GÖRÜNTÜLÜ

Kürtler ve dostları işgal saldırılarına karşı alanlara çıktı

Türk devleti ve çetelerinin işgal saldırılarına karşı alanlara çıkan Kürdistanlılar ve dostları, "Türk hükümeti ve müttefiklerinin özellikle insani hukuk ve insan hakları ihlalleri nedeniyle yargılanmasını istedi.

Kürdistanlılar ve dostları, Türk devleti ve çetelerinin işgal saldırılarına karşı Avrupa'nın birçok kentinde alanlara çıktı. 

HEILBRONN

Tişrîn Barajı’na yönelik Türkiye’nin gerçekleştirdiği hava saldırısı sonucu, insani yardım ve çevre koruma çalışmaları yapan Alman aktivist Lea Bunse ağır yaralanmıştı. Tişrîn Barajı’nı hedef alan saldırılarda, Bunse ile birlikte 11 sivil daha yaralanırken, 2 kişi yaşamını yitirdi.

Lea Bunse’nin ailesi ve mücadele arkadaşları, Almanya'nın Heilbronn kentindeki Kiliansplatz’ta bir bilgilendirme standı açarak Rojava halkıyla dayanışma çağrısında bulundu. Demokratik Kürt Toplum Merkezi’nin (DKTM) desteklediği eylemde, Lea’nın annesi, babası ve kız kardeşi konuşmalar yaptı. Aile, “Lea, Tişrîn Barajı’nı korumak ve insanlık için mücadele etmek amacıyla Rojava’ya gitti. Bu baraj, yalnızca Kürtler için değil, tüm dünya için önem taşıyor. İnsanlık için hizmet veren bu baraja sahip çıkılmalı” dedi.

Lea’nın ailesi şu açıklamayı yaptı:

  “Tişrîn Barajı tehlikede. Türkiye’nin saldırılarında, içme suyu, tarımsal sulama ve elektrik üretimi için kritik öneme sahip Tişrîn Barajı ağır hasar aldı. Barajın çökme riski oluşturduğu belirtilirken, siviller barajı korumak için barış nöbeti tutuyor. Bölgedeki saldırılarda bugüne kadar 20’den fazla kişi hayatını kaybetti, 200’den fazla kişi yaralandı. Ambulans konvoylarının dahi hedef alındığı ve yaralıların hastanelere ulaşmasının büyük risk taşıdığı bildirildi.
Rojava, taban demokrasisi, kadın eşitliği ve kültürel hoşgörü üzerine kurulu toplumsal yapısıyla dikkat çekiyor. Kadınların eşitlik mücadelesi kapsamında kurulan Jinwar kadın köyü ve kadın danışmanlık merkezleri, bu direnişin sembolü haline geldi. Kadınların özgürlük mücadelesini temsil eden 'Jin, Jiyan, Azadî' (Kadın, Yaşam, Özgürlük) sloganı, dünya genelinde yankı uyandırıyor."
Lea Bunse’nin ailesi, “Kızımızın mücadelesi yalnızca Rojava için değil, tüm insanlık içindir. Sessiz kalmak bir seçenek değil” diyerek dayanışmanın büyütülmesi gerektiğini vurguladı.

FRANKFURT

Almanya’nın Frankfurt kentinde Bölge Halk Meclisi, TJK-E Hessen, FEDA ve birçok Alevi kurumunun katılımıyla bir yürüyüş gerçekleştirildi. Yürüyüş, Friedbergplatz’da başladı. Yürüyüşte Rojava’da Türk devleti tarafından yapılan saldırılar ile Suriye’de yeni hükümetin HTŞ aracılığıyla Alevi, Ermeni, Gürcü, Kürt ve diğer halklara yönelik saldırılar protesto edildi.

FEDA adına konuşan Demir Çelik, "Bugün Suriye’de Alevi, Ermeni, Êzidî, Kürtler ve birçok halk büyük bir saldırı altındadır. Bizler burada, soykırım altındaki halkların sesini tüm Avrupa’ya ve dünyaya duyurmak için toplandık. Bu, bizim insani ve vicdani görevimizdir" dedi.

Eylem, Arapça, Türkçe, Kürtçe ve Almanca atılan sloganlar ve dayanışma mesajlarıyla sona erdi.

BREMEN

Kobanê’nin DAİŞ’ten kurtarılışının 10. yıl dönümü kapsamında Almanya’nın Bremen kenti Domsheide’de bir miting düzenlendi.

“Kobanê 10 Jahre nach der Befreiung, Die Verteidigung geht weiter” (Kurtuluştan 10 yıl sonra, direniş sürüyor) şiarıyla düzenlenen miting, Rojava başta olmak üzere Kürdistan şehitleri anısına saygı duruşu ile başladı.
Mitingde pankartlar ve PYD ile TEV-DEM bayrakları taşındı.

Defend Rojava Bremen İnisiyatifi adına yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:

“Suriye’de Esad rejiminin düşmesini fırsat bilen Türk devleti, Özerk Yönetimi ortadan kaldırmak için saldırılarını sürdürüyor. Türk devleti ve bağlı çeteleri, Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetim topraklarına yönelik savaş suçu niteliğindeki saldırılarını sürdürüyor. Bu saldırılarda gazeteciler, sanatçılar ve siviller hedef alınıyor. Yine Türk devleti ve ona bağlı çeteler Tişrîn Barajı’na saldırıyor. Barajın yıkılması hem insani hem de ekolojik dengeye tehdit oluşturmaktadır.”
Mitingde “Jin, Jiyan, Azadî”, “Bijî Serok Apo”, “Bijî Berxwedana Rojava” sloganları atıldı.

NÜRNBERG

Almanya Nürnberg’de, Rojava’ya yönelik saldırılara karşı bir eylem düzenlendi. Kürtler ve dostları, Rojava için seslerini yükselterek Türkiye’nin Tişrîn Barajı’ndaki sivil halka yönelik gerçekleştirdiği hava saldırılarını kınadı. Mitingde, “Terörist Türkiye, katil Erdoğan”, “Bijî Berxwedana Rojava”, “Bijî Berxwedana Tişrînê” sloganları atıldı.

OSLO

Norveç başkenti Oslo’da, Rojava ve Tişrîn direnişi yüzlerce Kürdistanlının katılımıyla selamlandı.

Oslo merkezinde birçok Kürdistanlı parti ve sivil kurumun öncülüğünde Rojava’ya yönelik işgal saldırıları görkemli bir mitingle protesto edildi ve Tişrîn direnişine sahip çıkıldı.

