Oturma eylemi Avrupa Kürt Kadın Hareketi (TJK-E) ve Avrupa Demokratik Kürdistanlılar Toplum Kongresi (KCDK-E) öncülüğünde 12 Mayıs’ta başladı.

“İşgale ve soykırıma karşı her yer Avaşin, her yer Zap, her yer Metina. Dem Dema Azadiye ye!” hamlesi kapsamında organize edilen oturma eylemini ikinci haftasında Almanya ve İsviçre’den gelen 25 kişilik bir grup yürütüyor.

Bu eylem her gün saat 09.00 ile 17.00 arasında Avrupa kurumlarının buluştuğu ortak noktada yapılıyor. Aynı noktada, dokuz yıldır Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a özgürlük amacıyla bir nöbet eylemi var.

Almanya’nın Mannheim kentinden gelerek eyleme katılan Şerafettin Elçi, “Bu eylemler biz Kürtler için son derece önemlidir” dedi.

İşgalci Türk devletinin 23 Nisan’dan beri Medya Savunma Alanları’na yönelik saldırılarını hatırlatan Elçi, bu savaş sadece PKK gerillalarına karşı değil, Kürt halkına karşı olduğunu belirtti.

Elçi, “Biz Kürtlerin el ele vermesi gerekiyor. Doğu, Batı, Kuzey ve Güney’in (Kürdistan’ın dört parçası) farkı yoktur. İster Avrupa ister Amerika’da olsun, nerede olursak olalım bu savaşa (gerilla direnişine) sahip çıkmalıyız” şeklinde konuştu.

Bunun bir “varlık ve yokluk savaşı” olduğunu ifade eden Elçi, “Eğer sahip çıkmazsak, işgalci ve soykırımcı devlet bizi yok edecek. Bu nedenle Kürdistan’ın dört parçasında önemli olan Kürtlerin birliğinin sağlanmasıdır” şeklinde konuştu.

İsviçre’nin Zürih kantonundan gelen Ercan isimli eylemci, bu eylemin dört hafta süreceğini belirterek, “Tüm yoldaşlarımızı ve yurtsever halkımızı da buraya bekliyoruz” çağrısında bulundu.

Ercan, “Düşman şu anda yapmak istediği şey Kürt halkının varlığını yok etmektir” diyerek Avrupa’daki Kürt halkının gerillaya sahip çıkması gerektiğinin altını çizdi. Ercan, “Fedakarlıksa bugün yapılmalı, yurtseverlikse bugün yapılmalı, yarın geç olabilir” diye ekledi.

İsviçre’den gelen Taylan isimli eylemci, “Türk devleti uluslararası güçlerin desteği ile soykırımcı saldırılar düzenliyor” şeklinde konuştu.

Bu saldırılarla PKK’nin etkisizleştirilmek ve halktan koparılmak istendiğini söyleyen Taylan, “Bu saldırılar Önder Apo’nun tecrit edilmesiyle başladı (…) Kürt halkı bu bilinçle hareket edip, elinden geldiğince Türk devletinin faşizan tutumuna karşı kendi ulusal tutumunu takınması gerekiyor. Ses çıkarmayan her Kürt, dağda ölen her genç için sorumluk sahibidir” diye konuştu.