Strasbourg'da Özgürlük Eylemi: 10 Ekim hamlesini sahiplenelim

Strasbourg’da kesintisiz bir şekilde sürdürülen Özgürlük Eylemi’ni yeni haftasında sürdüren grup, "Tecrit Kürt halkına işkence ve iradeyi teslim alma politikasıdır” diyerek, 10 Ekim’de başlatılan kampanyayı sahiplenmeye çağırdı.

Fransa’nın Strasbourg kentinde 25 Haziran 2012’de Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğünün sağlanması ve üzerindeki mutlak tecridin kırılması amacıyla başlatılan eylem 593’üncü haftasına girdi.

Kürt halkı ve dostlarının Avrupa kurumlarının buluştuğu noktada devam ettirdiği eylem haftanın 7 günü, 07.30-16.30 saatleri arasında sürdürülüyor.
Avrupa’nın çeşitli ülkelerinden gelen grupların sürdürdüğü eylemi yeni haftasında ise İsviçre Kürt Kadın Birliği (YJK-S) ve Arjîn Garzan Komünü aktivistleri devraldı. Halise Tüzer, Naile Gümüştaş, Saadet Doymaz ve Fehime Öztürk’ten oluşan yeni grup, 5 Kasım’a kadar nöbet eylemini yürütecek.

'TECRİT KÜRT HALKININ İRADESİNİ TESLİM ALMA POLİTİKASIDIR'

Özgürlük Nöbeti olarak Kürt direniş tarihine geçen eylemin koordinasyonundan sorumlu Zülfü Bingöl 10 Ekim tarihinde dünyanın birçok ülkesinde “Öcalan’a Özgürlük, Kürt Sorununa Çözüm” şiarıyla başlatılan kampanyanın önemine dikkat çekerek, “Tecrit Kürt halkına yapılan işkencedir. Kürtleri teslim alma politikasıdır. Çağrımız, Kürt halkı, Önder Apo’nun yoldaşlarına ve Kürt dostlarınadır. Kampanyayı büyütmemiz bu işkenceye son vermemiz gerekiyor” dedi. Strasbourg’da sürdürdükleri eylemle başta İşkenceyi Önleme Komitesi (CPT) olmak üzere Avrupa kurumlarını görevlerini yerine getirmeye çağırdıklarını söyleyen Zülfü Bingöl, “Bizler Önderliğimiz özgürleşmeden bu eylemimize son vermeyeceğiz. Kampanyayı büyüterek sonuç alacağımız kesindir" dedi.

'CEVABIMIZ DİRENİŞTİR'

Eylemcilerden Naile Gümüştaş, "CPT görevlerini yerine getirmemiştir. 25 yıldır barış ve özgürlük isteyen kadınların iradesi de rehin alınmaya çalışıldı. Biz kadın iradesiyle bu kirli komployu boşa çıkaracağız. Biz sadece Önderliğimizden bir haber almayla yetinmeyeceğiz. Biz Önderliğimizin özgürlüğünü istiyoruz. Bu başarı Kürt halkının başarısı olacaktır" diye belirtti.

Naile Gümüştaş, “Mutlak tecridin mimarlarına karşı biz de diyoruz ki mutlak direnişle size cevap olacağız" dedi.

'ÖNDERLİK VE HALK BÜTÜNDÜR'

Halise Tüzer ise uluslararası komplonun ilk gününden itibaren Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan etrafında kenetlenen ve komploya karşı bedenlerini meşale eden 80’e yakın Kürdün direnişine dikkat çekerek, “Çünkü Önderlik ve halk bir bütündür" dedi.

“CPT önünde sürdürdüğümüz eylem aynı zamanda insanlık adına yürütülen eylemdir” diyerek, savaşların sona ermesinin Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın paradigmasıyla mümkün olacağına dikkat çeken Tüzer, “Önderliğimizi özgürleştimek için mücadeleye devam edeceğiz. Biz kadınlar Önderliğe borçluyuz. Çünkü kadınların özgürlüğü Önderliğin özgürlüğünden geçiyor. Çünkü o kadın köleliğini anlattı" dedi.