuştur. Bu krizi aşmak ve yeni bir zaferle iktidarını sürdürmek için KDP ile yürüttüğü iş birliğini artık gizlemeden yürütmektedir.

Türk devleti Kürdistan ve Ortadogu’da yeni osmanlıcılık hayalini önce DAİŞ eliyle gerçekleştirmek istedi. Barbar DAİŞ çetelerine karşı sürdürülen muazzam direniş bunu boşa çıkardı. Şimdi işbirlikçi KDP üzerinden bu hayalini gerçekleştirmek istemektedir.

50 milyondan fazla bir nüfusa sahip Kürt halkının kaderini, topraklarını, geleceğini ve tüm kazanımlarını hedefleyen ve soykırıma uğratmak isteyen işgalci Türk devletini sürdürdüğümüz direnişi her yerde yükselterek durdurabilir ve yenilgiye uğratabiliriz.

Halkımız içinden geçtiğimiz son derece kritik süreci doğru anlamalı, soykırım ve ihanet çemberini iyi görerek buna karşı koyuş için seferber olmalıdır. Saldırıları boşa çıkarmak için ulusal birlik ruhuyla halkımızı tek vücut olmaya çağırıyoruz. Tarihi soykırımla yazılmış Türk devletinin tek hedefi acı ve katliamdır.

Anaları katleden, cezaevlerinde Kürt katliamı gerçekleştiren, evlatlarımızı bodrumlarda diri diri yakan, her türlü zorbalığı gerçekleştiren, barbar DAİŞ çeteleriyle Efrîn’i işgal eden düşmanı iyi tanıyoruz. Türk devleti tarihin her devresinde işbirlikçileri Kürt halkının mücadelesini tasfiye etmek için kullanarak amacına ulaştıktan sonra onları da tasfiye etmiştir. İnkar ve imha üzerine kurulmuş bu devletin mayasında Kürt düşmanlığı ve nefreti öyle bir düzeydedir ki ihanetçide olsa hiçbir Kürde tahammülü yoktur.

Tek çare direniştir ve mücadeleyi yükseltmektir. Soykırımcı Türk devletine karşı ulusal birlik ruhu ile karşı koymak, onurumuzu ve topraklarımızı korumak Kürdistan’ın geleceğini garanti altına almanın tek çaresidir. Bulunduğumuz tüm alanlarda tüm imkanlarımızla bu soykırımcı işgal saldırılarını etkili bir şekilde işleyerek, halk olarak seferber olarak kazanımlarımızı koruyarak düşmanı geriletebiliriz.

KCDK-E olarak başta halkımız olmak üzere, aydın, sanatçı, kurum ve partiler ulusal birlik ruhuyla soykırımcı Türk devletine karşı çıkarak yurtseverlik görevini yerine getirmelidirler. Sesiz kalmak ve izlemek sadece düşmanın işgal ve katliam politikalarına hizmet etmektedir

KCDK-E olarak tüm halkımıza çağrımız 23 Nisan’da tüm Avrupa ülkeleri, Kanada ve Avustralya’da yapılacak yürüyüşlere kitlesel katılmaya çağırıyoruz.”