Avukatlar: Almanya PKK yasağını kaldırmalı!

Almanya’da PKK yasağının kalkması için başvuru yapan avukatlar, Federal Hükümet’in Kürtlere yönelik siyasetinde yeni bir sürecin kapısının aralanması gerektiğini vurguladı.

Almanya’da Kürdistan İşçi Partisi'nin (PKK) faaliyetlerine yönelik yasağın kalkması için bugün önemli bir adım atıldı. 29 yıldır Almanya’da yaşayan Kürtlerin kriminalize edilmesine, Kürt siyasetçi ve aktivistlerin yargılanması, Kürt Özgürlük Hareketi’nin sembol ve bayraklarının yasaklanmasına yol açan 29 yıllık yasağın iptali için PKK adına avukatlar Dr. Lukas Theune ve Dr. Peer Stolle İçişleri Bakanlığı’na başvuruda bulundu.

Başvurunun ardından her iki avukat ve Uluslararası Hukuk ve Demokrasi Derneği'nden (MAF-DAD) Dilan Akdoğan, hükümet ve meclis binalarının yakınında bulunan Federal Basın Konferansı’nda basın toplantısı düzenledi. Moderatörlüğünü Avukat Heike Geisweid'in yaptığı basın toplantısında Federal Hükümet’in Kürtlere yönelik siyasetinde yeni bir sürecin kapısını aralaması gerektiği vurgulandı.

Toplantıda ilk olarak söz alan avukat Geisweid, PKK’ye yönelik yasaktan dolayı Almanya’da yaşayan Kürtlerin kriminalize edildiğini belirterek, 26 Kasım 1993’te İçişleri Bakanlığı’nın hazırladığı yasağın gerekçelerini anlattı. Geçen yıllar içinde yasağın çerçevesinin genişletildiği ve birçok sembol ile Abdullah Öcalan’ın posterlerinin de yasaklandığını hatırlattı.

Almanya bu yasağı sürdürürken Türk devletinin de Kürtlere baskılarının geçen yıllar içinde arttığına dikkat çeken Geisweid, “Kürtler Türkiye’de sistematik şekilde baskı görüyorlar ve şu anda Kürt siyasetçilere yönelik her türlü devlet gücünü devreye koyan bir rejimle karşı karşıyayız. Bundan dolayı da artık Almanya’nın siyasetini değiştirerek bu yasağa arka çıkmaktan vazgeçmeli” diye konuştu.

'PKK HALKLARI KATLİAMDAN KURTARDI'

PKK adına başvuruyu yapan avukatlardan Dr. Lukas Theune ise son 29 yılda PKK’de gözle görülür biçimde değişimlerin yaşandığını belirterek, şöyle konuştu: “PKK artık eski hedeflerinin peşinde değil ve Kürtlerin yaşadığı ülkelerde kültürel otonomi haklarına sahip olmasını talep ediyor, bunun için mücadelesini yürütüyor. Özellikle de PKK Suriye’nin kuzeyinde birçok etnik dini grubun içinde yer aldığı Özerk Yönetim'in kurulmasına öncülük etti. PKK 2015’te Şengal’de Êzidîleri DAİŞ’in katliamından kurtardı ve dönemin Federal Hükümeti de bundan dolayı teşekkürlerini iletti.”

Diğer yandan Türkiye’de Kürtlere yönelik baskıların da gittikçe arttığını belirten Dr. Theune “Örneğin Kürtlerin ağırlıkta temsil edildiği HDP’ye yönelik kapatma davası gündemde. Türkiye ayrıca uluslararası hukuku çiğneyerek diğer komşu ülkelerde de savaş yürütüyor ve bu durum Alman hükümeti tarafından da biliniyor ve kınandı. Bundan dolayı bu yasak artık diplomatik çıkarların korunmasına bağlı olarak gerekçelendirilemez” dedi.

