GÖRÜNTÜLÜ

KJK: Özgürlük kazanacak!

KJK, gerillanın fedaice direnişine işaret ederek, kadın gerillaların canları pahasına, zirvede bir irade ile öncülük ettikleri öz savunma ve direniş mücadelelerini selamladı, “Özgürlük kazanacak” vurgusunda bulundu.

32. ULUSLARARASI KÜRT KÜLTÜR FESTİVALİ

“Tecrit ve İşgali Kıralım, Önder Apo’yu Özgürleştirelim” şiarı ile düzenlenen 32. Uluslararası Kürt Kültür Festivali’ne yazılı bir mesaj gönderen KJK, Kültür Festivalini selamlayarak, Kürt halkının yürüttüğü mücadelenin zaferle sonuçlanacağını vurguladı.

KJK tarafından gönderilen mesaj şöyle:

“Değerli halkımız, kadınlar, dostlar ve gençler;

Mücadele tarihimizin en kapsamlı, yoğun ve direnişin en zirvede sürdüğü bir yılı ve zamanı yaşıyoruz. Dünyada eşi, benzeri çok az olan bir fedailik ve kahramanlık direnişine Kürdistan’da gerilla öncülük etmektedir. Kadın yoldaşlarımızın canlarını verme pahasına, zirvede bir irade ile öncülük ettikleri öz savunma ve direniş mücadelelerini selamlıyoruz. Onlarca yoldaşımızı, çocuklar da içinde olmak üzere yurtsever insanımızı şehit verdik. Özgürlük mücadelesi ve halk olarak bu yoldaşlarımızın, yurtsever insanlarımızın direnişi ve taviz vermeyen kahramanlık ve yurtseverlik çizgisinde ortaya koyduğu duruşa bağlı kalacağız ve onlara çok şey borçlu olduğumuzu bir an bile unutmayacağız. Berwar Dersim, Bêrîtan Nurhak, Hêro Bahadîn, Gulistan Tara, Orhan Bingöl, Tekîn Goyî, Şehmus ve Herekol yoldaşlar şahsında tüm şehitlerimizi büyük minnet, saygı, sevgi ile yad ediyor, anıları önünde eğiliyoruz.

ÖNDER APO’NUN FİZİKİ ÖZGÜRLÜĞÜNÜ VE KÜRDİSTAN’A STATÜYÜ SAĞLAMA ZAMANI

Festivale katılan değerli Avrupa’da yaşayan halkımız, kadınlar, dostlar; şimdiye kadar yürüttüğünüz mücadele ve direniş tutumunuzu selamlıyoruz ve bu festival vesilesi şunları belirtiyoruz.

Önder Abdullah Öcalan üzerinde süren sistematik tecrit, izolasyon hem fiziki hem psikolojik savaş içermekte ama esasta da ideolojik ve politik saldırıdır. Önder APO’yu imralı esaret sürecine alan emperyalist/hegemon güçler bu ideolojik ve politik saldırının bizzat stratejik olarak planlayıcıları, İmralı sisteminin oluşturucuları ve yürütücüleridir. Kürt halkının özgürlük mücadelesini çözümsüz kılma ve Ortadoğu’da yürüttükleri sömürü ve çıkar politikaları için sorunu hep ellerinin altında kullanılır araç pozisyonunda tutma amaçlıdır. Söz konusu politika ile hem bölge devletlerini hep kendi çıkar çizgisinde tutma, aynı zamanda da Kürdistan’ı kültürel soykırım, ekonomik olarak talan, askeri olarak işgal noktasında tutma hedefi ile yapılmaktadır. Birinci paylaşım savaşı sonrası oluşturulan Ortadoğu sistemi temelinde bölgenin ulus devletleri arasında Kürdistan’ı dört parçaya bölme durumu böylesi bir anlayış ve politikanın ürünüdür. Emperyalist/kapitalist modernite güçlerinin bu politikasını deşifre edip, açığa çıkardığı için Önder APO’ya karşı uluslararası komployu geliştirdiler. Önder APO Kürdistan ve Ortadoğu’da süren kirli uluslararası çıkar politikasına karşı özgürlük mücadele anlayışı, düşüncesi, politikası ve eylemini örgütleyip, geliştirdiği için düşmanlık hukuku sistemi içine alındı, hiçbir insan haktan yararlanamamakta ve ağır tecrit, izolasyon uygulanmaktadır. Önder APO’ya karşı sürdürülen politika, Kürt soykırım politikası ile bağlantılı stratejidir. Onun içindir ki, Kürt sorunu ve Önder APO’nun fiziki özgürlüğünün bağlantılı, birbirinden koparılmayacak kadar ideolojik, ilkesel, ahlaki ve politiktir diyoruz. Önder APO fiziki özgürlüğü sağlandığı an, Kürt sorunun çözümsüzlük politikasının kırıldığı an olacaktır. Bu anlayış, duyarlılık ve sorumlulukla daha güçlü, bütünlüklü ve sürekliliği içerecek tarzda Önder APO’nun fiziki özgürlük hamlesini yükseltmemiz gerekiyor.

