Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a yönelik ağırlaştırılmış tecride karşı başlatılan süresiz-dönüşümsüz açlık grevi 49’uncu gününde de kararlılıkla sürüyor.

Avrupa’nın farklı şehirlerinden kitle ziyaretleri sürerken, eylemciler halkın sürece daha fazla dahil olmasını istiyor.

‘BİR GÜLÜN YEŞERMESİNE DAHİ TAHAMMÜL EDİLMEDİ’

Kitle ziyaretleri sırasında konuşan eylemcilerden Doğu Kürdistanlı akademisyen Kardo Bokani, 20 yıldır esaret altında olan Kürt Halk Önderi’nin dış dünyayla her türlü bağının koparıldığını hatırlattı. “Odasının penceresinde bir gül yeşermişti, onu dahi kopardılar” diyen Bokani, tecridin nasıl kabul edilemez bir düzeye ulaştığına dikkati çekti.

Öcalan’ın barış sürecinde kısmen de olsa halkla bağının olduğunu kaydeden Bokani, tecridin artık kabul edilemeyecek düzeyde olduğunu ifade etti.

‘MÜTEVAZİ VE BİLGE BİR KİŞİLİK’

Öcalan’ın mütevazi bir kişiliğinin olduğunun altını çizen Kardo Bokani, “Her görüşmesinde ‘bana şu kitabı getirin’ veya ‘ben şu şu konuda araştırmak istiyorum’ diyordu. Ama hiçbir zaman ‘ben biliyorum’ demiyordu. Kendisinin hiçbirşey yapmadığını söylüyordu. Yani böylesine büyük ve bilge bir kişilik” diye konuştu.

‘EYLEMİMİZ BİR ÖZELEŞTİRİDİR’

Tecridi önleme konusunda yetkisi olan Avrupa Konseyi’ne (AK) bağlı İşkenceyi Önleme Komitesi’ne (CPT) sorumluluklarını hatırlatan Kardo Bokani, kendilerinin eylemde olduğu 49 gün boyunca herhangi bir adım atmadıklarına işaret etti.

Açlık grevi direnişinde kendilerinin yüzünün halka dönük olduğuna vurgu yapan Bokani, “Eğer biz rolümüzü doğru oynasaydık şimdi Kürdistan özgür olurdu, Önderlik özgür olurdu. Bizler öncelikle kendimizi eleştirmeliyiz. Bizler devrimciler olarak, hareket olarak, eleştiri ve özeleştiri hareketiyiz. Bu yüzden açlık grevine başladık. Biz kendimizi eleştiriyoruz” diye ekledi.

‘HALK MÜDAHİL OLMAZSA KÜRDİSTAN’I DA KAYBEDEBİLİRİZ’

Bu süreçte halkın rolüne dikkati çeken Kardo Bokani, halkın daha aktif bir biçimde sürece müdahil olması gerektiğini söyledi. Kerkük ve sonrasında Efrîn’in işgalini buna örnek gösteren Bokani, “Bizler ayakta olmalıyız. Aksi halde bakın; Efrîn nasıl oldu, Kerkük nasıl oldu? Ayağa kalkmazsak tüm Kürdistan elimizden gidebilir” diye uyardı.