BM: Lübnan ekonomisi çökmeye başlıyor

Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı'nın tahminlerine göre savaşın yıl sonuna kadar devam etmesi halinde Lübnan'ın GSYİH'si %9.2 oranında daralacak.

UNDP Başkanı Perşembe günü yaptığı açıklamada, son bir aydır hava saldırılarını arttıran ve kara harekâtı başlatan İsrail ile Hizbullah arasındaki çatışmaların kötüleşmesi nedeniyle Lübnan ekonomisinin “çökmeye başladığı” uyarısında bulundu. 

AFP'nin konuşan Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı yöneticisi Achim Steiner, yıllardır ekonomik kriz içinde olan Lübnan'ın şu anda “bombardıman, yerinden edilme ve altyapının tahrip edilmesinin acil etkileriyle başa çıkmak” için “mücadele ettiğini” gözlemledi. 

“Bunlar çökmekte olan temel hizmetler, ulaşım sistemi, elektrik üretimi” diyen Steiner, hepsinin de “bir toplumun işlemesini sağlayan temeller” olduğunu ifade etti. 

UNDP, çarşamba günü Lübnan için 2024 yılı tahminlerini yayınladı ve çatışmanın yıl sonuna kadar devam etmesi halinde GSYİH'nın %9,2 oranında daralacağı tahmininde bulundu. 

BM kuruluşuna göre 2018-2021 yılları arasında ülke ekonomisi çöküş yaşadı ve Lübnan parası %98 oranında değer kaybederek, ülke nüfusu keskin bir şekilde yoksullaştı. 

Ancak ekonomik durum 2022 ve 2023 yıllarında istikrara kavuşmuş gibi görünüyordu. Savaştan önce UNDP 2024 yılında Lübnan ekonomisinde %3,6'lık bir büyüme bekliyordu.

Hizbullah ile neredeyse bir yıl süren sınır çatışmalarının ardından İsrail 23 Eylül'de Lübnan'daki Hizbullah kalelerine yönelik yoğun bir hava saldırısı kampanyası başlattı ve 30 Eylül'de ise güneyde kara harekâtı başlattı. 

İsrail hava saldırılarının yeniden başladığı 23 Eylül'den bu yana Lübnan'da en az 1,552 kişi öldürüldü. 

BM’ye göre ülkede yaklaşık 800 bin kişi yerinden edildi, 500 bin dolayında kişi de Suriye’ye göç etti. 

Steiner, “Şu anda sadece insan kaybına, yıkılan binalara bakıyoruz, ancak ekonomi bu çatışmanın baskısı altında çökmeye başlıyor” dedi.

İşsizliğin bu yıl %32'ye yükseleceğini belirten UNDP Başkanı bu “ekonomik krizin” sonuçlarının önceden kestirilemeyen “siyasi ve sosyal bir krize” dönüşmesinden endişe ediyor.