Özgürlük mücadelesi somutunda Kürt halkına karşı dört parça ve yurt dışında yürütülen soykırım ve katletme, tutuklama saldırılarına Türk faşist devletinin inkârcı ve yok sayan anlayışı ve politikası yön vermektedir. Kürtlerin bulundukları her mekân, zemin ve coğrafya Türk devletinin hedefi haline gelmiş, tüm devlet politikasını Kürt halkının özgürlük mücadelesini ezmeye odaklamış durumdadır. Ekonomik ve diplomatik olarak da tüm imkanlarını buna seferber etmiş haldedir. Rojava, Bakur ve Başûrê Kurdistan’da yoğunlaştırdığı işgal saldırıları ile gerçekleştirdiği katliamlar ve ekolojik kırım ile Kürtleri kimliğini, dillini, kültürünü, toplumsal ve ekonomik yapısını yok etmeyi hedeflemektedir. En son Irak devleti ile yapılan anlaşma da bu soykırım politikasını sonuca götürme amaçlıdır. Tarihin en büyük işgal saldırısı ve savaşını gerillaya karşı yürütmektedir. Türk devletinin tüm olanaklarını, imkanlarını seferber etmesinin altında, bir kez daha kaybetme ve yenilme korkusu yatmaktadır. Bu korkusunda haklıdır. Çünkü ekonomik yıkım, politik olarak çıkmaz, toplumsal olarak da tüm bünyeye yayılmış bir çürüme hali yaşamaktadır. AKP/MHP faşist iktidar son demlerini yaşamaktadır.

Türk devletine can suyu olma pozisyonu ve tutumu içinde olan ihanet/işbirlikçi Kürt çizgisi ve temsilcilerine KDP öncülük etmektedir. KDP Kürt halkının özgürlüğü için mücadele eden Rojhilat partilerine karşı İran ile iş birliği yaparak birlikte savaşmış, Sait Elçi ve Sait Kırmızı Toprak’ın önderliğini yaptığı Bakur Kürt direnişini tasfiye etmiş, aynı rolü bir kez daha PKK’yi tasfiye etme temelinde Türk devleti ile her türlü kirli ittifak, politika içine girerek yapmaktadır. Kürdistan’da tarihsel olarak da Kürtlerin kaybetmesinde belirleyici rol oynayan ihanet çizgisi ve temsilcileri aşılmadık ve ortadan kaldırılmadıkça, başarı mümkün görünmemektedir. Öncelikle mücadele edilmesi gereken anlayış ve güç bu temelde ihanet çizgisi ve KDP’dir. Bu soykırım politikalarının paralelinde işbirlikçi, ihanetçi çizgi devlet ve özel savaş merkezi tarafından palazlandırılarak, ekonomik kırıntılar ve KDP şahsında aile hanedanlık iktidarı ayakta tutularak, Kürt halkının özgürlük mücadelesine karşı kullanıldığının bilinci ile mücadeleyi sürekli kılmak gerekiyor.