Yüzlerce Kürdistanlı ve dostlarının katıldığı eylem, saygı duruşuyla başladı. Norveç’in farklı partilerinden parlamenterlerin de katıldığı mitingde, Rojava’ya destek mesajları verildi.

Mitingde, NCDK-Oslo EşBaşkanı Endam Aso halka seslendi. Önümüzdeki sürecin Kürt halkı ve bölge halkları için çok önemli ve hassas olduğunu, kazanımlar kadar tehlikelerin de bulunduğu bir dönemden geçildiğini vurguladı. Aso, Kürdistan halkı ve dostlarını direnişin yanında yer almaya ve Rojava’ya desteklerini sürdürmeye davet etti.

Mitingin konuşmacıları arasında Norveç Sosyalist Sol (SV) Partisi’nden parlamenter Birgitt Oline Kjerstad, Norveç Kızıl Partisi (Rødt) adına Kürt parlamenter Seher Aydar, Norveç Sağ Partisi (Venstre) adına parlamenter Ola Elvestuen ve son olarak iktidarda olan Norveç İşçi Partisi (AP) adına Rojavalı Kürt parlamenter Mani Hussaini yer aldı. Konuşmacılar, Rojava’ya desteklerini sundu ve Norveç hükümetine, NATO üyesi olan Türkiye’nin Rojava’ya yönelik işgalci saldırılarını durdurması için çağrıda bulundu.

Miting süresince “Bijî Berxwedana Rojava”, “Bijî Berxwedana QSD, YPG, YPJ”, “Jin Jiyan Azadî” ve “Solidaritet med Rojava ve Kurdistan” sloganları atıldı.

SAARBRÜCKEN

Almanya’nın Saarbrücken kentinde yaşayan Kürdistanlılar ve dostları Tişrîn Barajı direnişini selamlamak ve Türk devletinin soykırım politikalarını protesto etmek için alanlarda idi.Yüzlerce Kürdistanlı bu saldırılar karşısında Rojava'yı yalnız bırakmayacağımı sloganlarla dile getirdi.

Dört parça Kürdistan’dan Kürtlerin katılımıyla gerçekleştirilen yürüyüş, şehitler için bir dakikalık saygı duruşu ile başladı. Ardından Saarland Demokratik Kürt Toplum Merkezi adına Murat Botan'ın konuştu. Türk devlet ve çetelerinin soykırım politikaları ve saldırılarını kınayan Botan, bütün Kürtler ve dostlarını Rojava'ya sahip çıkmaya çağırdı. "Rojava'ya sahip çıkmak için direnişi büyütmek Kürdistan’a sahip çıkmaktır" diyen Botan'ın konuşması ardından eyleme katılan ConnAct Saar adına Tamara da bir konuşma yaptı. "Bu mücadelen herkesin, hepimizin mücadelesidir" diyen Tamara, Rojava'yı daha aktif sahiplenme çağrısı yaptı.

Almanya’daki PKK yasağına değinen Tamara, herkesin buna karşı güçlü bir şekilde çıkıp, demokratik, ekolojik, kadın özgürlükçü zihniyeti savunmasını istedi.

Kim Seebrücke Saar adına yapılan konuşmada da, bu mücadelenin insanlık mücadelesi olduğu dile getirildi.

Landwehrplatz'da başlayan eylem, Europa Galerie'de son buldu. “Rojava Rûmeta Me Ye” ve “Bijî YPG-YPJ” sloganlarının atıldığı eylemde Alman Kürt dostları da bildiri okudu.

KASSEL

Almanya’nın Kassel kentinde Defend Rojava ve Kassel Demokratik Kürt Toplum Merkezi (DKTM) tarafından düzenlenen protesto yürüyüşü, Kassel meydanında başladı.

DKTM Eşbaşkanı, Kuzey ve Doğu Suriye halklarına yönelik savaşın halen devam etiğini ve Türk devletinin Rojava’da sivil halkı hedef aldığını belirtti. Savaş bitene kadar alanlarda olacaklarını vurgulayan Eşbaşkan’ın konuşması ardından Rathaus’a doğru yürüyüşe geçildi.

Yürüyüşte Alman sol grupları tarafından sık sık konuşmalar yapıldı. Yürüyüş boyunca “Bijî Serok Apo”, “Bijî Berxwedana Rojava”, “Jin Jiyan Azadî” ve “Bijî YPJ/YPG” sloganları atıldı.

STRASBOURG

Türk devleti ve paramiliter çetelerinin Rojava’ya dönük saldırılarına karşı Fransa’nın Strasbourg kentinde protesto eylemi düzenlendi. Zîn Kadın Komünü’nün çağrısıyla Place Kleber’de bir araya gelen Kürtler ve dostlarının katılımıyla düzenlenen eylem, Kürdistan devrim şehitleri adına bir dakikalık saygı duruşuyla başladı. Eylemde sık sık Bijî Berxwedana YPJ”, “Bijî Berxwedana YPG”, “Jin, Jiyan, Azadî”, “Bijî Serok Apo” ve “Liberté pour Öcalan” , “Solution politique pour le Kurdistan” sloganları atıldı.

YPJ ve YPG bayraklarının taşındığı eylemde, “Türk devletinin terörizmine dur de!” pankartı taşındı.

Eylemde Zîn Kadın Komünü adına Sylvie Elmalı bir konuşma yaptı. Sylvie Elmalı, i Kobanê direnişine dikkat çekerek, “26 Ocak 2015’te, tam 147 gün süren çaresiz ve kahramanca bir direnişin ardından Kobanê kurtarıldı. Bu zafer, terörizme karşı mücadelenin önemli bir dönüm noktasıydı ve bölgedeki kadınların özgürlüğü ve halkların özgürlüğü için bir sembol haline geldi. Kobanê’deki direniş, dünyaya kolektif direnişin, demokrasinin ve eşitliğin, zulüm ve baskıya gerçek bir alternatif sunduğunu gösterdi” dedi.

Zaferin anısına saygı duruşunda bulunmanın önemli olduğuna ancak aynı zamanda 2013’ten bu yana süregelen mücadeleyi desteklemek gerektiğine değinen Sylvie Elmalı, Rojava’da yaşayan halkların Türk devletinin ve onun cihatçı paralı askerlerinin saldırılarıyla karşı karşıya olduğunu belirtti.

Sylvie Elmalı konuşmasının devamında şunları dile getirdi: Ocak 2025’ten bu yana, Kobanê, Tişrin Barajı ve Suriye’nin kuzey ve doğusundaki diğer bölgelerde Türk hava saldırıları büyük yıkımlara yol açtı. Tişrîn Barajı, yüz binlerce insana su ve elektrik sağlayan bir yapı olarak özellikle etkilendi. Bu saldırılar, sadece yerel halkın günlük yaşamını tehlikeye atmakla kalmıyor, aynı zamanda bölgenin altyapısını ve çevresini de tehdit ediyor. UNICEF, su altyapısında önemli hasarlar olduğunu bildiriyor ve bu da birçok insanın temiz suya erişimini kaybetmesine neden oluyor.