‘SOMUT HİÇBİR ŞEY YOK, YASAK KALKMALI’

Başvuruyu yapan diğer avukat Dr. Peer Stolle, 29 yıl önce Almanya’da yaşanan şiddet olaylarından dolayı bu yasak kararının alındığını belirterek “Eğer bir yasağın gerekçeleri ve altyapısı yoksa bu yasağın kalkması gerekiyor” dedi. Aynı zamanda Cumhuriyetçi Avukatlar Derneği'nin (RAV) başkanı da olan Dr. Peer Stolle, PKK’nin Almanya’da suç işlediğine dair ellerinde somut bilgi ve belgenin bulunmadığına dikkat çekerek şöyle konuştu:

“1990’larda şiddet olaylarının yaşandığı doğrudur. Bizler suç alanında uzman olan bilirkişi Prof. Roland Hefendehm’e başvurarak 1990’lı yıllardan bu yana yaşanan gelişmeleri incelemesini ve şimdiye kadar hangi şiddetin yaşandığını tespit etmesini istedik. Prof. Hefendehm, şiddetin önemli bir kısmının yasaktan dolayı yaşandığını ve şayet yasağın kalkması halinde bu şiddetin de ortadan kalacağını belirtti.”

Aynı biçimde Avrupa Polis Birimi Europol’un raporlarına PKK’nin şiddete eğilimli olduğuna dair her hangi bir bulguya rastlanmadığını ifade eden Dr. Stolle “Newroz’dan bu yana da önemli gelişmeler yaşandı. PKK yönetimi Alman yasalarına saygı göstereceğine dair yeni bir açıklaması oldu ve başvurumuzu önemli oranda güçlendirdi” diye konuştu.

‘KÜRTLER YASAK DOLAYISIYLA HEDEF ALINDI'

MAF-DAD adına konuşan Dilan Akdoğan ise MAF-DAD olarak bu başvuruyu desteklediklerini belirterek şu hususlara dikkat çekti: “Kürtler yasaktan bu yana hedef gösterilerek kriminalize edildi ve Kürtler dernek kurma ve kültürel haklarını yaşama gibi yasal haklardan mahrum bırakıldı. Ayrıca birçok Kürt siyasetçi ve aktivist 129a ve 129b yasaları gerekçe gösterilerek yargılandı, hapis cezaları aldı. Kürt aktivistler bu yasağı dayanak göstererek Türkiye’ye sınır dışı edildi. Ayrıca Kürlerle dayanışma içinde olan Alman aktivistler de polisin baskısına uğradı."

Kendisinin de çocukluğundan bu yana yasağın bir mağduru olduğunu belirten Akdoğan, “5 yaşındayken 1996’da ulusal kıyafetlerimizle Köln’deki bir Newroz kutlamasına katılmak isterken babam gözlerimizin önünde kelepçelenerek gözaltına alındı. Biz Kürtler ötekileştirilerek dışlandık. Türk devletinin başlattığı siyaset bir şekilde Almanya’da sürdürdü ve Almanya Kürtlere yönelik baskılara katıldı. Bu durum Kürtlerin yaşadığı travmaların burada da sürmesine yol açtı” dedi.

Yasağın Almanya’nın demokrasisini yaralandığını ve Kürtlerin bu topluma katılmasını engellendiğini belirten Akdoğan, devamla şöyle konuştu: "Almanya’nın bu yasağı Türk devletinin Kürtlere karşı yürüttüğü savaşa arka çıkması anlamına geliyor. Kürt bakış açısı es geçiliyor, yasağın kalkması Kürtlere yönelik sürdürülen savaşın sonlandırılması için önemli bir adım olacak, çözüm için baskı yaratacak ve Kürtlerin Almanya’daki uyumunu güçlendirecek. PKK, Türk devletinin baskıları ortaya çıkan bir harekettir. Bizler Kürt toplumu olarak diyaloğa açığız ve bu toplumun parçası olmak istiyoruz, siyasal ve kültürel kimliğimizle bu toplumda kabul görmek istiyoruz.”