Kürt Kültür Festivali sona erdi: Statü ve özgürlük için tüm gücümüzle seferberliğe!

On binlerce Kurdistanlının akın ettiği 31. Uluslararası Kürt Kültür Festivali’ne Kurdistan’a statü ve Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a özgürlük talebi damgasını vururken, tecride karşı mücadelenin yükseltilmesi çağrıları yapıldı.

Avrupa’daki Kurdistanlıların en geniş katılımlı ve uzun soluklu kültürel etkinliği olan 31’inci Uluslararası Kürt Kültür Festivali, bu yıl “Lozan’ın 100’ncü yılında Kürt sorununa çözüm, Kurdistan’a statü” şiarı ile Almanya’nın Frankfurt kentinde gerçekleştirildi. Sabahın erken saatlerinden itibaren başta Almanya olmak üzere İsviçre, Belçika, İtalya, Avusturya, Hollanda, İsveç ve Fransa gibi farklı ülkelerden on binlerce Kurdistanlı, festivalin gerçekleştiği Rebstockpark'a akın etti. 

Kurdistanlılar ulusal kıyafetleri ve taşıdıkları flamalarla kentte ilgi odağı oldu. Büyük bir coşkunun hâkim olduğu festival alanında ‘Kürtlere statü ve özgürlük talebi içeren” pankart sahneye asılırken, alanda Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın yüzlerce fotoğrafı açıldı. Kurdistan Özgürlük mücadelesinde farklı tarihlerde şehit düşen kişilerin fotoğraflarını taşıyan binler, sık sık “Bijî berxwedana PKK’ê’, “Bê Serok jiyan nabe” sloganları attı.  Kurdistanî renkler ile donatılan festival alanında, demokratik Kürt toplum merkezleri ve farklı Kurdistanlı kurumlar, Kürt kültürünü tanıtım amaçlı stantlar açtı. Ayrıca yazarlar açılan kitap sergilerinde okurlarla buluştu. Festival alanının Kurdistan kentlerinin pazar alanlarına benzetilmesi dikkat çekti.

“Lozan’ın 100’üncü yılında Kürt sorununa çözüm, Kurdistan’a statü” talebi ile düzenlenen festival, Paris’te suikastle katledilen Evîn Goyî, Mîr Perwer ve Abdurrahman Kızıl’a adandı.

Festival, bir dakikalık saygı duruşu ardından başladı. Halkı selamlamak için KCDK-E Eşbaşkanı Engin Sever, Zübeyde Zümrüt, KON-MED Eşbaşkanları Emine Ruken Akça, Kerem Gök, Avrupa Kürt Kadın Hareketi Sözcüsü Ayten Kaplan ile KON-MED ile bağlı konfederasyon temsilcileri sahneye çıkıp halkı selamladı.

ZÜBEYDE ZÜMRÜT: ÖNDERLİĞİMİZİ ÖZGÜRLEŞTİRMEKTE KARARLIYIZ

Burada Eşbaşkan Zübeyde Zümrüt bir konuşma yaptı. Zümrüt, faşist Türk devletinin dört parçada Kürtleri katlettiğini belirterek, “100 yıldır halkımızı katleden zihniyet, yeni katliamlar yapmak için bekliyor. Ancak Kürt halkı Lozan’ın 100’üncü yılında özgürlüğüne ve statü hakkına kavuşmakta kararlıdır. İmralı’da Rêber Apo üzerindeki tecrit halkımız tarafından kabul edilmeyecektir. Halkımız Önderliğinin özgürlüğünde kararlıdır. Eğer Önderlik üzerindeki tecridi kırmazsak Türk devleti başta Rojava olmak üzere tüm parçalarda bizi katletmeye devam edecektir. Çünkü Önder Apo’ya yaklaşım, aynı zamanda halkımıza yaklaşımdır. Bunun için Önderliğimizi özgürleştirmekte kararlıyız” dedi.

SEVER: KURDISTAN’A STATÜ VE ÖCALAN’A ÖZGÜRLÜK İÇİN TÜM GÜCÜMÜZLE ALANLARDA OLACAĞIZ

Engin Sever ise Lozan Antlaşması’nın 100’inci yılında Kürt halkının statü talebinin daha güçlü bir şekilde kendini gösterdiğini belirterek, Kürt siyasetinin Kurdistan’a statü için halk ile tüm imkanlarını sefer edeceğinin altını çizdi. Sever, İmralı’daki kesintisiz tecridin ağır bir insanlık suç olduğunu kaydederek, Abdullah Öcalan’ın 25 yıldır devam eden esaretinin derinleştirilmesinin temelinde Kürt halkına yeni katliam politikaların tasarlandığının işareti olduğunu söyledi. Kürtlerin tüm alanlarda Abdullah Öcalan’a özgürlük ve Kurdistan’a statü gündemi ile alanlarda olacağını vurgulayan Sever, bu konuda ilgili uluslararası kurum ve ülkelerin ikiyüzlü politikalardan vazgeçmesini ve sorumluluklarını yerine getirmesini istedi.

