Defend Kürdistan’ın çağrısı ile alanlara çıkan Kürt halkı ve dostları, ortak mücadele sözü verdi.

Defend Kürdistan (Kürdistan’ı Savun) İnisiyatifi’nin çağrısı ile Kürdistanlılar ve dostları Londra Trafalgar Meydanı’nda bir araya geldi. Kürtlerle dayanışma gruplarının destek verdiği eylemde YPG, YPJ bayrakları ile Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın posterleri taşındı. Sık sık, “Kahrolsun Türk işgalciliği”, “Kahrolsun faşizm kahrolsun işgalciler”, “Faşizme karşı omuz omuza”, “Terörist TC”, “Terörist Erdoğan” sloganlarının atıldığı eyleme, Brezilyalı anti-faşist gruplar da kitlesel destekte bulundu.

Eylemde yapılan konuşmalarda Erdoğan ve hükümetinin Kürt halkına yönelik soykırım politikaları yürüttüğü ifade edilirken, Türk devletinin Kürt halkına karşı savaş suçları işlediği belirtildi. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın demokratik, komünal ve cinsiyet özgürlükçü paradigmasının Rojava’da yaşam bulduğu ve Ortadoğu’da bir umut haline dönüştüğünü ifade eden konuşmacılar, faşist, diktatöryal ve işgalci sistemlerin yaşanan ölümlerin sorumlusu olduğunun altı çizildi.

Enternasyonal mücadelenin önemine vurgu yapılan eylemde, Brezilya’dan Afrika’ya ve Ortadoğu’ya kadar tüm hegemonik ve faşist yapılara karşı birlikte mücadele edilmesinin önemi ifade edildi. Eyleme destek veren kurumlar adına okunan ortak açıklamada ise faşist Türk devletinin, Güney Kürdistan'a yönelik işgal saldırıları ile hem uluslararası hukuku ihlal ettiği hem de insanlık suçları işlediği vurgulandı. Türk devletinin askeri operasyonlarının hedefinde BM’nin gözetimindeki Maxmur mülteci kampının hedef alındığı ifade edilen açıklamada, bu saldırılarda sivillerin katledildiğine dikkat çekildi. 

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın başta Kürdistan olmak üzere tüm Ortadoğu barışı için önemli bir şans olduğu kaydedilen açıklamada, hem NATO’nun hem de AB’nin Türk devletinin işlediği işgal saldırılarına sessizliği ise sert bir dille eleştirildi.

Son olarak Alman devletinin barış gruplarına yönelik yaklaşımının gayri ahlaki ve iki yüzlüce bir yaklaşım olduğu ifade edilen açıklamada, İngiltere ve NATO ortağı tüm devletlerin Güney Kürdistan'a yönelik faşist Türk saldırılarının derhal durdurulması ve DAİŞ zihniyetli tüm Türk birliklerinin derhal Kürdistan’dan geri çekilmesi için ortak tutum almaları çağrısında bulunuldu.

Yapılan konuşmaların ardından Kürdistan Solidarity gruplarının öncülüğünde parlamento binasına doğru yürüyüşe geçildi. Yürüyüş boyunca bölgede bulunan ve farklı eylem yapan kitlelerin eyleme katılarak destek vermesi dikkat çekti. Yürüyüş boyunca alkış, zılgıt ve “Öcalan” sloganları dinmezken, yakılan renkli sis meşaleleri eylemi renklendirdi.

Eylem Britanya Parlamentosu önünde yapılan konuşmaların ardından sona erdi.

Britanya Defend Kürdistan bileşenleri ve katılım sağlayan kurumlar ise şöyle: Kürt Halk Meclisi, Kürt Kadın İnisiyatifi, Göçmen İşçiler Kültür Derneği, Socialist Women Union, Tilkililer Toplum Merkezi, Yüz Çiçek Açsın Kültür Merkezi, Tohum Kültür, Kongra-Star, Kurdistan Solidarity Network, Kırkısraklar Toplum Merkezi, Paz-Der, Zedikanlılar Derneği, Alxas-Com, Kürecikliler, Dersim-Der, Koçgirililer, El-Com Toplum Merkezi, Bozca-Der Toplum Merkezi.

BASEL’DE BİNLER SESLENDİ

İşgalci Türk devletinin Güney Kürdistan'a yönelik soykırım ve işgal saldırılarına karşı Defend Kürdistan (Kürdistan’ı Savun) inisiyatifinin öncülüğünde İsviçre'nin Basel kentinde binlerin katılımıyla düzenlenen yürüyüşte gerilla mücadelesi sahiplenildi. Bahnhofplatz'taki Die Welt parkta İsviçreli, Kürdistanlı ve Türkiyeli her kesimden halk bir araya geldi. Kürdistan Özgürlük Mücadelesi şehitleri anısına saygı duruşunda bulunulmasının ardından konuşan İsviçre Demokratik Kürt Toplumu (CDK-S) Eşbaşkanı İsmail Kardaş, Kürdistan'ın işgaline ve Kürt halkına soykırımın önünü açan saldırılara karşı Kürt ulusal birliğinin sağlanmasının önemine ilişkin konuşma yaptı.

