Serxwebûn’un Temmuz sayısı çıktı

14 Temmuz Büyük Ölüm Orucu Direnişi’ni manşete taşıyan Serxwebûn gazetesi, yanı sıra tecrit, 10’uncu yılına giren Rojava Devrimi, ulusal özgürlük mücadelesinde öz güç ve ittifaklar ve daha birçok konuda zengin içeriklerle okuyucuyla buluştu.

Serxwebûn gazetesinin  487. sayısı “14 Temmuz Direniş Çizgisi Zaferimizin Güvencesidir  manşetiyle” çıktı.

Serxwebûn gazetesi  Temmuz ayı sayısında Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın  14 Temmuz 1992’de yaptığı değerlendirmeye yer vermiş.

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, 14 Temmuz direnişçiliği ve Büyük Ölüm Orucu eylemi için; “14 Temmuz direnişçiliği, ancak kesintisiz başarıları mümkün kılan bir devrimcilikle ve onların zaferiyle mümkün olabilmiştir. 14 Temmuz 1982'nin anısına bir kongre düzenlenmesi söz konusu oldu. Bu bir dönüş kararıydı. 1984’te, adına 15 Ağustos Atılımı denilen bir sürece girme oldu. Kısacası 14 Temmuz direnişçilerinin anılarına verilecek en iyi karşılık; silahlı savaşımı  geliştirmekti” diyor.

KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanı Cemil Bayık, “Yaşanan ve Yaşanacak Olanlar İmralı’da Belirleniyor” başlıklı siyasal süreci değerlendirdiği yazısında; Abdullah Öcalan üzerindeki mutlak tecridin ve İmralı’da uygulanan özel savaş politikalarının  3. Dünya Savaşı’nın sonuçlarıyla bağlantılı olduğunu ve bu temelde de İmralı’nın savaşın merkezi olma rolünü oynadığını belirtiyor. Bayık, “İmralı’da iki temel sistem ve düşünce; kapitalist modernite ile demokratik modernite arasında kıyasıya bir savaş yaşanmaktadır. Politikalar orada belirlenmekte, oradan da Kürdistan’a, Türkiye’ye, Ortadoğu’ya ve dünya geneline taşınmaktadır. Bu savaş bir anlamda iradelerin savaşıdır. Hangi irade kazanırsa, dünyanın yönünü ve gelişim çizgisini o belirleyecektir” diyor.

TARİH YAZAN DİRENİŞ: 14 TEMMUZ

PKK Yürütme Komitesi’nin “14 Temmuz Zafer Çizgisinde Direnelim ve Faşist-Soykırımcı Sistemi Tarihe Gömelim” başlığıyla tüm kadro ve sempatizanlarına yönelik talimatında; “14 Temmuz, onurlu yaşamın yolunu açmış bulunmaktadır. Bunun içindir ki, Özgürlük Hareketimiz tarafından “Ulusal Onur Günü” olarak tanımlanmıştır” ifadeleri yer alıyor. Talimatın devamında ise “Tüm kadro ve sempatizan yoldaşları, içinde bulunduğumuz sürecin özelliklerini ve bize yüklediği görevleri doğru anlamaya, 30 Haziran ve 14 Temmuz çizgisinde partileşerek, Zap, Avaşîn ve Metîna direniş çizgisinde yürüyerek AKP-MHP faşizmini tarihin çöp sepetine gömmeye ve halkımızın hakkı olan tarihi özgürlük zaferini yaratmaya çağırıyoruz!” deniliyor.

ROJAVA DEVRİMİ

Halkların ve kadınların öncülüğünde demokratik, özgür bir yaşam kurarak çağın en karanlık zihniyetine karşı aydınlık bir toplum yaratan ve ezilen halklara umut olan olan  Rojava Devrimi’nin 10. yıl dönümünde PKK Yürütme Komitesi Üyesi Xalîde Engîzek,  “Ji Bihara Ereb Ber Bi Şoreşa Rojava” başlıklı yazısında, öz yönetimlerin yaşadığı sorunlar ve buna karşı geliştirilen  çözümler ile Rojava Devrimi’ni, Suriye ve Ortadoğu devriminin temeli yapmak gerektiğini ele alıyor. Engîzek, Abdullah Öcalan’ın ortaya koyduğu paradigmanın bölgede yaşanan sorunları çözmede tek yol olduğu tespitinde bulunuyor.

Serxwebûn gazetesinin yazarlarından PKK Yürütme Komitesi Üyesi Duran Kalkan’ın, Ulusal Özgürlük Mücadelesinde “Öz güç ve İttifaklar Sorunu” başlığıyla yayınlanan yazısında ise; “Öz güç ilkesiyle yaşamak, kendi gücüyle yaşayıp korunmak, özgürlüğün esasıdır. Başkasının gücüne dayanarak kendi özgür yaşamını yaratamazsın. Başkası tarafından korunarak özgür olamazsın. Seni kim var ediyor ve koruyorsa, aslında özgürlüğün onun elinde demektir. Başkasına muhtaç ve bağımlı olarak da özgür olunamayacağı açıktır. Öz güç ve öz savunma, aslında kendine güveni, kendi gücünü yaratmayı, güçlü ve iradeli olmayı ifade etmektedir” diyor.

PKK Merkez Komite Üyesi Cemal Şerik,  “Kazanan Özgür Basın Olacaktır” başlığıyla keleme aldığı yazıda; basın-yayın kurum ve kuruluşlarının hep bir şekilde hakim ve egemen güçler tarafından iktidar odaklı olarak kullanıldığını, kendi başına karar alan, politika belirleyen, harekete geçen konumda olmadığını belirtiyor. Şerik, yazısının devamında, “Kapitalist modernite günümüzde etkin bir güç olarak vazgeçilemez gördüğü basın-yayın organlarını toplum mühendisliği çalışması olarak konumlandırmaktadır ve basın-yayın organlarını koçbaşı olarak kullanmaktadırlar” tespitinde bulunuyor.

“Geleceği kazanmak için olumsuz tarihten ders çıkarmak ve ihanetin tarihini yazan KDP ve ilkel milliyetçiliğin kronolojisi” başlıklı yazının 3. Bölümünde, T-KDP’nin kurucusu Faik Bucak’ın oğlu yazar Serhat Bucak’ın Rêber Apo ile yaptığı değerlendirme yer alıyor.

Serxwebûn gazetesi Temmuz  sayısında ayrıca  Rêber Apo’nun “Tarih Günümüzde Gizli ve Biz Tarihin Başlangıcında Gizliyiz” kitabından derlenen “ Gerçeğin Dili olarak Edebiyat” başlıklı yazısı ile “İki Yürek Bir Ülke” başlıklı yazıda, şehit Dr. Hüseyin ve Salih Cizîr’in mücadele ve yaşamlarını anlatan anı yazısı yer alıyor.