Ancak Tişrîn Barajı sadece bir altyapı değil; bu bölgedeki halkların kolektif hayatta kalmasının ve burada hayata geçirilen demokratik özerklik değerlerinin sembolüdür. Bu değerler özgürlük, eşitlik ve ekolojik adalet üzerine kuruludur ve bugün tehdit altındadır. Bu nedenle, bu saldırılara karşı uluslararası direnişin güçlenmesi, sadece Tişrîn Barajı’nın korunması için değil, aynı zamanda Rojava Devrimi’ni savunmak için de son derece önemlidir.

Kuzey ve Doğu Suriye’deki direniş güçlü kalmaya devam ediyor ve kadınlar ön saflarda yer alıyor. Kuzey ve Doğu Suriye halkları, özellikle kadınlar, hakları ve topluluklarının hakları için cesurca mücadele etmeye devam ediyor. Son haftalarda, Kobanê, Girê Spî, Reqa, Hesekê, Qamişlo ve diğer şehirlerden binlerce kadın, Tişrîn Barajı’na barışçıl yürüyüşler düzenledi. Bu toplanmalar, sadece Türk saldırılarına karşı bir direniş göstergesi değil, aynı zamanda Demokratik Özerklik ve bölgedeki kadın özgürlüğü için güçlü bir taahhüt anlamına geliyor. Sürekli hava saldırıları tehdidine rağmen, sivil halk, gazeteciler ve sağlık personelini kasıtlı olarak hedef alan saldırılar devam etmektedir. Son günlerde saldırılar sonucu 20’den fazla kişi hayatını kaybetmiş, 120’den fazla kişi yaralanmıştır; bu yaralılar arasında uluslararası insan hakları savunucuları ve doktorlar da bulunmaktadır. Yaralıları kurtarmaya çalışan ambulansların birkaç kez yok edilmesi özellikle şok edicidir. Bu kurtarma ekiplerine ve sivillere yönelik kasıtlı saldırılar, uluslararası insani hukukun açık bir ihlalidir ve savaş suçu olarak kınanmalıdır.

Sivil bölgelere yönelik sürekli saldırılar ve ekolojik ile insani bir felaket riski karşısında, TJK-E uluslararası toplumu hemen harekete geçmeye çağırmaktadır. Şunları talep ediyoruz:

1. Kuzey ve Doğu Suriye’deki Türk saldırılarının derhal son bulması ve Türkiye’nin bu bölgelerdeki işgalinin durdurulması.

2. Sivil halka, gazetecilere ve sağlık personeline yönelik kasıtlı saldırılar da dahil olmak üzere tüm savaş suçlarının araştırılması ve hastaneler ile ambulansların yok edilmesinin soruşturulması.

3. Türk hükümeti ve müttefiklerinin uluslararası hukukun ihlalleri, özellikle insani hukuk ve insan hakları ihlalleri nedeniyle yargılanması.

4. Kuzey ve Doğu Suriye’de sivil halkı ve hayati altyapıyı korumak amacıyla bir hava sahası ihlali bölgesi kurulması.

Kobanê ile birlikte Kuzey ve Doğu Suriye’deki halklar, sadece özgürlük, demokrasi ilkeleri için değil, aynı zamanda barışı yok etmek isteyen cihatçı paralı askerlerden ve bölgedeki istikrarı tehdit eden baskılardan kurtulmak için de savaşıyorlar. Kobanê'deki mücadele henüz sona ermedi. Kadınların özgürlüğü, demokrasi için devam ediyor ve bu mücadeleyi birlikte desteklemeliyiz, Rojava halklarıyla dayanışmamızı göstererek. Türkiye'nin kendi özgürlüğü için on yıldır süregelen sosyal mücadeleye karşı durmalıyız. Artık harekete geçme zamanı.

Suriye'nin kuzey ve doğusundaki halklar direnişlerine devam etmeye hazırlar. Ancak bizim desteğimize ihtiyaçları var. Türkiye'ye karşı uluslararası bir pozisyon oluşturmak, insan hakları ve demokrasinin savunulması için dünya genelinde gösteriler, toplanmalar ve yaratıcı eylemler düzenleyelim.”

MİLANO

Rete Kürdistan İtalya (İtalya Kürdistan ile Dayanışma Ağı), İtalya Kürt Komitesi ve Rojava Enternasyonal Dayanışma Ağlarının çağrısıyla yüzlerce İtalyan ve Kürt bir araya gelerek çeşitli protesto eylemleri düzenledi.

Milano şehrinde Kürdistan Demokratik Konfederalizm Derneği ile Rete Kürdistan İtalya’nın çağrısıyla onlarca kurum, sendika, parti ve demokratik kitle örgütü saat 14.00’te Milano şehrinin en kalabalık meydanı olan San Babila’da bir araya geldi.

Farklı kurumların temsilcilerinin yaptığı açıklamalar sırasında sık sık “Yaşasın Rojava direnişi”, “Terörist Türkiye”, “Katil Erdoğan” sloganları atıldı.

Rojava’da devrimle elde edilen kazanımların mutlaka korunması ve Demokratik Konfederalizm sisteminin her koşul ve şartta savunulması gerektiği vurgulandı.

Rojava’daki sistemin tüm Ortadoğu ve dünya halklarına umut olduğu ifade edildi.

Daha yoğun eylem ve etkinliklerle Rojava dayanışmasının süreceği belirtilerek eylem sona erdi.

PARMA

İtalya’nın Parma şehrinde de Donne in Nero’nun (Savaş ve Silahlanmaya Karşı Kara Kadınlar Hareketi) çağrısıyla onlarca kurum ve kuruluş Garibaldi Meydanı’nda bir araya gelerek Rojava halkıyla dayanışma çağrısı yaptı.

Ayrıca 9 Ocak 2013’te Türk MİT’i tarafından katledilen Sakine Cansız, Fidan Doğan ve Leyla Şaylemez’in fotoğrafları taşındı.

“Jin, Jiyan, Azadî” felsefesinin mutlaka zafere taşınacağını belirten Donne in Nero temsilcisi, Kürt hareketinden ve Kürt kadın mücadelesinden çok şey öğrendiklerini, bugün dünya kadınlarının Kürt kadınlarının mücadelesinden esinlenerek mücadele ettiklerini ve dayanışmalarının süreceğini belirtti.

