Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın fiziki özgürlüğü için Kürdistanlıların 25 Ocak 2021'den bu yana her çarşamba İsviçre’nin Cenevre kentinde bulunan Birleşmiş Milletler (BM) Ofisi önünde sürdürdüğü oturma eyleminde bu hafta, BM'nin denetiminde kurulan Maxmur Mülteci Kampı'nın bombalanmasının kabul edilemez olduğu vurgulandı.
Eylemde Kürdistan Özgürlük Şehitleri anısına bir dakikalık saygı duruşunda bulunuldu.
Nisan 2021'den bu yana Kürdistan'ın kadın, çocuk ve sivil demeden bombalandığına dikkat çeken Kürt Halk Meclisi temsilcisi Mustafa Altunbaş, tepkisini şöyle ifade etti: "Bu saldırılar sadece Türk devletinin denetiminde gerçekleştirilen saldırılar değildir. Türk devleti PKK gerillalarının ve Kürt halkının direnişi karşısında bir hezimet yaşamıştır. Bu hezimet sonrası Türk devleti NATO desteğiyle saldırıları aralıksız sürdürme yoluna gitmiştir. Kürt halkı ve Kürt gerillaları aynı zamanda bu direnişi NATO'ya bağlı güçlere karşı da vermektedir. Bugün bu devletlerin saldırılara karşı suskunluğunun sebebi, Kürt halkına düşmanlıklarından ileri geliyor. Kürtlerin kazanımlarını ve statüsünü yok etmeyi hedefliyorlar. Gerilla zaten üzerine düşen görevi fedaice yapıyor; bizim üzerimize düşen de alanlarda onların sesini duyurmaktır. Önderliğimizin özgürlüğünü sağlayana kadar da eylemimize devam edeceğiz."
Yıllarca Maxmur'da mülteci olarak yaşadıktan sonra “Barış Grubu” olarak Türkiye’ye giden ancak saldırılardan dolayı Avrupa’ya iltica eden siyasetçi Nurettin Turgut da bir konuşma yaptı.
Türk devletinin Maxmur’a yönelik saldırılarını kınayan Turgut, şunları belirtti: “Bu savaş bizim çocuklarımız, Önderliğimiz, kadınlarımız üzerinde gerçekleşiyor. Her hafta arkadaşlarımız suikastlerle saldırılara uğrayarak şehit düşüyor. Biz bu saldırılara karşı BM'nin karşısında duruyoruz ve sesimizi herkese duyurmaya çalışıyoruz. Yaklaşık 30 yıl önce BM'nin onayıyla kurulan Maxmur Mülteci Kampı'nın bombalanmasını tüm dünya sessizce izliyor. Biz bugün yine buradan BM'ye tekrar tekrar soruyoruz: Bu saldırılara karşı suskunluğunuz neden? Neden çocuklarımızın kadınlarımızın öldürülmesi karşısında ses çıkarmıyorsunuz? Bu vahşeti kabul etmiyoruz; siz de lanetleyin ve desteklemeyin artık. 30 yıldır Maxmur direniyor, 30 yıl daha yine direneceğiz. Dünya devletleri ve BM bunu iyi bilsin.”
3 Eylül günü Zürih’te yapılacak merkezi eyleme katılım çağrısının yapıldığı konuşmalardan sonra oturma eylemine devam edildi.