Londra’da Abdullah Öcalan’a Özgürlük Konferansı engel tanımadı

Londra’da, tüm engellemelere rağmen sendikalar ve Kürt Halk Meclisi’nin öncülüğünde Kürt halkı ile dayanışma ve Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a Özgürlük temalı konferans başladı.

Milyonlarca üyesi olan sendikalar ve Britanya Kürt Halk Meclisi’nin organizesi ile Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın uluslararası bir komplo sonucu Türkiye’ye getirilmesinin 24’üncü yılında Londra’da 2’nci Abdullah Öcalan’a Özgürlük Konferansı düzenlendi. Konferansın ilk olarak İşçi Partili Lord Maurice Glasman’ın ev sahipliğinde Lordlar Kamarası’nda gerçekleştirilmesi istendi. Ancak, İşçi Partisi Grup Başkanı Chief Whip’in konferansın ‘PKK’ bağlantılı olduğu iddiasıyla baskı gördükleri ve parlamentoda yapılmaması yönünde baskı gösterdiği iddia edildi.  

Konferans düzenleyecileri bunun üzerine konferansı baskılara rağmen parlamento binası yakınlarındaki Marlen Oteli’nde gerçekleştirilmesi kararlaştırıldı. Konferansa, akademisyen, Kongra-Star- KCDK-Başur, PJAK, Jiyan Kadın Meclisi, enternasyonal grup temsilcileri ile çok sayıda kişi katıldı.  
Konferans, hem Avrupa'dan hem de İngiltere'den, Lord Maurice Glasman, HDP Milletvekili Hişyar Özsoy, Osman Baydemir ve Milletvekili Jeremy Corbyn'in de aralarında bulunduğu konuşmacıları bir araya getirmeyi planlıyor. Marlen Otel’de başlayan konferansın açılış konuşmasını Lord Maurice Glasman yaptı. Glasman, konferansın parlamentoda engellenmesine sert tepki göstererek, kendisini arayan Chief Whip’in bu yaklaşımının partinin NATO’ya olan genel desteği ve Türk devletinin NATO üyesi olması ile bağlantılı olduğunu söyledi. Bu kararın aynı zamanda İngiliz devletinin kararı olduğunu ifade eden Glasman, “Finlandiya ve İsveç’in NATO üyeliğini gerçekleştirmek için Türk devleti ile ilişkilerini bozmak istemiyor. Kürtler hep derler ki 'dağlardan başka dostumuz yok.' Benim gibi dostlarınız sizin yanınızdadır. Sizin mücadelenize destek vermeye devam edeceğim” dedi. Glasman’ın ardından söz alan insan hakları savunucusu Margaret Oven da karara sert tepki göstererek, Abdullah Öcalan’ın özgürlüğünün Ortadoğu barışı ve halkların özgürlüğü açısından önemine değindi.

'KAMPANYA 2 SENDİKA İLE BAŞLAYIP MİLYONLARA ULAŞTI'

Konferans, “Abdullah Öcalan kimdir?” başlıklı panel ile başladı. Panelin açılış konuşmasını sendikaların Öcalan’a Özgürlük Kampanyası Temsilcisi  Clare Baker yaptı. Baker, sendikaların Öcalan’a Özgürlük Kampanyası’na ilişkin çalışmalarına değinerek, 2 sendika ile başlayan kampanyanın büyüyerek,  bugün 6 milyon örgütlü işçiyi temsil eden 16 sendikanının katılımıyla devam ettiğini söyledi. Kurdistan merkezli depreme de değinen Baker, Erdoğan hükümetinin dayanışma ile yapılan yardımları engellediğine dikkat çekerek, Erdoğan'ın güvenilmez olduğuna dikkat çekti.  

'İNSAN AKLINI ZORLAYAN BİR TECRİT VAR'

HDP eski Milletvekili ve Kürt Siyasetçi Osman Baydemir, Kurdistan ve Türkiye’deki depremin etkilerini anlatarak yaşanan felaketin boyutlarını aktardı. Başta Heyva-Sor olmak üzere Kurdistani örgütlerin dayanışmasına dikkat çeken Baydemir, tüm halklara dayanışmadan dolayı teşekkür etti. Türk devletinin Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a yönelik tecrit politikasını sert bir dille eleştiren Baydemir, Abdullah Öcalan’ın en son Mart 2020’de ailesi ile görüştüğüne dikkat çekti. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın insanın aklını zorlayan bir tecrit durumu ile karşı karşıya olduğunu ifade eden Baydemir, bunun uluslararası sözleşmelere ve insan haklarına aykırı bir suç olduğunun altını çizdi. Bunun aynı zamanda halka yönelik bir psikolojik saldırı olduğunu söyleyen Baydemir, uluslararası kurumların tecrit suçuna karşı sessiz kalarak suça ortak olduklarını söyledi. CPT’nin tutumunu da eleştiren Baydemir, Kürt halkının barış, demokrasi ve onurlu bir yaşam için İmralı tecridinin kaldırılmasını istediğini ifade etti.  