BREGENZ

Avusturya’nın Vorarlberg Eyaleti’nde Sara Kültür Derneği ve Avusturya Devrimci Komünist Partisi (RKP) öncülüğünde toplanan halk, Rojava’da yaşanan son saldırıları ve hükümetin sağ-muhafazakâr politikalarını protesto etti.

Eyaletin başkenti Bregenz’de toplanan ve yürüyüş yapan halk, Tişrin Barajı’nda hayatını kaybeden, aralarında Kürt tiyatro sanatçısı Bave Teyar’ın da bulunduğu sivil şehitlerin fotoğraflarını ve dövizlerini taşıyarak Türk devletinin saldırgan ve ırkçı politikalarını sloganlarla protesto etti.

Yürüyüş sonrasında Kürdistanlılar adına açıklama yapan Kamuran Botan, Kürt halkına karşı yapılan saldırıların son bulması için uluslararası kurumların bir an önce Türkiye’ye karşı harekete geçmesi gerektiğini belirtti.

INNSBRUCK

Avusturya’nın Tirol eyaletinin Innsbruck kentinde bulunan Innsbruck Demokratik Kürt Toplum Merkezi lokalinde Tişrîn Barajı sivil direnişinde şehit düşenler anıldı.

Saygı duruşu ile başlayan anma, Tişrîn barajında şehit düşenlerin hayatını konu alan sinevizyon gösterimi ve konuşmalar ile devam etti.

Bavê Teyar 'ın mücadele arkadaşı Nureddîn Dêrik, Bavê Teyar'ın Kürt tTiyatrosuna katkılarını ve yanı sıra yurtseverliğini dile getirdi. TJK-E üyesi Agirî Kobanê ise şehitlerin geride bıraktığı mirasın önemine dair konuştu.

Anma, "Şehîd Namirin” ve “Bijî Serok Apo” sloganları ile sonlandırıldı.

PARİS

Fransa’nın başkenti Paris’in Republique meydanında TJK-F öncülüğünde “Rojava’yı savun” yürüyüşü yapıldı. Avrupa Kürt Kadın Hareketi’nin çağrısıyla bir araya gelen Kürt kadınlar ve halk, faşist Türk devletinin Tişrîn Barajı’na dönük saldırılarını kınadı.

Yürüyüşe birçok kurum ve Kürt dostu da katılım sağladı. 

Yürüyüşte bir konuşma yapan CDK-F Eşbaşkan Xane Akdoğan; Tişrîn’de katledilen sivilleri anarak konuşmasına başladı. Xane Akdoğan, “Her gün Kürtleri bitireceğiz, yok edeceğiz diyen düşman şunu iyi bilsin ki, Kürt halkı Önder Apo’nun paradigmasıyla hareket ediyor. Bu paradigmaya inananlar pes etmez, teslim olmazlar. Önder Apo’’nun paradigması tüm dünyada ses getiriyor, tüm insanlığa umut oluyor” dedi.

Xane Akdoğan, mücadeleye devam edeceklerini, direnişlerini büyüteceklerini vurgulayarak, konuşmasını, “Rojava saldırılarına ses çıkartmayanlar sizde kaybedeceksiniz, Rojava kadın devrimi kazanacak, insanlık kazanacak” ifadeleriyle sonlandırdı.

Yürüyüşte Fransa Komünist Partisi adına Vincent Boulet ve Irkçılığa Karşı Halkların Kardeş Örgütü de birer konuşma yaptı. 

 Yürüyüş, “Bijî Berxwedana Rojava” ve “Jin Jiyan Azadî sloganlarıyla sona erdi.

BERLİN

Almanya’nın başkenti Berlin’de Kobanê direnişinin yıl dönümü ve Tişrin Barajı’nda direnenler için bir yürüyüş gerçekleştirildi.

Dest Dan-Hêvî Kadın Meclisi, Cenî (Kürt Kadın Barış Ofisi), Ezîdî Kadın Meclisi-Berlin, KJAR-Berlin, Women Defend Rojava-Berlin, Gemeinsam Kämpfen-Berlin, TekoJIN-Berlin, JXK-Berlin ve JK-Berlin’in ortak çağrısıyla bir araya gelen Kürtler ve dostları, Alexanderplatz Meydanı’nda Kurdistan şehitleri anısına yapılan saygı duruşunun ardından bir açıklama yaptı.

Yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:

“26 Ocak 2015, IŞİD’in Kobanê’deki ilk büyük yenilgisini yaşadığı tarihti. Kobanê’nin özgürlüğü, yalnızca IŞİD’e karşı değil, aynı zamanda eşitlik ve özgürlük için mücadele eden kadınların zaferini simgeliyor. YPJ savaşçılarının önderliğindeki direniş, kadınların toplumsal değişim için ne kadar önemli bir rol oynadığını gösterdi.

Ancak Kobanê’nin zaferi hâlâ tehdit altında. Türk devleti, bölgedeki sivil altyapıyı hedef alarak insansız hava araçlarıyla saldırılar düzenliyor. Bu saldırıların son hedefi, Kobanê’nin güneydoğusunda yer alan Tişrîn Barajı oldu. Baraj, bölgedeki su ve elektrik kaynakları için kritik öneme sahip ve Türk saldırıları barajı büyük bir tehlikeye sokuyor.

Tişrin Barajı’nın güvenliği sadece Kobanê için değil, tüm Kuzey ve Doğu Suriye için hayati. Kadın devriminin simgesi olan bu bölge, hâlâ küresel bir dayanışma ve özgürlük mücadelesi olarak savunuluyor. 10 yıl sonra Kobanê’nin zaferi ve kadınların direnişi, özgürlük ve eşitlik mücadelesinin simgesi olmaya devam ediyor.”

YXK adına yapılan açıklamada ise şu ifadelere yer verildi:

“Tarihin seyrini değiştiren bir direnişin 10. yıl dönümü. Bundan tam on yıl önce, 26 Ocak 2015’te, Kürt kadın savaşçıların öncülük ettiği YPJ ve YPG güçleri, Kobanê’de IŞİD’e karşı unutulmaz bir zafer kazandı. Bu zafer, sadece bir kentin kurtuluşu değil, aynı zamanda insanlık, kadın özgürlüğü ve umut adına dünya sahnesine yazılmış güçlü bir mesajdı.