KÜRT KADINLARIN ÖNCÜLÜĞÜNDE DİRENİŞ SÜRÜY0R

Önder APO’ya karşı uygulanan düşmanlık politikasının diğer önemli bir stratejik nedeni de milliyetçi, dinci ve cinsiyetçi politikalara karşı, Kürdistan’da özgür Kürt kadın çizgisini geliştirmesindeki rolü ile ilgilidir. Kürt kadının Kürdistan Özgürlük Mücadelesine öncülük etme noktasında yakaladığı düzey ve radikal mücadele duruşu, erkek egemen sistemi, güçleri ve bu sistemden nemalanan kesimleri korkuttu. Kürdistan’da dünyaya örnek teşkil edecek kadın devrimi gerçekleşti. Demokratik devrim Kürt kadını öncülüğünde gelişmeye devam etmektedir. Öz savunma mücadelesi ve direnişine Kürt kadınları başta Medya Savunma Alanları olmak üzere her yerde öncülük etmektedir. Kendini savunabilen kadınlar, Kürtlerin ve ezilen halkların olması bu güçlerin en büyük kabusudur. Jin Jiyan Azadî sloganın evrenselleşmesinin ikinci yıl dönümü vesilesi ile bir kez daha Jîna Emînî’yi anıyor, kadın mücadelesi ve direnişi kazanacaktır diyoruz. İran zindanında idama karşı direniş yürütülen Pexşan Ezîzî, Werişê Muradî ve Nergîz Muhamedî’yi selamlıyoruz. İran devletini bu idam politikalarından vaz geçmeye, halkımızı ve kadınları da idam ve kadın düşmanı politikasına karşı daha güçlü mücadele etmeye çağırıyoruz.

Bakurê Kurdistan’da soykırım saldırıları, tutuklama, yasak ve faşist uygulamalar Kürt kadınlarının öncülük ettiği kadın devrimi, toplumsal değişim ve gelişmeyi önleme ve durdurma amaçlıdır. Türkiye ve Kürdistan’da sistematik hal kazanan kadın ve çocuk katliamları, kadınlara ve halkımıza karşı yürütülen savaş politikasının sonuçlarıdır. Yaşanan toplumsal çürüme ve saldırılara karşı kadın devrimi ve mücadelesini daha güçlü geliştirme görevi ile karşı karşıyayız. Kürt kadınlarını hem kadın özgürlük mücadelesi etrafında bir araya gelme hem de halkımıza, varlığımıza karşı geliştirilen işgal ve soykırım saldırıları karşısında bütünlüklü bir duruş ve tutum ile mücadeleyi yükseltmeye çağırıyoruz. Türk devleti, bağlı çetelerin Efrîn, Serêkaniyê ve Girê Spî’de kadınlara ve halkımıza karşı gerçekleşen işgal, katliam ve ekolojik saldırılara tavır alınmalı ve bu uygulamalara karşı teşhir yapılmalı ve mücadele geliştirilmelidir.

ÖZGÜRLÜK KAZANACAK

Önder APO’nun “Uygarlık tanrıları” olarak belirttiği batılı iktidarlara ve devletlere ise sözüm şudur: Suni sınırları oluşturup, Ortadoğu, Afrika ve Asya halklarını soykırım ve kırım politikasına tabi tutan politikaların aktörleri olarak, kendi sınırlarınızı mültecilere kapatma kararı ve politikasına yönelmiş durumdasınız. Bugün yaşadığınız veya gerçeği ile yüzleştiğini kendi emperyalist, işgalci ve hırsız politikanızın sonuçlarıdır. O halde yürüttüğünüz politikanın nedenlerini sorgulayın diyoruz. Almanya başta olmak üzere, tüm batılı emperyalist/hegemon güçleri yürüttükleri sömürgeci politikaları gözden geçirmeye davet ediyoruz. Kürt halkına karşı sömürgeci devletlerin payandası olmaktan, güç ve destek vermekten vaz geçin. Türk faşist devletinin uygulamalarını desteklemeyin ve Kürt halkının siyasetçilerini ve öncüleri tutuklamaktan vazgeçin.

 Bu temelde bir kez daha 32. Uluslararası Kürt Kültür Festivaline katılan siz değerli halkımızı, kadınları, gençleri ve dostlarımızı selamlıyor, “Özgürlük Kazanacak” diyoruz.”