Rapor, 27 AB üyesi ülke ve 17 ortak ülkeden elde edilen verilere dayanarak hazırlandı. Europol Genel Müdürü Catherine De Bolle, raporun AB'deki en tehditkâr 821 suç şebekesini tespit ettiğini belirtti.
Lahey merkezli Avrupa polis teşkilatı, bu çetelerin çoğunluğunun uyuşturucu kaçakçılığına (kokain, esrar, eroin, sentetik uyuşturucular) odaklandığını ve operasyonlarının genellikle Belçika, Almanya, İtalya, İspanya ve Hollanda'da gerçekleştiğini belirtiyor.
Ancak rapora göre bu ağlar faaliyetlerini emlak, inşaat, yük taşımacılığı veya gece kulüpleri gibi sektörlere kadar genişletiyor, savcıları ve hakimleri tehdit ediyor veya yozlaştırıyor.
Sorun devasa büyüklükte: Bu suç gruplarının yaklaşık yüzde 86'sı inşaat, emlak, konaklama ve lojistik gibi sektörlerde "yasal iş yapıları" kullanıyor ve "varlıkların suç kaynağından bazen habersiz olan" avukatlar veya finans uzmanlarından yararlanıyor. Europol’a göre gece kulüpleri uyuşturucu kaçakçılığının yanı sıra gasp, şantaj, insan ve silah kaçakçılığıyla da ilişkilendirilebilir.
Raporda, suç şebekelerinin bileşimi, yapıları, faaliyetleri ve işbirliği türleri gibi farklı boyutlarda çeşitlilik gösterdiği vurgulanırken, Türkler ile AB kökenli Türklerin etkinliğine dikkat çekildi. Türklerin özellikle suç şebekelerinde önemli roller üstlendiği ifade edildi.
Suç şebekelerinde Türklerin etkinliği özellikle kokain kaçakçılığı gibi alanlarda görülüyor. Bu suç şebekeleri, Belçika, Almanya, Hollanda, İspanya ve diğer birçok ülkede faaliyet gösteriyor. Ayrıca, göçmen kaçakçılığı, yasadışı silah ticareti, dolandırıcılık ve insan ticareti gibi alanlarda da Türklerin önemli roller üstlendiği belirtiliyor.
Balkanlar'da da Türklerin suç şebekelerinde yer aldığı ve suç faaliyetlerinin özellikle uyuşturucu kaçakçılığı, tütün kaçakçılığı ve insan ticareti gibi alanlarda yoğunlaştığı ifade ediliyor. Türklerin, Belçika, Kolombiya, Hırvatistan, Fransa, Almanya, Hollanda ve Batı Balkan ülkelerinde faaliyet gösteren suç şebekelerinde bulunduğu belirtiliyor.
Coğrafya bazlı incelemede Balkan ülkelerindeki suç şebekelerinde yer alanların Sırp vatandaşları etrafında yoğunlaştığı belirtiliyor. Sırpların dışında Arnavut, Belçikalı, Bosnalı, Hırvat, Hollandalı, Alman, Karadağlı, Sloven ve Türk vatandaşları da bulunuyor. Ana suç faaliyetleri, başta kokain ve esrar olmak üzere uyuşturucu kaçakçılığı ve daha az ölçüde sentetik uyuşturucu ve eroin olarak belirtiliyor.
Türk kilit üyelerin genellikle Belçikalı, Hollandalı ve Alman suçlularla birlikte suç şebekelerinin çekirdeğini oluşturduğu ve başlıca faaliyet ülkelerinin Belçika, Kolombiya, Ekvador, Fransa, Almanya, Hollanda, İspanya, İsveç, İsviçre ve Türkiye olduğu ifade ediliyor.
Raporun devamında, suç şebekelerinin oluşumuna etki eden faktörler arasında aile bağları ve ortak bir vizyonun önemli olduğu belirtiliyor. Ayrıca, belirli alt kültürlerle özdeşleşen insanların ortak bir suç hedefine katılmaya çekilebileceği vurgulanıyor.