Kobanê’nin kurtuluşu, kadınların sadece savaş alanında değil, toplumun yeniden inşasında da başrol oynadığını gösterdi. Radikal demokrasiyi hayata geçiren kadınlar, Jin Jiyan Azadî felsefesiyle ataerkil düzeni sorgulayan bir devrim gerçekleştirdi. Bugün bu devrimin kazanımları yeniden tehdit altında. Türk devletinin Suriye’nin kuzey ve doğusuna yönelik saldırıları, yalnızca bölgedeki barışı değil, özgür bir yaşamı savunan kadınların mücadelesini de hedef alıyor.

Saldırıların odak noktalarından biri olan Tişrîn Barajı’na yönelik bombalamalar, yalnızca stratejik bir hamle değil, aynı zamanda insanlık ve doğa için büyük bir felaket riskini barındırıyor. Tüm bu tehditlere rağmen, Rojava kadınları yalnızca direnişi sürdürmekle kalmıyor, kolektif bir yaşam idealini savunarak özgürlük mücadelesinde öncü olmaya devam ediyor.

Bu mücadele, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a yönelik tecrit politikalarıyla, emperyalist güçlerin sessizliğiyle ve saldırgan politikalarla baskı altına alınmaya çalışılıyor. Ancak, Kobanê’de başlayan direnişin ruhu, sınırları aşarak Berlin’den Tişrîn Barajı’na, Kobanê’den Avrupa’nın sokaklarına kadar yankılanıyor.

Tarihi değiştiren kadın direnişi, bu baskı dalgalarına boyun eğmeyecek kadar güçlü. Şengal’den Efrin’e, Kobanê’den Avrupa’ya kadar kadınlar, özgürlük ve adalet mücadelesinin en ön saflarında yer alıyor. Bugün de mücadeleye sahip çıkma, Rojava’ya yönelik saldırılara karşı ses yükseltme günüdür.”

Die Linke Neukölln Federal Parlamento adayı Ferhat Koçak ise şunları söyledi:

“Kobanê’nin kurtuluşunda dayanışma gösteren birçok Batılı ülke, bugün Kürt bölgelerine yönelik saldırılarda sessiz kalmayı tercih ediyor. Türkiye’nin Suriye’nin kuzeyindeki Kürt bölgelerine düzenlediği saldırılar ve sivilleri hedef alan operasyonları karşısında Almanya’nın Yeşiller, SPD ve FDP gibi partilerinin suskunluğu, derin bir çelişkiyi ortaya koyuyor.

Mültecilerin Avrupa’ya yönelmesini engellemek adına NATO müttefiki Türkiye’yi eleştirmekten kaçınan bu yaklaşım, sözde feminist dış politikalarının içinin ne kadar boş olduğunu gözler önüne seriyor.

Almanya’daki Kürt dostları da bu politikaların baskısını yaşıyor. Kürt aktivistlere yönelik siyasi baskılar artarken, toplum merkezlerinin polis tarafından aranması ve gösterilerin yasaklanması bu baskının açık bir örneği. IŞİD’e karşı savaşan kadınları eleştiren bu çifte standart, Kürtlerin haklı mücadelesine karşı haksız bir tutum olarak öne çıkıyor.

Bütün bu zorluklara rağmen, Kürt halkıyla dayanışma mesajını güçlendiren bir ses olarak Die Linke Neukölln adına Federal Meclis’e adayım. Kürt halkına yönelik baskıların son bulmasını sağlamak ve sol bir sesin Federal Meclis’te yer alması için birlikte sandıklara gidip oylarımızı kullanalım.”

Nav-Berlin Eşbaşkanı Hüseyin Yılmaz ise şunları söyledi:

“Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a, YPJ-YPG direnişçilerine ve PKK özgürlük savaşçılarına selam göndererek, Rojava’da özgürlük ve özgür bir yaşam için her gün direnerek şehit olunuyor. Bu nedenle başta Kürt halkı, Ortadoğu halkları ve diasporada yaşayanlar Rojava’ya sahip çıkmalıdır. Rojava devrimi insanlık devrimidir. Onun için herkesin bu devrimi sahiplenmesi gerekiyor.”

Açıklamaların ardından yüzlerce Kürdistanlı ve dostları, Brandenburger Tor’a kadar sloganlar ve konuşmalar eşliğinde yürüdü. Yürüyüş boyunca, “Jin Jiyan Azadî”, “Biji Berxwedana YPJ-YPG”, “Biji Berxwedana Kobanê”, “Biji Berxwedana QSD” sloganları atıldı.

DRESDEN

Almanya’nın Dresden kentinde, Kobanê direnişinin 10. yılı ve Tişrin Barajı’nda direnen Kürtler için bir miting düzenlendi. Dresden Kürt Halk Meclisi ve Initiative für Frieden in Kurdistan’ın organize ettiği miting, Dresden Merkez Tren İstasyonu’nda gerçekleşti.

Mitingde şu açıklamalara yer verildi:

“Suriye’de Beşar Esad’ın devrilmesinin ardından başlaması beklenen barış süreci, ne yazık ki yerini uluslararası çıkarların çatıştığı bir savaş alanına bıraktı. Kuzey Suriye ve Rojava’da son haftalarda artan saldırılar, bölge halkının güvenliğini ve istikrarını ciddi şekilde tehdit ediyor. Türkiye destekli Suriye Milli Ordusu (SMO) milisleri, özellikle Kürt nüfusun yoğun olduğu ve Demokratik Özerk Yönetim (DAA) tarafından yönetilen bölgelere yönelik saldırılar düzenliyor.

Bu saldırıların merkezinde stratejik öneme sahip iki nokta bulunuyor: Tişrin Barajı ve QaraQozak Köprüsü. Tişrin Barajı, Kuzeydoğu Suriye’nin elektrik ihtiyacının büyük bir kısmını karşılayan kritik bir altyapıdır. Barajın zarar görmesi, aşağı havzadaki bir milyondan fazla insan için yıkıcı sonuçlar doğurabilir. Aynı zamanda Minbic ve Kobanê arasındaki ulaşımın sağlanmasında kilit rol oynayan Qereqozax Köprüsü de saldırıların hedefinde.

Bölge halkı, saldırılara karşı cesur bir direniş sergiliyor. Büyük protesto konvoyları Tişrin Barajı’nda toplanarak işgale karşı seslerini yükseltiyor. Bu toplu direniş, özgürlük ve varoluş mücadelesine olan bağlılıklarının güçlü bir göstergesi.

Türkiye’nin saldırıları, insani değerlere ve uluslararası hukuka aykırı yöntemlerle devam ediyor. İnsansız hava araçları, savaş uçakları ve topçu atışlarıyla doğrudan siviller hedef alınıyor. Şimdiye kadar 21 sivilin hayatını kaybettiği ve 140’tan fazla kişinin yaralandığı belirtiliyor. Kurtarma ekipleri bile saldırılardan muaf tutulmuyor.

