Yazılı bir açıklama yapan KCDK-E Eşbaşkanlık Divanı şunları belirtti:

“Kokuşmuş faşist Türk çete-mafya devleti içinde düştüğü bataklıktan çıkmak için Kürt halkının soykırımını hedefleyerek kurtuluş yolu arıyor.

Maxmur, Şengal, Medya Savunma Alanları ve Rojava’ya dönük saldırılar tehlikeli boyutlara vardırılarak tüm Kürdistan’ı hedef alan bir noktaya gelmiştir. Açıkça görülüyor ki bu saldırı dalgası Kürt halkını tümden soykırımdan geçirmeyi hedefleyen bir amaca sahiptir. Kürt halkı ve dostlarımız ve dünya ilerici insanlığı bu doğrultuda gelişmelere bakarak süreci doğru anlaması gerekiyor.

Artık Kürt halkının karşısında soykırım ve imha yemini etmiş diktatör Erdoğan ve tüm aygıtlarıyla bu yemine eşlik eden faşist Türk devleti durmaktadır. Yine bu işgal ve soykırım saldırılarına alet olan, iş birliği yapan, hatta Güney Kürdistan topraklarını parsel parsel satan KDP’nin birlikte özgürlük savaşçılarını kuşatma girişimleri gerçeği ile karşı karşıyayız.

Irak hükümetinin sessizliği, KDP’nin Güney Kürdistan topraklarını işgalci TC’ye üs haline getirmesine verdiği tavizler tehlikenin boyutlarını ve ciddiyetini göstermektedir. Öyle ki adeta TC ile KDP’nin amaçları ortaklaşmıştır. Rolleri ne kadar farklı olsa da ortak bir amaçları vardır; 40 yıllık özgürlük mücadelesini boğmak ve Kürt halkını soykırımın pençesine sürüklemektir.

SALDIRILAR DURDURULMAZSA KÜRT HALKI KAZANIMLARINI KAYBEDECEKTİR

Faşist AKP-MHP rejimi, KDP ihanetini de arkasına alarak Kürdistan halkının tüm kazanımlarını yok etmek için tümden Kürdistanı işgal etmeyi hedeflemektedir. İnsanlığın umudu, Kürt halkının zafer meşalesi, dünya halklarının sembolü Rojava’yı umut olmaktan çıkarmak istemektedir.

Soykırım ve işgal gerçeği varken tüm yaşamımızı bu gerçek etrafında örgütlemek bizim için artık en temel yaşam gerekçesidir. Tüm halkımızı, dostlarımızı ve ilerici insanlığı direnişi sahiplenmelidir. İşgal saldırıları sürerken ve soykırımla karşı karşıya kalmış bir halk olarak hiçbir gerekçemiz olamaz. An hepimizin seferberlik ruhuyla ve zafer coşkusuyla eylemlere katılma ve mücadeleyi yükseltme anıdır. Hepimizin sefer olacağı bu mücadele seferberliği direnişi büyütecek ve Türk devletinin işgal ve soykırım politikalarını da boşa çıkaracaktır.

Gün bizim için işgale karşı büyük direniş günüdür. Ne tatil ne iş ne farklı bir gerekçe direnişin önüne geçmemelidir. Süreç bize büyük bir sorumluluk yüklemekte ve her birimizi tek tek göreve çağırmaktadır.

KCDK-E olarak tüm toplum merkezlerimize ve bileşenlerimize çağrı yapıyoruz; AKP-MHP soykırım politikalarına karşı, Kürdistan halkının kazanımlarını korumak ve özgürlüğünü sağlamak için DEM DEMA AZADIYE şiarı ile herkese ulaşarak seferberlik ruhu ile direnisin bir parçası haline getirmek için çalışmalarıdır. Bu süreçte yurtsever, demokrat, devrimci, ilerici olmanın ölçüsü Türk devletinin işgal ve soykırım saldırılarına karşı direnişi yükseltmektir ve mücadele hattını büyütmektir.

KCDK-E olarak başta tüm Kürdistan halkına, kadınlara, gençlere, Alevi, Êzidî, demokrat Müslüman, Hristiyan, demokrat, devrimci, ilerici herkesi ulusal ve insani görev olarak AKP-MHP’nin işgal ve soykırım politikalarına karşı ‘Dem Dema Azadiyeye’ şiarı ile aşağıdaki yapılacak eylem ve etkinliklerine katılarak direnişi yükseltmeye çağırıyoruz.

EYLEMLER ŞÖYLE

-12 Haziran tüm Avrupa ülkelerinde, Kanada, Avustralya’da ülke, eyalet ve şehirlerde yürüyüş ve mitingler yapılacak

-13 Haziran günü Erdoğan’ın NATO zirvesine katılımı dolayısıyla dostlarla etkinlik organize edilecek

-14 Haziran Avrupa, Avusturalya ve Kanada tüm şehirlerde eylemler yapılacak

26 Haziran’da Strasburg’daki Rêber Öcalan’a Özgürlük nöbet eyleminin yıldönümü dolayısıyla kitlesel yürüyüş ve mitingin yapılacak

26 Haziran-3 Temmuz tarihleri arasında da Eşbaşkanlar ve bileşen temsillerinin ve dostların katılımı ile bir haftalık nöbet eylemi tutulacak.

4 Temmuz’da küresel düzeyde AKP-MHP faşizmine ve işgale karşı eylemlerin yapılacak.”