Mayıs Ayı Şehitleri Grellingen’de kitlesel anıldı
Mayıs Ayı Şehitleri’nin anıldığı kitlesel etkinlikte, Avrupa’daki Kürt halkının Türk devletinin Kürdistan’da kimyasal silahlarını ve KDP ihanetini teşhir etmesi gerektiği belirtildi.
Mayıs Ayı Şehitleri’nin anıldığı kitlesel etkinlikte, Avrupa’daki Kürt halkının Türk devletinin Kürdistan’da kimyasal silahlarını ve KDP ihanetini teşhir etmesi gerektiği belirtildi.
Mayıs ayı şehitleri İsviçre’nin Solothurn kantonuna bağlı Grellingen kentinde İsviçre Şehid Aile Kurumu (KOMAV) öncülüğünde yapılan bir etkinlikle anıldı.
Anmaya Kongra-Gel Eşbaşkanı Remzi Kartal, İsviçre’de yaşayan şehit aileleri, İsviçre Demokratik Kürt Toplum Merkezleri çatı örgütü CDK-S ve İsviçre Kürt Kadın Hareketi YJK-S yöneticileri katıldı.
Saygı duruşuyla başlayan programda ilk olarak KOMAV adına Mehmet Göksungur konuştu. Göksungur Şehit Armanç Kurdo (Baran Doymaz) ve Şehid Zinarîn Arjîn ( Pelda Akdağ) şahsında tüm “Mayıs Ayı Şehidlerini anarak başladığı konuşmasında şunları dile getirdi. “Benim kardeşim ihanetçi çizgi tarafında şehit edildi. Cenazesini bulamadık. Annem yıllarca bir kanlı gömlekle ağıt yaktı” dedi. Göksungur'un konuşması sırasında oldukça duygusal anlar yaşandı; anmaya katılanlar “Şehid Namirin” sloganıyla karşılık verdi. Şehid aileri adına Armanç Kurdo ve Zinarîn Arjîn'in aile bireyleri de birer konuşma yaptılar.
Anmaya katılan Kongra-Gel Eşbaşkanı Remzi Kartal, Haki Karer’den Dörtler’e Mayıs ayında şehit düşenleri andı. Kartal konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Şehid Armanc Kurdo, Zinarîn Arjîn, Mehmet Zeki Çelebi, Sinan Dersim şahsında başta büyük devrimci Haki Karer ile Dörtler, Denizler, İbrahim Kaypakkaya olmak üzere tüm “Mayıs Ayı Şehitlerini saygıyla anıyorum. Kürt sorunu sadece Türk devletinin sorunu değildir. Öyle olsaydı çoktan çözülmüştü. Ağrı Dağı'na yazılan "Kürt sorunu bu mezarda meftundur" yazısı vardı. Hala o anlayış devam ediyor.
Önder APO “PKK yenilmez” dedi. PKK şehidler partisidir. Mücadele şehitlerin direnişiyle her geçen gün büyüyor. Şehadetler karşısında üzülüyoruz ama matem tutmayacağız. Bu şehitler, son şehitler değildir. Bu saldırılar bitinceye kadar mücadelemiz devam edecek. Bu mücadeleyi iyi anlamak lazım. Zap’taki direniş de bunun en açık örneğidir. Özgürlük çizgisiyle ihanetçi çizgi arasında bir mücadele sürüyor.
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın İmralı işkence sistemine karşı yıllardır direndiğini dile getiren Kartal, sözlerini şöyle devam ettirdi:
"Önder APO 24 yıldır İmralı'da direniyor. Başta Türk devleti olmak üzere uluslararası komploda yer alan devletler Önderliğin bu direnişi karşısında çaresiz kaldı. Zindanlarda arkadaşlarımız direniyor, gerilla direniyor. Biz Reber Apo’ya karşı, gerillaya karşı sorumluluğumuzu yerine getirmeliyiz. Önderlik ve gerilla adına bu görevi yerine getirmek hepimizin görevidir. Gerilla Zap’ta şunu söylüyor; “Biz halkımıza zaferi armağan edeceğiz.” Biz burada onların bu inançlı duruşuna karşı bir pratik sergilemeliyiz"
Gerillaya karşı KDP ile Türk devletinin beraber hareket ettiğini ifade eden Kartal gerillaya karşı kimyasal kullanıldığını dile getirerek bu silahları sağlayanları ve işgalcilerle beraber özgürlük gerillasına saldıranları teşhir etmek gerektiği ifade ederek sözlerini şöyle bitirdi.
"Türk devlet faşizmi ekonomik, askeri ve siyasi olarak yenilmek üzeredir. Zap ve Avaşîn’de yenilen TC şimdi de Rojava’ya saldırmak istiyor. Rusya-Ukrayna savaşı bahane edilerek Musul-Halep hattında 30 km bir tampon bölge kurmak istiyor. Kürdistan'da bir ihanet çizgisi var. Bu ihanet çizgisi uluslararası güçler tarafından destekliyor. Bunun için Avrupa'daki çalışmalarımız önemlidir. Kürt dostlarını harekete geçirmeliyiz. Dersim’den itibaren Halepçe’den, Zap-Avaşîn’e kadar bu kimyasal silahları TC'ye veren Avrupa devletleridir. İki şeyi mutlaka birlikte yapmalıyız. Birincisi bu saldırıları, kimyasal kullanılmasını teşhir etmeliyiz. İkincisi de ihanet çizgisini teşhir etmeliyiz. Gerilla direnişi karşısında TC çaresiz kaldı. Bütün halkımız gerillanın bu direnişe yakışır bir biçimde mücadeleyi yükseltmelidir” dedi.
Şehit yakınlarının konuşmalarıyla devam eden anmada Tev-Çand sanatçılarının müzik dinletisinin ardından, hazırlanan sinevizyon gösterildi.
Anma "Şehîd namirin" sloganıyla sona erdi.