YENİLENDİ

Almanya'nın 3 kentinde tutsaklara özgürlük eylemi

Yürüyüş ve mitinglerde Alman devletinin kriminalizasyon politikalarına işaret edilerek, "Irkçılık ve faşizme karşı mücadele edenlerin kriminalize edilmesine son verin" denildi, tutsakların serbest bırakılması istendi.

SİYASİ TUTSAKLAR GÜNÜ

Almanya’nın Stuttgart ve Kassel kentlerinde 18 Mart Uluslararası Siyasi Tutsaklar Günü dolayısıyla yürüyüşler gerçekleştirildi.

STUTTGART

Stuttgart’taki eylem, Stuttgart Kızıl Dayanışma/Rote Hilfe’nin çağrısı ile Stammheim Cezaevi önünde yapıldı. Eyleme Kızıl Dayanışma, Halkların Birleşik Devrim Hareketi-HBDH, Kürt kurumları, Dayanışmaya Devam örgütü, Tutsakların Sesi Platformu (TSP), Filistin Dayanışma Grubu,  Örgütlü Otonomi’nin yanı sıra birçok kurum pankart, flama, okudukları mesajlarla katılım gösterdi.

AZADÎ e.V. adına yapılan açıklamada Almanya devletinin Kürtleri kriminalizasyon politikalarından dolayı birçok Kürt’ün cezaevlerine konulduğu belirtilerek, şu bilgiler verildi:

2011 yılından bu yana Almanya'da yaşayan Kürtler de Ceza Kanunu'nun 129a/b maddesi (yabancı terör örgütüne üyelik) uyarınca suçlanıyor, hapsediliyor ve birkaç yıl hapis cezasına çarptırılıyor. Şu anda Alman cezaevlerinde 11 Kürt tutuklu/hükümlü var. Stuttgart Stammheim Cezaevinde ise şu an Mazlum D., Merdan K. Ve Hasan U. bulunuyor.

§129b davalarından sorumlu olan Federal Savcılık, soruşturmasını Almanya'da bulunan kişilerle sınırlamadı. Geçen yılki yeni suçlamaların çoğu, daha önce Avrupa tutuklama emri uyarınca Almanya'ya iade edilmiş olan kişilere yönelikti. Teslimi istenen kişiler Fransa, İtalya ve Kıbrıs'tan getirildi. Alman yargısının iade talebi şu anda İsveç'ten bekleniyor.

Daha geçen hafta Almanya'da yaşayan siyasi faaliyet gösteren Kürtlere yönelik iki mahkumiyet kararı daha çıktı: Sabri Çimen, 13 Mart'ta Koblenz Yüksek Bölge Mahkemesi tarafından 3 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Fransa'dan iadesi geçen yılın Ocak ayında gerçekleşti.

Münih Yüksek Bölge Mahkemesi Cuma günü Tahir Köçer'i 2 yıl 5 ay hapis cezasına çarptırdı. Tahir Koçer, Haziran 2021'e kadar ülke çapındaki Kürt örgütleri konfederasyonu KON-MED'in eşbaşkanlığını yaptı ve dolayısıyla Almanya'daki Kürt toplumunun en önemli temsilcilerinden biriydi. Kendisi aynı zamanda sürgündeki Kürt parlamentosu olan Kurdistan Ulusal Kongresi'nin (KNK) üyesidir.

 Sanıkların çoğunluğu bireysel suçlarla suçlanmıyor ancak etkinlik ve gösteri düzenlemek gibi yasal siyasi faaliyetler de suç sayılıyor. Karlsruhe Federal Savcılığı, bu faaliyetlerin yalnızca kişilerin PKK yapılarına dahil oldukları iddiası nedeniyle cezalandırılabileceğini düşünüyor. Bu suçlamalar, çoğunlukla aylarca süren telefonları izleme ve gözlemlerle kanıt olarak kullanılıyor.

