Kürt dostu Schreer yaşamını yitirdi

Baskı altındaki halklar için yaptığı çalışmalarla tanınan Kürt dostu Claus Schreer, 85 yaşında hayata gözlerini yumdu. Schrer’in ölüm haberi Bavyera’daki Kürt toplumunda büyük üzüntü yarattı.

Barış aktivisti, Kürt dostu Claus Schreer, önceki gün Almanya’nın Münih şehrinde, 85 yaşında hayata gözlerini yumdu. Yukarı Silezya yerlisi olan Schreer, '70’li ve '80’li yıllarda Almanya’nın silahlanmasına karşı çıkan, ırkçılık karşıtı eylemlere katılan ve baskı altındaki halklar için düzenlenen gösterilere öncülük etmişti.

Schreer, 2018’de Münih Güvenlik Konferansı’nı protesto gösterilerinde YPJ bayrağı ve üzerinde Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın fotoğrafının bulunduğu “Öcalan’a özgürlük” dövizi taşıdığı için hakkında dava açılmıştı. Münih İdare Mahkemesi Alman aktivist Schreer’e, “PKK propagandası yaptığı” gerekçesiyle 2 bin 800 Euro para cezası kesmişti. Bu cezayı kabul etmeyerek yapılan itiraz sonucu ceza bin 250 Euro’ya inmişti. Schreer, 21 Aralık 2022’de gazetemizde çıkan haberde bu karara itiraz edeceğini belirterek, “Bu kararla Anayasa’da yer alan ifade özgürlüğü hakkı yaralanmıştır. Karar gözden geçirilmelidir” diye belirterek, gerekirse Federal Anayasa Mahkemesi’ne kadar gideceğini söylemişti.

Yeni Özgür Politika gazetesine konuşan ve Claus Schreer’in 24 Ağustos gecesi Münih’teki evinde yaşamını yitirdiğini, bir gün öncesine kadar herhangi bir sağlık sorunu olmadığını söyleyen Kerem Schamberger, “Hastanede otopsisi yapılıyor, yaşamını neden kaybettiğini henüz öğrenemedik” dedi. Schamberger, otopsinin tamamlanmasının ardından Schreer’in cenaze merasiminin programının açıklanacağını ifade etti.

ABDULLAH ÖCALAN’IN ÖZGÜRLÜĞÜNÜ TALEP ETMİŞTİ

Alman aktivist Claus Schreer, 21 Aralık’ta çıkan haberde şu değerlendirmelerde bulunmuştu: “DAİŞ çetelerine karşı Rojava’yı ve 2014’de on binlerce Êzidî’yi kurtaran YPG, kriminalize edilmeyi değil saygı ve dayanışmayı hak ediyor. PKK yasağının kaldırılmasını ve 20 yıldır hücre hapsinde olan Öcalan’ın serbest bırakılmasını istemek, anayasanın güvence altına aldığı ifade özgürlüğü hakkının bir parçasıdır. Türkiye ile Kürt halkı arasındaki çatışmaya barışçıl bir çözüm sağlamak için, Abdullah Öcalan’ın serbest bırakılması artık ertelenemez bir gerekliliktir.”