Avrupa Kürt Kadın Hareketi Sözcüsü Ayten Kaplan ise konuşmasını Almanca yaptı. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerindeki tecride dikkat çeken Ayten Kaplan ardından SPD Federal Milletvekili Armand Zorn söz aldı.

Festivalde Kürt Kültür Festivali Elçileri Alman Müzisyen Konstantin Wecker ile Avusturyalı Nobel Edebiyat Ödülü sahibi Elfriede Jelinek’in gönderdiği mesajlar okundu.

Kevana Zêrîn müzik grubun dinletisi ile devam eden festivalde, bir de Uluslararası Kürt Kültür Festivali’nin 30 yıllık mazisini anlatan sinevizyon gösterildi. Arap Müzik Grubu Göksel, Ensemble müzik grubunun dinletisini ise KCK’nin yazılı mesajının okunması takip etti.  Rojhilatlı Sanatçı Jale Sineyî de sahne aldı.

BEDRAN ÖZTÜRK: KÜRT HALKI SOYKIRIMA RAĞMEN STATÜ TALEBİ İLE AYAKTA

Festivale katılan Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eş Başkanı ve Yeşil Sol Parti Amed Milletvekili Berdan Öztürk de kitleyi selamladı, 2. Paris katliamında şehit düşen Evîn Goyî Abdurrahman Kızıl ve Mir Perwer’i andı.

Lozan’ın 100’üncü yılında düzenlenen festivalin tarihsel bir anlam taşıdığını belirten Öztürk, “Lozan 100’üncü yılını doldurdu. 100 yıl önce uluslararası güç olan devletler Kurdistan’ı parçaladı. Kürt halkının geleceğini Türkiye, İran, Irak ve Suriye devletlerin insafına bıraktılar. O devletler Kürt halkını asimile etmek, yok etmek için kirli politikalar ve soykırımlar gerçekleştirdi. 100 yıl geçti; dört parçada da Kürt halkı kimliği ve kültürü ile ayaktadır. Tüm kırımlara rağmen bugün dimdik ayakta ve statü talebini ortaya koyuyor” vurgusunda bulundu.   

‘ABDULLAH ÖCALAN MİLYONLARI TEMSİL EDEN BİR İRADEDİR’

Kurdistan’ı parçalayan Lozan’ın bugün de devam ettiğini dile getiren Öztürk, şunları söyledi: “Lozan Antlaşması’ndan güç alan bu devletler, Sayın Abdullah Öcalan üzerinde ağır bir tecrit işletiyor. Abdullah Öcalan üzerinde devam eden tecrit Avrupa devletleri ve Amerika ortaklığında sürüyor.  Bu tecrit ile Abdullah Öcalan şahsında Kürt halkının iradesi teslim alınmak isteniyor. Bu şekilde Kürtler, yeni yüzyılda statüsüz bırakılmak isteniyor. Sayın Abdullah Öcalan bir şahıs değil. Milyonları temsil eden bir iradedir. Bunun yanı sıra geliştirdiği felsefe ile Ortadoğu halkları için büyük bir umut olmuştur. Bu tecrit ile halkların özgürlük umudu ortadan kaldırılmak isteniyor.”

‘MUHALEFET İMRALI TECRİDİ KONUSUNDA İKİYÜZLÜ’

İmralı’da kesintisiz devam eden tecride karşı Türkiye insan hakları ve demokrasi iddiasında bulunan muhalefeti ikiyüzlülükle suçlayan Öztürk, “Sayın Abdullah Öcalan’dan 30 aydır haber alamıyoruz. Biz bunu kabul etmiyoruz. AKP/MHP tekçi yönetimine karşı muhalefet hukuk ve insan hakları diyor. Demokrasi talep ediyor.  Ama diğer tarafa da gözünüz kapalı. Tecridi görmüyorsunuz. Tecrit devam ettikçe Kürt sorunu daha derinleşir. Bunun karşısında mücadele yükselecek. 8-9 yıldır savaş dediniz. Neye karşı savaş? Ortak yaşam talebine, demokrasi ve hukuk talebine karşı savaş dediniz! Kürt halkının önderi ve Kürt halkı eşit ve özgür bir yaşam talep ediyor. Kirli politikalarınız ve katliamlarınızı kabul etmiyoruz. Özgür yaşamda ısrar ediyoruz” diye konuştu.