Uluslararası toplum, bu krize acilen müdahale etmeli. Türkiye’ye yönelik baskılar artırılarak, silahlı grupların geri çekilmesi ve ateşkes anlaşmalarının uygulanması sağlanmalıdır. Bölgedeki etnik temizlik girişimlerine karşı derhal harekete geçilmesi gerekiyor.

Kuzey Suriye halkı, dayanışma ve direniş ruhuyla mücadeleye devam ediyor. Bu süreçte uluslararası desteğin önemi ise her zamankinden daha fazla hissediliyor.”

Miting boyunca, “Bijî Berxwedana QSD”, “Jin Jiyan Azadî”, “Bijî Berxwedana Kobanê” sloganları atıldı.

VENEDİK

İtalya'nın turizm şehri Venedik'te, Kuzey Doğu Sosyal Merkezi (Venedik, Padova ve Vicenza) tarafından San Marco Bazilika'sının balkonundan "Kürdistan'a özgürlük, Rojava'yı Savun" pankartı açılarak, Kuzey ve Doğu Suriye'ye saldırılara dikkat çekildi. 

Binlerce turistin ilgi ile izlediği eylem, atılan sloganlar ve Kuzey ve Doğu Suriye'deki duruma dikkat çeken açıklamalar ile devam etti.

Kürt halkı ile dayanışma eylemleri yarın da İtalya'nın farklı şehirlerinde devam edecek.

VİYANA


Avusturya’nın başkenti Viyana’da yüzlerce Kürdistanlı ve dostu, işgalci Türk devletinin Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik gerçekleştirdiği katliamları protesto etti.

Avesta Kadın Meclisi öncülüğünde düzenlenen yürüyüş, Christian-Broda-Platz’da tüm devrim şehitleri anısına yapılan saygı duruşuyla başladı. Ardından, Kadın Meclisi adına Nurcan Güleryüz bir konuşma yaptı. Konuşmada, Türk devletinin Kürt halkına karşı yürüttüğü kirli politikalar teşhir edildi.

Nurcan Güleryüz konuşmasında şu ifadeleri kullandı: "26 Ocak 2015 tarihinde Kobanê, IŞİD terör örgütüne karşı verilen uzun ve kahramanca bir direnişin ardından özgürleştirildi. Bu zafer, IŞİD terörüne karşı mücadelede bir dönüm noktası oldu ve kadınların özgürleşmesi ile bölge halkının özgürlüğü için güçlü bir sembol haline geldi. Ancak bugün, on yıl sonra, Kobanê halkı Türkiye ve cihatçı paralı askerlerin saldırılarıyla karşı karşıya. Ocak 2025’ten bu yana Türkiye'nin Kobanê ve diğer bölgelere yönelik gerçekleştirdiği hava saldırıları, büyük bir yıkıma neden oldu. Bu saldırılar yalnızca sivil halkın günlük yaşamını değil, aynı zamanda bölgedeki altyapıyı ve çevreyi de olumsuz etkiledi. UNICEF, su altyapısında büyük hasar meydana geldiğini ve birçok insanın temiz içme suyuna erişiminin olmadığını belirtiyor.

Tişrîn Barajı yalnızca bir altyapı projesi değil, aynı zamanda bölge halkının hayatta kalması ve değerleri için sembolik bir öneme sahiptir. Bu baraj, Rojava Devrimi'nin savunulmasında stratejik bir rol oynarken, uluslararası dayanışmanın güçlenmesi gerektiğini bir kez daha gözler önüne seriyor. Kuzey ve Doğu Suriye'deki direniş güçlü bir şekilde devam ediyor ve özellikle kadınlar bu mücadelenin ön saflarında yer alıyor. Kuzey ve Doğu Suriye halkı, özellikle kadınlar, hem kendi hakları hem de toplumlarının hakları için cesurca mücadele ediyor. Tişrîn Barajı’na yönelik düzenlenen barışçıl konvoylar, Türk saldırılarına karşı direnişin yanı sıra demokratik özerklik ve özgürlük değerlerine olan bağlılığın güçlü bir ifadesi.Rojava’daki kadınlar, tarih boyunca hem vatanlarını savunmada hem de siyasi ve sosyal yaşamda liderlik etmede önemli bir rol üstlenmiştir. Bölgede uzun yıllar hüküm süren ataerkil sisteme karşı, eşitlik ve kendi kaderini tayin hakkı temelinde bir toplum inşa etme çabalarıyla öncü olmuşlardır. Tişrîn Barajı’ndaki kadınlar, Türk insansız hava araçları ve savaş uçaklarının saldırılarına rağmen direnişlerini cesurca sürdürüyor. Ancak bu saldırılar ağır sonuçlar doğurmuştur: son saldırılarda 20'den fazla kişi hayatını kaybetmiş, 120’den fazla kişi yaralanmıştır. Ambulansların bile hedef alınması, özellikle üzücü ve insanlık dışı bir durumdur. Bu saldırılar, uluslararası hukukun açık bir ihlali ve bir savaş suçudur. Bu durum, uluslararası toplumun tepkisini ve kınamasını gerektirmektedir.

Kuzey ve Doğu Suriye halkı, uluslararası kamuoyuna acil bir çağrı yapmaktadır. Tişrîn Barajı ve bölgedeki direnişin korunması için dayanışma ve destek, daha fazla gecikmeden hayata geçirilmelidir. Kadınların öncülük ettiği bu mücadele, sadece bir halkın özgürlük mücadelesi değil, aynı zamanda insanlık değerlerinin savunulmasıdır.

Kobanê'deki ve Kuzey ve Doğu Suriye bölgesindeki insanlar, yalnızca kendi özgürlükleri için değil, aynı zamanda uluslararası özgürlük, demokrasi ve eşitlik ilkelerini savunmaktadır. Türkiye ve cihatçı paralı askerlerin baskılarına karşı cesurca direnen bu halk, bölgedeki barış ve istikrarı bozmak isteyen saldırılara karşı mücadelesini sürdürmektedir.

Bu mücadele, yalnızca bir bölgenin direnişi değil; kadın özgürlüğü, demokrasi ve sosyal adalet için uluslararası dayanışma ve destek çağrısıdır. Rojava’da ve Türkiye’de işlenen savaş suçlarına karşı kararlı bir duruş sergilemek, insanlık onuru adına bir sorumluluktur.

Kuzey ve Doğu Suriye halkı direnişini sürdürmekte kararlı olsa da, dünya çapında desteğe ihtiyaç duyuyor. Bu nedenle, Türkiye üzerinde uluslararası baskıyı artırmak ve Rojava’daki insan hakları ile demokrasiyi savunmak için küresel çapta gösteriler, mitingler ve yaratıcı eylemler düzenlenmelidir.