Kardaş, KDP yönetiminin işgalci ve soykırımcı güçlere vermiş olduğu desteğinin Kürtler arası yaşanabilecek bir savaşta Kürt halkını soykırıma götüreceğine vurgu yaparak şöyle konuştu:

"Bugün KDP yönetiminin, ABD ve Avrupa devletlerinin desteğini yanına alan Türk devletinin giriştiği işgal ve soykırım saldırılarına karşı Medya Savunma Alanları'nda gerillalar muazzam bir direniş sergilemektedir. Bugün Kürt Ulusal Birliği'nin sağlanması temelinde süren direnişe karşı mücadeleyi görmezden gelerek işgal güçlerine olan desteğini sürdüren KDP yönetimi bu kararından vazgeçmelidir. Bizler bulunduğumuz her yerde gerek İmralı'da Önderliğimizin sürdürdüğü direniş olsun gerekse Medya Savunma Alanları'nda gerillanın vermiş olduğu mücadele olsun ‘Tecride, işgale ve soykırıma karşı her yer Avaşin, her yer Zap, her yer Metina!’, ‘Dem dema azadiye ye’ hamlesini sahiplenerek zaferle taçlandıracağız.”

‘GERİLLANIN MÜCADELESİNE SAHİP ÇIKILMALI’

İsviçre Demokratik Güç Birliği (İDGB) adına temsilci Hüseyin Yeter ise yaptığı konuşmada, “Kürt halkının sürdürdüğü özgürlük hamlesinin başarıya ulaşması demek esasında başta Kürt halkı olmak üzere Türkiye, Kürdistan ve Ortadoğu halklarının özgürleştirilmesi demektir. Kendisine devrimci, demokrat, yurtseverim diyen herkes bugün Kürt halkının Önderi Abdullah Öcalan'ın özgürlüğünün sağlanması, Kürdistan'ın özgürleştirilmesi ve Kürt halkının birliğinin sağlanması için sürdürülen gerilla mücadelesine sahip çıkmalıdır” dedi. 

Güney Kürdistan'a giden ve Hewlêr yönetimi tarafından geri gönderilen Barış heyetinde yer alan gazeteci ve Yeşiller Partisi Basta Parti Sekreteri Franziska Stier ise Kürtler arası yaşanacak bir savaşa engel olmak bölgede yaşanabilecek bir soykırımın önüne geçmek için Güney Kürdistan'a gittiklerini söyledi. Stier, bu girişimlerine dönük engelleme çabası için şöyle dedi: “Barış talebiyle gittiğimiz Güney Kürdistan'da KDP yönetiminin düşmanca yaklaşımıyla karşılaştık. Geliş amacımızın sorgulandığı bir yaklaşımla yönetim tarafından hakkımızda gözaltı ve sınır dışı edilme kararı alındı. Bizler barış heyeti olarak alınan bu kararı kabul etmeyeceğiz. Kürtler arası bir çatışmanın, işgalin ve soykırım önünü açan bu politikalara karşı Kürt halkının direnişini sahipleneceğiz.”

Kurum temsilcileri tarafından yapılan konuşmalar sonrası halk burada Kürt Ulusal Birliği'nin sağlanması temelinde gerilla mücadelesinin sahiplenildiği sloganlarla yürüyüşe geçti. Yaklaşık 2 saat süren yürüyüş boyunca kentin önemli merkezlerinde oturma eylemleri gerçekleştirildi ve burada aktivistler tarafından bildiriler okundu.

Yürüyüş Claramatte park alanında 10 - 12 Temmuz tarihlerinde işgale, tecride ve soykırıma karşı Kürt Ulusal Birliği'nin sağlanması temelinde Lozan'dan Cenevre'ye katılım çağrısıyla sonlandırıldı.

FİNLANDİYA’DA KİTLESEL YÜRÜYÜŞ 

Defend Kürdistan’ın eylemleri kapsamında Finlandiya’nın başkenti Helsinki’de de Kürtler, devrimciler ve Finli dostları açıklama ve yürüyüş gerçekleştirdi. Eylemde Fince ve Kürtçe yapılan açıklamalarda, halkların faşizme karşı ortak mücadele etmesinin önemine vurgu yapıldı. Yine kapitalist sistemin dünyadaki insan hakları ihlalleri ve insanlık suçları karşısında sessiz kalması da kınandı. Açıklamada Kürt halkının faşizme ve İslamcı çetelere karşı verdiği mücadelede yanlarında olma sözü verildi. Büyük Beyaz Kilise meydanında başlayan yürüyüş, kentin işlek caddelerinde sürdürülüp, Kamppi Meydanı’nda son buldu. Ritm of Resistance müzik grubunun dinletisi eyleme renk kattı.

ROMA’DA KİTLESEL MİTİNG

Türk devletinin işgal saldırıları İtalya’nın başkenti Roma’da da düzenlenen bir eylem ile protesto edildi.

Yeniden Yapılanma Komünist Partisi, Potere Al Popolo, Cobas İşçi Sendikası, İtalya Su Ağı temsilcileri, dostların yanı sıra Kürdistanlılar da katıldı.

Mitinde yapılan konuşmada Kürdistan’a yönelik Türk devletinin düzenlediği işgal saldırılarına dikkat çekilerek, faşist Erdoğan, Bahçeli sisteminin Kuzey Kürdistan’da siyasi ve fiziki soykırım ve Kürt kurumlarını kapatarak, Kürdistan’ı açık bir cezaevine dönüştürdüğü belirtildi.