'ABDULLAH ÖCALAN'A KARŞI ULUSLARARASI SUÇ İŞLENİYOR'

İnsan hakları savunucusu Avukat Maaha Elah, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın yasa dışı bir şekilde tutuklandığını ve tecrit edilmesinin uluslararası hukuka göre suç olduğunu ifade ederek, “Ömür boyu ceza alan bir tutuklu bile cezasının son tarihini bilir. Ama Abdullah Öcalan cezasının süresini bile bilmiyor. Abdullah Öcalan’a yapılan bu insanlık dışı muamele aynı zamanda İmralı’da bulunan diğer tutuklulara da yapılıyor. İmralı tecridinin yanı sıra Türkiye zindanlarında, hapishanelerinde de insanlık dışı uygulamalar var. Sağlık sorunu yaşayan tutsaklar kelepçe ile doktor kontrolüne götürülüyor. Yani bir işkenceye dönüşüyor. Yine Abdullah Öcalan’ın savunma hakkı engelleniyor. Neredeyse onunla bir defa bile görüşen avukatlar tutuklanmış. Aileleri de bu baskı ve şiddetten nasibini alıyor” dedi. Elah, konuşmasının devamında Türk cezaevleri ve Kürt kadınlarına ilişkin sunumlarını yaptı.

'ABDULLAH ÖCALAN ÖZGÜRLÜK İÇİN BİR KİLİTTİR'

Konferansın ikinci oturumu ise "Demokratik Konfederalizm-Ortadoğu’da barış içinde yaşama için bir yol” başlığını oluşturdu. Farklı tarihler de Türkiye’ye giden uluslararası İmralı heyetlerinin sözcülüğünü yapan İşçi Partisi eski AP Milletvekili Julia Word oturumda söz aldı. Word, Brexit sonrası Türk ve İngiliz devletlerinin ticari ve siyasi konjonktür açısından nasıl bir ilişki içinde olduğuna değindi. Ward, Kürt edebiyatı ve kültürüne yönelik çalışmalarına değindi.  

Sinn Fein Milletvekili Chris Hazzard da çürüyen Erdoğan rejiminin bir sonucu olarak milyonlarca insanın depremde büyük bir felaket yaşadığını ifade etti.  
Hazzard, tecridin Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan şahsında tüm tutsaklara ve rejim karşıtlarına yayıldığını ifade etti. Hazzard, CPT’nin Abdullah Öcalan üzerindeki tecriDe karşı ciddi bir girişimde bulunmamasını eleştirdi. Başta Kürtler olmak üzere kadınların, çocukların, akademisyen ve solcuların Türkiye’de büyük bir baskı altında olduklarını söyleyen Hazzard, Abdullah Öcalan’ın Ortadoğu barışı ve özgürlüğü için kilit bir rolü olduğunun altını çizdi.  

'SORUNLARI ABDULLAH ÖCALAN'IN FİKİRLERİ ÇÖZER'

Konferansla Skype üzeri bağlanan HDP Milletvekili Hişyar Özsoy da depremin yarattığı felaketteki son durumu aktararak, “Türkiye’de şu ana kadar 40 bin insanın hayatını kaybettiği depremde sadece binalar çökmedi, insan altında kalmadı, bu aynı zamanda her devletin ekonomik, sosyal ve demokratik anlamda çöküşüdür” dedi.  

Türkiye’nin çöküşündeki temel sorunun İmralı tecridi olduğunu ifade eden Özsoy, “Evet insan olarak Abdullah Öcalan’ın hakları vardır. Bu hak meselesini konuşmuyorum bile. Abdullah Öcalan bir fikirdir ve Türk devleti bu fikri tutsak ediyor. Bu fikir Jin Jiyan Azadi’dir. Ve sadece Kürtlerle değil, Abdullah Öcalan’ın fikirleri sınırları aşmıştır. Abdullah Öcalan bütün Ortadoğu’nun özgürlüğü demektir. Sadece Kürtler olarak görülmemelidir. Öcalan’ın fikirleri tüm sorunları çözer” dedi.  

KNK Eşbaşkanı Zainab Murad Sahrab da KNK’nin Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan fikirlerinin bir parçası olduğunu söyleyerek, Abdullah Öcalan’ın cinsiyet özgürlük paradigmasının Rojava’da nasıl hayat bulduğuna ve kadın rengiyle oluşturulan ekolojik yaşama dikkat çekti.  

Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi Avrupa Temsilcisi Abdulkarim Omar da Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın paradigması ile oluşturulan Rojava’nın konfederal sistemini anlattı. Omar, Rojava’da radikal demokrasinin uygulandığını ve tüm halkların, kimliklerin, dillerin ve inanışların bir arada ortak bir yönetimde eşit olarak yer aldığını ifade etti. Eşbaşkanlık sisteminin tüm alanlarda uygulandığını söyleyen Omar, kadınların çoğu zaman daha fazla olduğu bir yönetim sistemi oluşturulduğunu dile getirdi.