Almanya’da 26 Kasım 1993’ten bu yana yürürlükte olan PKK yasağının kaldırılması için geçtiğimiz Mayıs ayında İçişleri Bakanlığı’na resmi bir başvuru yapıldı. Kürt siyasetçi ve aktivistlerin yargılanması ile Kürt Özgürlük Hareketi’nin sembol ve bayraklarının yasaklanmasına yol açan 29 yıllık yasağın neden kaldırılması gerektiği sorusuna avukatlar, kriminolog (suç bilimci) Prof. Roland Hefendehl’in hazırlandığı bilirkişi raporunu sunarak yanıt verdi.
Henüz bütün içeriği kamuoyuna açıklanmayan raporda; Almanya’nın önde gelen kriminoloji ile ceza hukuku uzmanlarından biri olan Prof. Hefendehl, 1990’lı yıllardan bu yana yaşanan gelişmeler ışığında Alman devlet güvenlik birimlerinin PKK ile bağlantılı olarak işlenmiş saydığı suçları sebep-sonuç ilişkisi içinde ele alarak yasak siyasetine ilişkini görüşünü İçişleri Bakanlığı’na bildirdi.
‘PKK ALMANYA İÇİN TEHDİT DEĞİL’
Şu anda Freiburg Üniversitesi’ne bağlı Ticari Ceza Hukuku ve Kriminoloji Enstitüsü’nde çalışan Prof. Hefendehl, incelemesinde vardığı sonuçları ve PKK’ye dönük yasak siyasetinin yol açtığı sorunları “Dreyeckland” isimli radyoya anlattı. Toplumsal sorunlarla ilgilenen bir ceza hukukçusunun PKK’nin yasalar çerçevesinde nasıl ele alındığını görmezden gelemeyeceğini belirten Prof. Hefendehl, işlenen suçlar üzerinden yürütülen siyaset ve daha çok PKK ile gündeme gelen ceza kanunun 129. Maddesi ile ilgilendiği için bu raporu hazırlandığını söyledi.
PKK’nin Alman yasaları çerçevesinde yasaklanması gereken bir örgüt olması için suç delili ve kanıtın olmadığına dikkat çeken Prof. Hefendehl, “PKK’nin Almanya’da yasaklanması için Alman Anayasası’na karşı agresif bir mücadele vermesi gerekiyor, ancak ortada böyle bir durum yok. Üstelik PKK’nin Alman devletinin varlığını veya insan haklarını tehdit etmesi söz konusu değil” dedi.
‘SUÇLARIN ÇOĞU YASAKTAN KAYNAKLI’
Federal Emniyet Müdürlüğü’nün 2010 ile 2020 arasında PKK ile bağlantılı işlendiği tahmin ettiği 11 bin suç şüphesi olayını inceleyen Alman bilim insanı Prof. Roland Hefendehl, devamla şu bilgileri paylaştı:
“Suç şüphesi taşıyan bu olayların yarısı ‘dernekler yasası’ ihlal edildiği için ortaya çıkmış, burası çok önemli; çünkü bu ihlal bu yasak olduğu için gerçekleşmiş. Ayrıca olayların yüzde 16’sı maddi hasar, yüzde 10’u yaralama suçu, yüzde 9’u gösteri yasasını ihlal, geriye kalanlar ise küçük oranda ‘huzuru bozma’ ve ‘mukavemet’ gibi suçlar.”
Federal Anayasa Mahkemesi’nin bir örgüt veya kuruluşun genelinin suça karışması durumunda yasaklanabileceğine dair aldığı kararı hatırlatan Prof. Hefendehl, “Yasaktan dolayı ortaya çıkan suçlar çıkarıldığında PKK ile bağlantılı olduğu belirtilen suçların oranında ciddi bir azalma olacak ve bu PKK’nin yasaklanması için yeterli değil. Üstelik yasağın kalkması suç oranlarını da pozitif anlamda etkileyecektir” diye konuştu.
Ortaya çıkan suçlardan yola çıkarak PKK’ye yönelik getirilen yasağın hukuki zemininin artık olmadığını vurgulayan Prof. Hefendehl, “Türkiye Kürt bölgelerine saldırırsa Almanya’da yeniden şiddet olayları yaşanır” endişesine ilişkin ise şu değerlendirmelerde bulundu:
“Bence bu yersiz bir endişedir. Çünkü son yıllarda Türk devleti birçok kez Kürtlere dönük saldırılar gerçekleşti ve bunları protesto etme amacıyla Almanya’da düzenlenen gösterilerin hiçbirinde şiddet olayı yaşanmadı.”
PKK adına avukatlar Dr. Lukas Theune ve Dr. Peer Stolle'nin İçişleri Bakanlığı’na yaptığı başvurunun üzerinden bir ay geçmesine rağmen henüz bir yanıt verilmiş değil. Bakanlığın olumsuz yanıt vermesi halinde avukatların Federal İdari Mahkemesi’ne başvurmaları bekleniyor.