Strasbourg’dan Zülküf Gezen mesajı: Yürüyüşümüzü keskinleştirdi

Strasbourg’daki açlık grevi direnişçileri, Öcalan üzerindeki tecridin kırılması için 17 Mart günü Tekirdağ Cezaevi‘nde fedai eylem yapan Zülküf Gezen’i anarak, “Zülküf yoldaşımızın eylemi, aslında zaten netleşmiş yürüyüşümüzü daha bir keskinleştirdi” dedi

Tecride karşı 17 Aralık’ta Fransa’nın Strasbourg şehrinde süresiz-dönüşümsüz açlık grevi eylemine başlayan 14 kişilik grup, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerineki tecride karşı fedai eylem yapan siyasi tutsak Zülküf Gezen’e ilişkin bir açıklama yaptı.

‘ZİNDAN CEPHESİNDE İLK ŞEHİDİMİZİ KARŞILADIK‘

Grup adına mesajı veren siyasetçi Mustafa Sarıkaya, Gezen’in direniş hamlesinin ‘zindan cephesindeki ilk şehidi’ olduğunu vurguladı.

Sarıkaya, şunları ifade etti: “2018‘de Leyla Güven yoldaşımızın öncülüğünde başlayan, giderek tüm zindanlara ve yurtdışına yayılan, ‘Tecridi kıralım, faşizmi yıkalım, Kürdistan’ı özgürleştirelim’ mücadele hamlesinin, zindan cephesinde ilk şehidini karşıladık. Zülküf Gezen yoldaşı, geliştirdiği fedai eylem ile kaybetmiş bulunuyoruz. Bu aynı zamanda direniş hamlesinin zindan cephesindeki, ilk büyük fedai çıkışını ifade ediyor. Elbette her kayıp, halkımız ve mücadele yürüten yoldaşlar açısından ağırdır. Ama aynı zamanda her şehadet , geleneğimizde yaratmış olduğu bir kültürle, önümüzü daha çok açıyor; hedeflerimizi daha da berraklaştırıyor; ne yapmamız gerektiğini en doğru zaman ve eylem ile bize gösteriyor.”

‘YÜRÜYÜŞÜMÜZÜ DAHA DA KESKİNLEŞTİRDİ’

Zülküf Kesen’in eylemiyle kendilerinin ‘yürüyüşünü keskinleştirdiğinin’ altını çizen Mustafa Sarıkaya, Gezen’in yol gösterici olduğunu dile getirdi. Sarıkaya, şöyle devam etti: “Zülküf yoldaşımızın eylemi, aslında zaten netleşmiş yürüyüşümüzü daha bir keskinleştirdi, aydınlattı ve daha da netleştirdi. Ne yapmamız gerektiğini, nasıl yürümemiz gerektiğini, nasıl yaşamamız gerektiğini daha net ve kesin çizgilerle öğretti.”

‘BİZ BÖYLE BİR GELENEK VE KÜLTÜRDEN GELİYORUZ’

PKK’li Haki Karer’den ele alarak Kürt Özgürlük Mücadelesinin bu fedai eylemler üzerinden bir kültür oluşturduğunu söyleyen Sarıkaya, şöyle konuştu:

“Aslında direnişi büyüten, güç veren, kazanma azmini ve kararlılığını büyüten bir fedai eylem karakterini taşıyor. Bu hareket anıya bağlı, şehadete bağlı temel değerler üzerinden yükseldi. Reber Öcalan böyle bir kültür yarattı. Kendisinin anıya, şehitlere bağlılık tarzı, kocaman bir devrim hareketini, halkımızın baharı, Newroz’u anlamına gelen PKK’yi yarattı. Rêber Apo, Haki Karer yoldaşımızın 18 Mayıs 1977 yılında ki şehadetini, PKK‘ nin programını bizzat Antep kentinde yazarak, anıya ve şehadete cevap verdi.

Bir yaşam, mücadele tarzı ve kültürünü yarattı. Biz böyle bir gelenek ve kültürden geliyor. Dolayısıyla Zülküf yoldaşımızın şehadeti anıya nasıl cevap vermemiz gerektiğini, mücadeleye nasıl sahip çıkmamız gerektiğini, şehadete nasıl cevap vermemiz gerektiğini de netleştirmiştir.”

‘ŞEHİTLERİMİZİN ÖZLEMİNİ GERÇEKLEŞTİRECEĞİZ‘

“Bu mücadele ve gelenekten gelen yoldaşlar olarak, bir kez daha amaçlarının, özlemlerinin; bizim de amaç ve özlemlerimiz olduğunu belirtiyoruz” diye vurgulayan Mustafa Sarıkaya, “Onlara layık olmanın tek bir yolu var. O da amaçlarını gerçekleştirmektir. Onların özlemlerine cevap olmaktır” dedi.