‘İSİMSİZ KÜRT OLMAYI KABUL ETMİYORUZ, STATÜDE KARARLIYIZ’

Türk devleti ve AKP hükümetinin hak ve hukuk talebi bulunmayan ruhsuz bir Kürt tipi istediğine işaret eden ve buna uygun Kürt oluşturmak için çabaladığını kaydeden Öztürk, “Sadece isim olarak Kürt olmayı kabul etmiyoruz. Dilimiz ve kültürümüz olmadan Kürt olmanın da kıymeti yok. Haklarımız, kültürümüz ve statümüz olmadan yaşamı kabul etmiyoruz. Bizi ruhsuz ve sadece isimden ibaret saymak isteyenler tarihimize bir baksınlar. Qazî Muhammed, Şêx Saîd, Leyla Qasim, Arîn Mîrkan’ın bize bıraktığı mirasa bakın. Onlar hiçbir zaman onursuzluğu kabul etmedi. Halkımız da bugün dayatılan onursuzluğu kabul etmeyecektir” dedi.

Türkiye’de ekonomik krizin derinleştiğine ve halkın alım gücünün günden güne azaldığına da dikkat çeken Öztürk, bu krizin sebebinin savaş politikaları olduğunu ve bu politikalara karşı çıkmayan muhalefetin de ortak olduğunun altını çizdi.

‘ULUSLARARASI SESSİZLİĞİ KIRACAK GÜCÜMÜZ VAR’

Kürt Halk Önderi Öcalan’a yönelik tecrit karşısında CPT ve Avrupa Konseyi’nin sessizliğinin, tecridi onayladığı anlamına geldiğini vurgulayan Öztürk, “İmralı’da işkence devam ediyor. Onlardan ses çıkmıyor. Biz örgütlü bir halkız. Avrupa’da, Rojava’da, Rojhilat’ta, her tarafta örgütlü bir halkız. Onları ses çıkarmaya, tutum almaya mecbur bırakacak güçte bir örgütlülüğe sahibiz. Halkımız her taraftan sesini yükseltecek. Mücadelesi ile bu uluslararası güçleri sorumluluğunu yerine getirmeye mecbur bırakacak. Yürüteceğimiz mücadele ile ilgili uluslararası kuruluşları Türkiye’nin etkisinden çıkartmamız lazım. Bu sessizliğe karşı mücadeleyi yükseltmemiz lazım.”

‘YAŞAM KÜRTÇE İLE GÜZELDİR’

Kürt halkının günlük yaşamında Kürtçeyi konuşmasının önemine de değinen Öztürk, “Asimilasyona karşı dilimizi ve kültürümüzü korumamız lazım. Dilimizi günlük yaşamımızda kullanalım. Yaşam Kürt ve Kürtçe ile güzeldir. Eğer dilimiz yok olursa, tarihimiz, kültürümüz her şeyimiz yok olur. Herkes çocuklarını öncelikle ana dilini öğretsin” ifadelerini kullandı.

AVUKATLARDAN ÇOK BOYUTLU MÜCADELENİN YÜKSELTİLMESİ ÇAĞRISI

Festivalde Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın avukatları Ömer Güneş ve Mahmut Şakar sahneye çıkarak, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’la ilgili hukuki süreç hakkında kitleye bilgi verdi. Ömer Güneş Kürtçe, Mahmut Şakar ise Türkçe bilgilendirme yaptı. Avukatlar, son 30 aydır haber alamama haline dair  uluslararası kurumlar nezdinde yürütülen çalışmalardan sonuç alınmadığı ve bu durumun artık sürdürülebilir olmaktan çıktığını ifade etti. Avukatlar, 9 Ekim Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a yönelik uluslararası komplonun yıl dönümünde Kürt halkının, önderine sahip çıkmak için mücadelesini yükseltmesi ve paralelinde uluslararası platformlarda da siyasi ve hukuki mücadelenin çok boyutlu yükseltilmesi için çağrıda bulundu.

Konuşmaların ardından, "Özgürlük Yolculuğu" mottosuyla Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın fiziki özgürlüğü için Almanya'nın Dortmund kentinden başlayıp Köln'e kadar 5 gün yürüyen gençler sahneye çıkıp kitleyi selamladı.  

Festivalin sonunda sahne alan sanatçılar ve müzik grupları, alanda bulunan kitleye coşkulu anlar yaşattı. Müzik dinletisi ve govend gösterimi ile süren festival, farklı sanatsal etkinliklerin gösteriminden sonra sona erdi.