§129a/b uyarınca suçlamaların ve tutuklamaların siyasi aktif olması, bu paragrafın özel bir niteliğini şöyle göstermektedir: Soruşturmalar ancak Federal Adalet Bakanlığı'nın kovuşturma için uygun yetki vermesi halinde gerçekleştirilebiliyor. Bu, hangi yabancı kuruluşların yasal olarak yargılanacağını belirleyenin nesnel standartlar değil, federal hükümetin dış politika çıkarları olduğu anlamına gelir. Bu anlamda en büyük trajedi ise, Türkiye'de çok sayıda mahkumun yaşamlarının büyük bir bölümünü gözaltında geçirmek zorunda kalması ve çoğunlukla en ağır işkencelere maruz kalmasıdır. Türkiye’de bu zulme uğrayan kişilere baskı ve zulümler hapisten çıktıktan sonra da devam ettiğinden, Almanya'ya kaçmak ve siyasi sığınma başvurusunda bulunmak zorunda kalıyorlar. Ancak, Türkiye'dekine benzer suçlamalarla burada da kendilerini parmaklıklar ardında, “terörist” damgası altında buluyorlar.”

Ortadoğu'nun güncel sorunlarının ve Türk-Kürt çatışmasının tarihsel arka planı ne ceza hukuku yoluyla ne de kişilerin hapsedilmesiyle çözüleceği belirtilen açıklamanın devamında, “Bu nedenle kriminalizasyon zeminini ortadan kaldırmak ve enerjiyi siyasi bir çözüm bulmanın yollarını bulmaya odaklamak amacıyla, 30 yıldır var olan PKK yasağının yanı sıra Ceza Kanunu'nun 129, 129a ve b maddelerinin kaldırılmasının zamanı çoktan gelmiştir. Kürt siyasi faaliyetleri terörizmle bağlı damgalanmamalı. Ve bu yüzden diyoruz ki: Kriminalizasyon yerine diyalog!, Savaş yerine siyasi çözümler. Tüm siyasi tutsaklara özgürlük! Yaşasın Uluslararası dayanışma! Bijî berxwedana zindanan!” ifadeleri yer aldı.

Mitinge katılan grup, daha sonra Stammheim Cezaevi’nin etrafında sloganlar eşliğinde yürüyüşe geçti. Cezaevinin arkasındaki tepeye çıkan eylemciler, ‘’Bütün siyasi tutsaklara özgürlük!” sloganı ile siyasi tutsaklarla dayanışmak için burada olduklarını dile getirdiler. Cezaevindeki odalarının camlarını açan tutsaklar ise, seslerini yükselterek attıkları sloganlarla, “Bijî berxwedana zindanan”, “Bijî Serok Apo”, “Bijî Newroz!” sloganlarıyla eylemcileri selamladı.

KASSEL

Almanya’nın Kassel kentinde de siyasi tutsakların özgürlüğü için yürüyüş yapıldı. Königsplatz’da başlayıp Kassel adliyesi önüne yürüyen eylemciler, yaklaşık iki saatlik yürüyüşün ardından tekrar Königsplatz’a geldi. Yürüyüşte sık sık “Bijî Serok Apo” , “Bijî berxvedana zindana” , “Jin Jiyan Azadî” sloganları atıldı.

HILDESHEIM

Politik tutsakların durumuna dikkat çekmek ve onlarla dayanışmayı güçlendirmek amacıyla Hildesheim merkezindeki Jakobi kilisesinin önünde miting düzenlendi.
Young Streggle Hildesheim ile Zora Hildesheim öncülüğünde düzenlenen mitinge Hildesheim Demokratik Kürt Toplum Merkezi de destek sundu.

Tüm siyasi tutsaklara özgürlük istenen mitingde, “Antifaşizm suç değildir. Irkçılık ve faşizme karşı mücadele edenlerin kriminalize edilmesine son verilmelidir. Politik tutsakları sahiplenmek, onların meydanlardaki sesi olmak faşizme atılan en büyük tokattır. Çürümüş, gerici, faşist düzene meydan okuyan tutsaklar bizim onurumuzdur, onurumuza sahip çıkıyoruz” denildi.