Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'a yönelik 41 ayı aşkın süredir devam eden mutlak tecrit işkencesine karşı Pazartesi gününden bu yana Avrupa'nın onlarca merkezinde başlatılan oturma eylemleri İsviçre'nin Cenevre kentinde sürdürüldü.

Bern kentinde başlatılan 3 günlük oturma eyleminde Kurdistanlılar İsviçre Federal Parlementosu'na tecrit ile Kurdistan'daki ilhak ve işgal girişimlerine karşı hazırladıkları dosyaları sunmuştu.

Eylemlerini Cenevre kentinde sürdüren Kurdistanlılar mitingin ardından hazırlanan dosyaları Birleşmiş Milletler (BM) çalışanlarına teslim etti.

İsviçre Demokratik Kürt Konseyi (CDK-S) ve İsviçre Kürt Kadınlar Birliği (YJK-S) öncülüğünde düzenlenen eyleme Avrupa Kurdistanlı Demokratik Toplumlar Kongresi (KCDK-E) Eşbaşkanlık Divanı adına Musa Farisoğulları, CDK-S Eşbaşkanı Cemal Özdemir ile Abdullah Öcalan'a Özgürlük, Kürt Sorununa Çözüm Hamlesi adına  Nejdet Atalay ile çok sayıda Kurdistanlı katıldı.
15 Ağustos Atılımı şehitlerinin şahsında saygı duruşuyla başlayan eylemde konuşan Cenevre Demokratik Kürt Toplum Merkezi (CDK-Ge) Eşbaşkanı İbrahim Yüksel, 25 Ocak 2021'den bu yana her çarşamba BM önünde oturma eylemi düzenlediklerini hatırlattı. Yüksel, Pazartesi gününden bu yana ise tecrit işkence sistemine karşı Abdullah Öcalan'ın özgürlüğünün sağlanması için onlarca merkezde oturma eylemleri düzenlediklerini ifade etti.

Yüksel'in ardından basın açıklamasını YJK-S adına Gevher Altürk okudu. Açıklamada, "Önderliğimiz emperyalist güçlerin kendi çıkarları gözetilerek Ortadoğu'nun yeniden dizayn edilmesi için Türk devlet faşizmine teslim edildi. Fakat Önderliğimiz bu politikaları öngörerek yaratmış olduğu paradigmayla bu politikaları boşa çıkarabildi. Bu yenilginin bir intikâmı ve 26 yıl önce başaramadıkları komplonun devamı olarak Önder Apo üzerinde bugün insanlığa ve uluslararası hukuka aykırı bir biçimde tecrit politikaları devreye sokuldu" denildi.

Abdullah Öcalan için kesintisiz iletişimsizlik halinin işkence boyutlarına vardığının vurgulandığı açıklamada, şöyle devam edildi: "Bu politikaların esas sorumluları ise başta emperyalist güçler olmak üzere bu güçlerin güdümünde  olan Avrupa İşkenceyi Önleme Komitesi  (CPT), BM ve asli sorumluluklarını yerine getirmemekte ısrarını sürdüren kurumların kendileridir. Bu kurumlar sorumluluklarını yerine getirmedikçe ve Önderliğimiz özgürlüğüne kavuşmadığı sürece biz Kürt halkı olarak alanlarda olmayı sürdüreceğiz."

Cemal Özdemir ise "Kürt halkının sesini duyun” çağrısı yaptı. KDP’nin desteğiyle Güney Kurdistan’da yürütülen operasyonları da hatırlatan Özdemir, KDP’ye “Bu tarihi ihanetten vazgeç, Türk devletine hizmet etmeyi bırak" diye seslendi.

'ABDULLAH ÖCALAN'IN ÖZGÜRLÜĞÜ İÇİN HER ALANDA DİRENECEĞİZ'

Musa Farisoğulları da CPT başta olmak üzere insan hakları savunucusu kurum, kuruluş ve devletlerin söz konusu Kürtler olunca kendi hukuklarını dahi hiçe saydığını söyledi. 101 yıl önce Kürt halkını yok sayan, Kurdistan’ı 4 parçaya bölen devletlerin bugün İmralı sistemi ile Kürtlere jenosid uygulamaya çalıştığını söyleyen Farisoğulları, Avrupa devletlerinin Abdullah Öcalan’ın felsefesinden korktuğunu dile getirdi, bu felsefenin başta Ortadoğu olmak üzere halklar için tek kurtuluş olduğunu vurguladı. Farisoğulları, Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü için her alanda direnmeye, mücadele etmeye devam edeceklerini belirtti.

İŞGAL VE İHANETE TEPKİ

İşgal saldırılarını da hatırlatan Farisoğulları, Barzani Ailesi'nin ihanetini kınadı, Kurdistan topraklarının KDP tarafından satıldığını, talan ve katliama açık hale getirildiğini vurguladı. Kurdistani parti, örgüt ve oluşumlara çağrı yapan Farisoğulları, Kürt halkının ulusal birliği için herkesin üzerine düşeni yapmasını istedi.

Açıklamaların ardından hazırlanan dosyalar bir heyet tarafından Birleşmiş Milletler yetkililerine teslim edildi.