Özgürlük, demokrasi ve eşitlik değerlerini savunan herkes, bu dayanışma çağrısına yanıt vermelidir. Kobanê ve Kuzey-Doğu Suriye halkının direnişine destek olmak, daha adil bir dünya için atılacak önemli bir adımdır."

PYD adına konuşan Bave Eli, şu ifadeleri kullandı: “Biz de Tişrîn’deki halk gibi ayakta olalım, duyarlı olalım ve her zaman eylemlere hazır olalım. Onların direnişi bizim direnişimizdir.”

Civaka Azad Eş Başkanı Ahmet Zirek de bir konuşma yaptı. Zirek, konuşmasında şunları ifade etti: “Kürt sanatçı, dört parçada sanatıyla tanınan tiyatrocu Bave Teyar ve Qamişlo Meclis Eş Başkanı şahsında, Tişrîn Barajı’nda mücadele eden ve şehit düşen tüm kahramanları saygıyla anıyoruz. Onların mücadelesi yolumuzu aydınlatmaya devam edecek. Bu mücadeleyi en üst noktalara taşımak, onların izinden gitmek bizim temel görevlerimizden biri olmalıdır.
Bugün Tişrîn’deki direniş, eşsiz bir direniştir. Sivil halk, tanklara, toplara ve uçakların bombardımanlarına rağmen kendilerini siper ederek topraklarını, değerlerini ve çocuklarını savunmaktadır. Bu direnişin, Kobanê direnişiyle eşdeğer bir düzeyde olduğu açıktır. Tişrîn direnişi, Rojava Devrimi’nin sağlam bir şekilde korunması ve Rojava Kürdistanı’nın özgürlüğü için önemli bir mihenk taşıdır. Bu, aynı zamanda dört parçada Kürtlerin özgürlüğünü getireceğine inandığımız bir mücadeledir.

Ortadoğu’da haritalar yeniden çizilmektedir. Kürt halkının bu süreçte kendi mücadelesine daha sıkı kenetlenmesi gerekmektedir. Tişrîn’deki direnişi herkes sahiplenmelidir; bu, her Kürt bireyinin temel görevi olmalıdır. Reber Apo’nun süreci, Kürt halkının kaderini belirleyecek bir süreçtir. Onun elini güçlendirmek ve barış sürecini daha iyi bir doğrultuya yönlendirmek, yine temel görevlerimizden biridir. Bu çerçevede hareket etmeli ve Reber Apo’nun etrafında kenetlenerek özgürlüğümüze kavuşmalıyız.”

Yürüyüş sırasında Rojava'ya yönelik savaş görüntülerini pankart olarak taşındı. Eylemde YPJ, YPG, HPG, QSD bayrakları ile Önder Apo’nun fotoğrafları da taşındı. Halk, Viyana’nın en işlek alışveriş caddesinde “Biji Serok Apo!”, “Biji Berxwedana Rojava!”, “Imrali’ya bin selam!” sloganlarını attı:

Göstericiler, üzerinde "Türk faşizmine karşı barajı koruyun" ve "Kadınlar Rojava’yı savunuyor, biz Tişrîn’iz” yazılı pankartları sarkıttı. Eylemciler, Rojava’da işgal operasyonlarına ve Rojava’daki kadın direnişine dair tepkilerini göstermek amacıyla pankartları açtı.

Eylem tüm engellemelere karşın yürüyüş coşku içinde devam etti ve Museumsquartier’de sona erdi.

MÜNİH

Türk devleti ve paramiliter çetelerinin Rojava’ya dönük saldırılarına karşı Almanya'nın Münih kentinde protesto eylemi düzenlendi.

Defend Rojava ve Münih  Kürt Toplum Merkezi tarafından düzenlenen protesto yürüyüşü, Gartnerplatz'ta başladı.

Yüzlerce Kürdistanlı ve dostlarının katıldığı eylem, Rojava başta olmak üzere Kürdistan şehitleri anısına saygı duruşu ile başladı.

DKTM adına yapılan konuşmada, Kuzey ve Doğu Suriye halklarına yönelik savaşın halen devam ettiği ve Rojava’da devrimle elde edilen kazanımların mutlaka korunması gerektiği belirtildi. İşgalci Türk devletinin Rojava’da sivil halkı hedef aldığına dikkat çekilen açıklamada, Kürt halkına karşı yapılan saldırıların son bulması için uluslararası kurumların bir an önce Türkiye’ye karşı harekete geçmesi gerektiği belirtildi.

Yürüyüş boyunca , “Bijî Berxwedana Tişrînê”, “Bijî Berxwedana Rojava”, “Jin Jiyan Azadî” ve “Bijî YPJ/YPG” sloganları atıldı.

REIMS 

Fransa’nın Reims kentinde işgalci Türk devleti ve bağlı çetelerinin Rojava’ya dönük işgal saldırıları protesto edildi. Reims Demokratik Kürt Komünü öncülüğünde düzenlenen yürüyüş, Rojava başta olmak üzere Kürdistan şehitleri anısına saygı duruşu ile başladı.

Reims Garı önünde başlayan yürüyüş Place d’erlon alanında sona erdi. Yürüyüş boyunca Kürt halk önderi Abdullah Öcalan’ın posteri, TEV-DEM, PYD bayrakları taşıyan katılımcılar, sık sık “Bijî Serok Apo", "Bijî Berxwedana Rojava” sloganları attı. 

Yürüyüşte Reims Demokratik Halk Meclisi adına yapılan açıklamada ,“İşgalci Türk devleti ve ona bağlı çeteler 2024 Aralık ayından beri Tişrîn Barajı'na ve Qereqozax’a saldırıyor, sivilleri katlediyor. Bavê Teyar, tanınmış Kürt sanatçısıydı. Türk devleti Bavê Teyar’ı katlederek, Tişrîn Barajı'nı bombalayarak hem doğaya hem insana düşman olduğunu gösterdi” denildi. 

ZÜRİH

Kobanê direnişi ve DAİŞ’e karşı zaferin 10. yılı nedeniyle İsviçre’nin Zürih kentinde bir miting düzenlendi. Mitinge işgalci Türk devleti ile ona bağlı çetelerin ortaklaşarak Tişrîn Barajı’na yönelik saldırıları ve bu saldırılara karşı sivil halkın direnişi damgasını vurdu. İsviçre Kürt Kadınlar Birliği’nin (YJK-S) çağrısı üzerine Zürih’in Rathaus Meydanı’nda toplanan Kürdistanlılar ve dostları devrimi selamlarken, yapılan konuşmalarda işgal saldırıları protesto edildi. Kobanê zaferinin önemine dikkat çekilerek, şu anda halkın Tişrîn'de direndiği vurgulandı ve dayanışma çağrısı yapıldı.

