Yazılı bir açıklama yapan KCDK-E Eşbaşkanları, “OPCW ve üye olan devletlerinin sessizliği sayesinde, Erdoğan rejimi kimyasal silahlarla özgürlük gerillalarını Kurdistanlı sivilleri katletmeye devam etmektedir. Türkiye Savunma Bakanı Hulusi Akar'ın rejimin Irak'taki Kürtlere yönelik saldırılarında yasaklı kimyasal silahlar kullandığını açıkça kabul etmesine rağmen OPCW sessiz olmayı tercih etmektedirler” dedi.
Açıklamada devamla şunlar ifade edildi:
“Oysa OPCW kimyasal silahları ve bunların kullanım tehdidini ortadan kaldırmak olduğunu kuruluş gerçekçisinde beyan etmektedir. 193 ülke kendilerini Kimyasal Silahlar Sözleşmesine adayarak uluslararası sözleşme yaptılar. OPCW 19. Ekim’de yayınladığı tweetle sadece üye devletlerden birinin çağrısıyla ancak harekete geçeceğini belirtmektedir. Bu halkları katliamcı devletlerin insafına bırakmak ve katliamların sürekli ve sistematik olarak sürdürülmesine onay vermektir.
Yakın geçmişten biliyoruz ki OPCW, Duma ve Guta'da, kimyasal silah kullanıldığına dair belirtilere dayanarak harekete geçti ve durumu araştırmak için bir heyet gönderdi. 45 milyon nüfusa sahip Kürt halkının araştırma taleplerine kulaklarını kapatmak Kurdistan halkına karşı bir saygısızlıktır.
OPCW artık Kürt halkının ve IPPNW kendilerine gönderdiği bilgileri ihbar kabul ederek çağrısına olumlu yanıt vermelidir. Kürdistan’da kimyasal silah kullanımı araştırılmak için bölgeye bir heyet göndermeli ve gereğini yapmalıdır.
Kürt halkı OPCW ve üye ülkeler harekete geçinceye kadar sokaklarda olmaya ve demokratik haklarını aramaya kararlı şekilde devam edecektir.
OPCW’yi acilen insani, hukuki ve evrensel görevlerini yerine getirmeye çağırıyoruz.”