Sarıkaya, şöyle devam etti: “Dolayısıyla şehadetinin arkasında yürüyen, ortaya koyduğumuz direniş hamlesi ile mücadele eden yoldaşları olarak, elbette Zülküf yoldaşımızın ve onun şahsında bütün şehitlerimizin özlemini gerçekleştirme kararlılığımızı, çok daha büyütüyoruz.

Kendi bireysel yaşamımız ile ilgili olarak sonuçları çok düşünmüyoruz. Gördüğümüz ve gözlemlediğimiz; ülkede, zindanda, Kürdistan’ıın diğer parçalarında ve nerede olursa olsun, bu eyleme katılıp öncülük yapan tüm yoldaşlarımızın da hiç birisinin kendisi ile alakalı sonuçlarla meşgul olmadıklarıdır. Bizim esas meşgul olduğumuz, herkesin de yapmasını istediğimiz şey, amaçlarımızdır. Çünkü bu amaçlar halkımızın geleceğini ilgilendiriyor. Onurlu, namuslu, şerefli, haysiyetli bir yaşamı ilgilendiriyor.”

‘TEK BİR ŞEY İLE ALAKALI OLACAĞIZ: TECRİDİN YIKILMASI’

“Kürt halkı bu coğrafyanın en eski ve kadim halkı olarak, özgür iradesini elinde bulundurur şekilde, onurlu şekilde yaşamayı fazlasıyla hakeden bir halktır. Verdiği bedellerle, 40 yıldır dişe diş verdiği kavga ve ortaya koyduğu isyanla bunu çok fazlasıyla hak eden bir halktır.

Bizlerde bu halkın ve geleneğin evlatları olarak bunun dışında herhangi bir şey düşünmüyoruz, düşünmeyeceğiz. Sonuçları ne olursa olsun tek bir şey ile alakalı olacağız. Buda tecritin yıkılması, faşizmin yıkılması, ülkemizin ve halkımızın özgürleşmesidir.

Elbette bunların kapısı Önder Öcalan’dan, İmralı’dan geçiyor. Önder Öcalan’ın özgür şekilde aramızda olmasından geçiyor. Bu başarılabilecek bir hedeftir. Kesinlikle o noktadayız. Önder Öcalan ile birlikte özgür bir gelecek kurmak ve yaşamak noktasındayız.

Tüm şehitlerimizin özlem duyduğu ve amaçladığı da buydu. Hepsi Önder Öcalan ile özgür Kürdistan’da özgür şekilde yaşamak için kahramanlaşıp, destanlaştılar. Onların bu özlemini gerçekleştirmek, bize ve inanıyorum ki, tüm halkımıza ancak nefes aldırabilir. Huzur verebilir. Bunun dışında bizim açımızdan rahat yaşama, rahat nefes alma hakkı ve şansı yoktur.

Çünkü biz tarihimizi bilen insanlarız. Halkımız da bunu biliyor. Hiç kimse köle Kürtlüğü, boyun eğmiş Kürtlüğü bize bir daha asla yaşatamayacaktır. Bunun için çok lafa da gerek yok. Bu topraklara düşen her şehit zaten bunu yeterince ispatladı. Artık hiç kimse Kürde o yaşamı reva göremeyecek. Kürt ise kendisine hiç reva görmeyecektir.”

‘ZAFER ŞEHİTLERİMİZ DE, ŞEHİTLERİMİZİN YOLUNDADIR‘

“Biz böyle bir inanç ve duyguyla yoldaşımız Zülküf’ün şehadetini karşılıyoruz. Bağlılık sözümüzü böyle yeniliyoruz. Bağlılık sözümüzü sadece yenilemiyor, gereklerini de sonuçlar ne olursa olsun, illa ki yerine getireceğiz. Bu konuda halkımızda şehit çocuklarını hiç bir zaman yalnız bırakmadı. Şehidin anlamını kavradı ve biliyor. Çünkü onlar bizim yol gösterici yıldızlarımız oldular her zaman. Halkımıza en doğru yolu, en doğru haykırışı ve sloganı onlar söyledi. Şimdi ise bu yıldızlara birisi daha eklendi. Zülküf yoldaş. Dolayısıyla o yıldızı takip edeceğiz. Onun dışında kulağımızı hiç kimseye kabartmayacağız. Hiç kimsenin sesini duymayacağız. Bu ancak bizi başarıya ve zafere götürür. Zafer şehitlerimizdedir, şehitlerimizin yolundadır. Çünkü onların herbirisi Rêber Apo’nun ispatlanmış militanlarıdır. Onlar aynı zamanda Rêber Apo’nun sesi soluğu haykırışıdır. Biz onları takip edeceğiz.”