YJK-S’nin çağrısı üzerine Zürih’te düzenlenen miting, Tişrin Barajı’nda şehit düşenler şahsında devrim şehitleri anısına yapılan bir dakikalık saygı duruşuyla başladı. Meydandaki etkinlikte ilk olarak YJK-S açıklaması okundu. Açıklamayı YJK-S üyesi Özen Aytaç yaptı. Açıklamada, Kobanê zaferini  tüm dünyayı aydınlattığına vurgu yapılarak, Tişrîn Barajı’nda da zaferin direnen halkın olacağının altı çizildi. Açıklamada şu ifadeler yer aldı:

“Kobanê direnişinin ışıkları sadece Ortadoğu’ya değil, tüm dünyaya ulaşan bir direniş feneri gibi parlıyor. Kobanê’nin özgürlüğü, kadın devrimini ve cesareti temsil ediyor. Kobanê, zulüm ve zorbalığa karşı ayaklanmış bir halkın yaşadığı bir yerdir. Bu yer, daha adil bir dünya için ayağa kalkma konusunda sarsılmaz bir iradeyi simgeliyor. Kadın özgürlüğünün ve tabandan demokrasinin sadece bir hayal değil, yaşanmış bir gerçeklik olduğuna tanıklık ediyor.

Ancak bugün Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi’ndeki durum bize hiçbir zaferin kolay kazanılmadığını hatırlatıyor. Türkiye ve onun cihatçı çetelerinin saldırıları, Kobanê’nin sahip olduğu her şeyi yok etmeye çalışıyor. Özgürleşmiş bir topluma dair umut tehdit altında. Devrim, halkların dayanışmasını ve kararlılığını gerektirir. Halkımız kararlı bir şekilde Rojava devrimini savunuyor. Kobanê bugün de direniş demektir. Şiddetli bir fırtınanın ortasında dimdik ayakta duran bir ağaç gibi, ön saflarda yer alan kadınlar umut olmaktadır. Onlar bu devrimin kökleridir; ne kadar mücadele edilirse edilsin sönmeyen alevlerdir.”

Türk devletinin ve ona bağlı çetelerin Tişrin Barajı’na yönelik saldırılarına karşı Rojava’daki sivil halkın direnişi selamlanarak şu ifadelere yer verildi:

“Kobanê bugün bir kez daha Türkiye’nin uluslararası hukuku ihlal eden saldırılarının hedefi haline gelmiştir. Yeni isimlerle ve aynı vahşetle, paralı askerler Türkiye adına soykırım ve kadın cinayetleri gerçekleştiriyor. Tişrîn Barajı ciddi tehdit altındadır. Bir insanlık felaketi yaşanmaması için herkes harekete geçmelidir.

Kobanê savunması, kadın devriminin ve insanlığın savunmasıdır. Kobanê, bölgede demokrasi ve özgürlüğün teminatıdır. Bizim için Kobanê savunması şu anlama geliyor: Dünyanın neresinde yaşarsak yaşayalım, devrimimizin yanında ve dayanışma içinde olmalıyız. Kobanê’deki kıvılcım, bizi küresel çapta bir araya getiren ve bu anlamda güçlendiren yolu açtı. Bugün tarihi bir gün; uluslararası direniş ve dayanışma günüdür. Türk terörü ve çetelerinin saldırıları acilen durdurulmalıdır.”

Mitinge katılan İsviçre Demokratik Kürt Konseyi Eşbaşkanı Cemal Özdemir, yaptığı konuşmada Kobanê direnişini hatırlatarak, “Daha önce ‘Kobanê düştü düşecek’ diyenler, Kobanê’deki direnişe çarptılar. Dün DAİŞ nasıl yenildiyse, bugün de Türkiye ve ona bağlı çeteler Tişrin’de direnen halkımızın iradesi karşısında kaybedeceklerdir. Hem Türkiye’ye hem de ona bağlı çetelere şunu söylüyoruz: Gittiğiniz yol, yol değildir. Bir an önce bundan vazgeçin” dedi.

Mitinge Medico International adına konuşma yapan Anuk, Rojava’ya yönelik saldırılara karşı dayanışmanın önemine dikkat çekerek, “Bizler Rojava devrimiyle her zaman dayanışma içinde olacağız. Uluslararası kurumların halka yönelik saldırılara karşı çıkması gerekir” ifadelerini kullandı.

Rojhilatlılar eyleme İran’da idam cezasına çarptırılan Peşxan Ezizi ve Werîşe Muradî’nin fotoğraflarını taşıyarak katıldı. PJAK İsviçre adına konuşan Hakim Hututi, Peşxan Ezizi’nin Rojava’ya gittiği için idam cezasına çarptırıldığına dikkat çekerek, “Kürt halkı birdir. Peşxan Ezizi, Rojava’ya gittiği için idam cezasına çarptırıldı. Biz şunu iyi biliyoruz ki dört parça Kürdistan’da halkımız birdir. Biz Kürt halkıyız. Rojava’da direniş varsa Rojhilat’ta da direniş vardır. Bakur’da direniş varsa Başur’da da olacaktır. Biz bir olmalıyız ve bütün bu saldırılara karşı direnmeliyiz” dedi.

Rojava Şehit ve Gerilla Anneleri adına konuşan Zahide Hüseyin, Türk devletinin her gün halkın üzerine bombalar yağdırdığına dikkat çekerek, “Biz asla mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz. Türk devleti ve onun çeteleri mutlaka yenilecek. Uluslararası kurumlar bu saldırılara karşı sessizliğini koruyor. Sessiz kalanlar, bu suçun ortağıdır. Bugün Türk devleti ve ona bağlı çetelerin bombalaması sonucu Ayşe Efendi de yaralandı. Hiçbir vicdan sahibi bu saldırılara karşı sessiz kalmamalıdır” dedi.

Mitingde son olarak Zürich Amed Brücke Schlag adına Urs Säkinger bir konuşma yaptı. Säkinger, Rojava’ya dönük saldırıları kınadıklarını ifade ederek, “Rojava’ya dönük bu saldırıları kınıyoruz. Herkesin bu saldırılara karşı tepki göstermesini istiyoruz” dedi.

Miting, “Bijî Berxwedana Tişrinê, Bijî Berxwedana Rojava” sloganlarıyla sona erdi.