KCDK-E Alman devletinin yasağına karşı ‘açık alanda’ kongre yaptı, yeni yönetimini belirledi
Alman polisinin kongresini engellemesi üzerine Köln Deutz Garı önünde açık alanda kongre yapan KCDK-E yeni yönetim ve eşbaşkanlarını seçti.
Alman polisinin kongresini engellemesi üzerine Köln Deutz Garı önünde açık alanda kongre yapan KCDK-E yeni yönetim ve eşbaşkanlarını seçti.
Almanya Kürdistani Topluluklar Konfederasyonu’nun (KON-MED) çağrısıyla pazar günü Köln-Deutz Garı önünde KCDK-E’ye bağlı kurumlar mitingde bir araya geldi. Yapılan konuşmalarda yasağa karşı tavır beyanı yapılırken, ilk sözü KCDK-E Eşbaşkanı Yüksel Koç aldı.
KOÇ: NEDEN KÜRTLERİN ÖRGÜTLENMESİNİ İSTEMİYORSUNUZ?
Alman Anayasası’na atıfta bulunan Yüksel Koç şunları söyledi: “Bugün kongremizi yapacaktık ancak yasakladılar. Ama bu yasak yazılı bir karar değildir. Almanya Anayasası 1. Maddesinde şöyle der: İnsan onuru çiğnenemez. 6. Madde ise şöyle der: Rengi, dili, dini fark etmez herkes düşüncesini ifade edebilir ve örgütleyebilir. Almanya Hükümeti'ne soruyoruz: Kürtlerin örgütlenmesini istemiyor musunuz? Avrupa Konseyi sürekli özgürlük ve demokrasiden söz ediyor. Ortadoğu'da bu değerleri savunan Kürdistan halkıdır. Kürdistan halkına neden destek vermiyorsunuz? Kürtler bu maddelerin dışında mı tutuluyor? Bu maddeler Kürtler için uygun değilse söyleyin.
Hiçbir şey mücadelemize engel olamayacaktır. Bugün İskandinavya'dan İtalya'ya çok sayıda dostumuz da burada. Bize destek vermek için geldiler. Özellikle 82 yaşında olan İtalya eski senatörü bu yaşında yola düştü ve bugün buraya gelerek verilen yasak kararını protesto etti. Komala, YNK, Goran gibi örgütlerin de aralarında bulunduğu 50 Kürdistani örgüt ve 20 kurumun içinde yer aldığı Demokratik Güç Birliği yanımızda.
Kürdistanlı örgütlerin omuz omuza olması büyük bir öneme sahiptir. 20. yüzyılda birlik olmadığımız için Kürdistan dörde bölünmüştü. 21. yüzyılda birlikte mücadele Kürdistan'ı birleştirecektir. Almanya'ya soruyoruz: Anayasanıza neden uymuyorsunuz?”
GÖKSUNGUR: ALMAN DEVLETİ BİZDEN NEDEN KORKUYOR?
KCDK-E Eşbaşkanı Fatoş Göksungur ise, "Almanya devleti bizden neden korkuyor? 409 kurumu ve 3 milyon Kürdistanlıyı temsil ediyoruz. Şimdi bile, burada bu açıklamayı yaparken etrafımızı yüzlerce polis arabası sarmış. Biz Avrupa yasalarına göre kurulmuş, Avrupa'nın her yerinde kongre yapma hakkına sahip olan bir konfederasyonuz. Almanya Güney Kürdistan'a giden barış heyetlerini de engelledi. Neden? Almanya Türkiye'nin Güney Kürdistan işgalini savunuyor mu? Kongremizin yasaklanmasını kınıyoruz" dedi.
KCDK-E RESMİ BİR KURUMDUR
Türkiye’deki yasaklar ve baskılardan kaynaklı sürgün edildiklerini söyleyen KON-MED Eşbaşkanı Zübeyde Zümrüt ise şöyle konuştu: "Almanya'nın daha demokrat ve sosyal bir devlet olduğunu düşünüyordum. KCDK-E kongresini yasaklayarak, Erdoğan ile aynı yöntemleri uyguladıklarını, eşgüdümlü siyaset yürüttüklerini görüyoruz. KCDK-E resmi bir kurumdur."
"Türkiye Avrupa Birliği'ne girmeli ki demokratikleşsin, deniyordu" diyen HDP Onursal Eşbaşkanı Ertuğrul Kürkçü, "Aksine Almanya son uygulamalar ile Türkiye'ye doğru gidiyor. Örneğin şimdi Komünist Parti'nin seçimlere katılmasını engellemek istiyorlar. Avrupa Parlamentosu'nun HDP kararı çok önemliydi. Ama hükümetleri etkilemediğini görüyoruz. KCDK-E kongresinin yasaklanması buna örnektir" dedi.
Daha sonra İsveç Kürt Dostluk Gurubunun Sözcüsü Benny Gustavsson, İtalya’da iki dönem senatörlük yapan ve Avrupa Parlamentosu eski üyesi ve İtalya Öcalan’a Özgürlük Komitesi Üyesi yazar Luigi Vinci ve İtalyan aktivist Silvana Barbieri de kararı protesto etti.
Konuşmaların ardından yeterli üye sayısının bulunduğu miting kongreye dönüştürüldü. ‘Açık Kongre’ olarak nitelendirilen KCDK-E Kongresi’nde, üyeler yeni yönetimi ve eşbaşkanlarını belirledi.
Eşbaşkanlığa Fatoş Göksungur ve Yüksel Koç seçildi. Yönetime KON-MED eşbaşkanları Zübeyde Zümrüt ve Engin Sever ile Nadiy Salih, Hamit Biten, Nursel Aydoğan, Murat Ceylan, Ahmet Kobani, Denetleme Kurulu’na İsmail Parmaksız, Disiplin Kurulu’na Cuma İsviçre ve Vedat Bingöl seçildi.
Seçilmiş yeni yönetim, teşekkür konuşması yaparak mücadeleyi büyütme ve Kürt halkına layık olma sözü verdi.