Pazar günü yapılan seçimlerde tahminlere göre Fransa'da aşırı sağcı Rassemblement national (RN) partisinden Jordan Bardella tarafından sunulan liste kullanılan oyların %31,5'ini alarak açık farkla en önde yer aldı.
Aşırı sağı %15,2 ile Valérie Hayer tarafından cumhurbaşkanlığı kampı için sunulan liste (Renaissance) ve %14 ile Raphaël Glucksmann (Parti socialiste-Place publique) takip etti.
Radikal solda Manon Aubry liderliğindeki France Insoumise listesi kullanılan oyların %8.7'sini aldı. France Insoumise lideri Jean-Luc Melenchon seçim kampanyasında Gazze’yi öne çıkardı ve sahada aktif bir kampanya yürüttü.
François-Xavier Bellamy (Les Républicains-Cumhuriyetçiler) liderliğindeki liste oyların %7.2'sini alarak %5.5 oy alan sağcı Marion Maréchal'ın (Reconquête!) önünde yer aldı. Bunları %5.2 oyla %5 barajını kıl payı aşan Marie Toussaint liderliğindeki Europe Ecologie-Les Verts (Yeşiller) listesi izledi.
Geri kalan listeler PCF (Komünist Parti), Alliance rurale, Parti animaliste gibi diğeleri Strasbourg’a seçilmiş temsilciler göndermek için gerekli olan minimum %5 barajına ulaşamadı.
Katılım oranı 2019'a kıyasla 2 puandan fazla artarak %52,5'e yükseldi.
MACRON’UN TEHLİKELİ KUMARI: PARLAMENTO FESHEDİLDİ
Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ilk sonuçlardan hemen sonra Ulusal Meclis'in feshedildiğini duyurdu ve 30 Haziran ve 7 Temmuz tarihleri için yasama seçimleri çağrısında bulundu.
Cumhurbaşkanı, kendi listelerinin aldığı sonucun “Avrupa'yı savunan partiler için iyi bir sonuç olmadığını” belirtti. Emmanuel Macron, Avrupa seçimlerinin ilk tahminlerinin yayınlanmasının ardından “Son yıllarda Avrupa'mızın mümkün kıldığı pek çok ilerlemeye karşı çıkan aşırı sağcı partiler (...) kıtanın her yerinde ilerleme kaydediyor” diyerek üzüntüsünü dile getirdi.
Cumhurbaşkanı, “Dolayısıyla bugünün sonunda hiçbir şey olmamış gibi davranamam. Bu durum, son yıllarda ülkemizdeki kamuoyu ve parlamento tartışmalarını saran ateşle daha da artmaktadır" dedi ve ekledi: “Milliyetçilerin ve demagogların yükselişi sadece ulusumuz için değil, aynı zamanda Avrupa'mız ve Fransa'nın Avrupa ve dünyadaki yeri için de bir tehlikedir.”
MELENCHON: FRANSA’DA YENİ BİR HALK OLUŞTU
Solda en yüksek yolu alan ve kamusal tartışmalarda en fazla yer alan ama aynı zamanda soldaki dağınıklığın temel sorumlularından biri olarak görülen France Insoumise (LFI) lideri Jean-Luc Melencon, sonuçların açıklandığı akşam hararetli bir açıklama yaptı.
Melenchon şunları ifade etti: “Aşırı sağ bölecek ve saldıracak. Panik yapmayalım. Eylemlerimizde disiplinli olmalıyız. Herkes çalışmalı, diğerlerini ikna etmeli ve yönlendirmelidir. Herkes teker teker yeni bir Fransa'nın, sonuna kadar Cumhuriyet'in militanıdır (...)
Fransa'da yeni bir halk oluşmuştur. Büyük kalabalıklar şehirlerde birlikte yaşamakta ve kreolize olmaktadır. Bu yeni Fransa, birlikte yaşamak isteyen herkesten oluşuyor. Bu Fransa ırkçı, sömürgeci ya da cinsiyetçi olmayı reddediyor.”
SOLDAN HALK CEPHESİ ÖNERİSİ
“Sol, bu erken genel seçimler için bir ittifak kurmayı başarabilecek mi?” hayati önemde bir soru olarak ortada duruyor. Pazar akşamı “halk cephesi” çağrısında bulunan LFI’den François Ruffin, “Boyun eğmeyenlerin” (Insoumis) halk cephesi için “sekter çizgiler çizmeyeceğini” söyledi.
Pazartesi sabahı Sosyalist Partili yönetici Olivier Faure, “Bu sabah, birbirlerine saygı duyan ve aynı zamanda demokrasiyi kendi içlerinde işletmeye hazır olan insanlarla bir halk cephesi oluşturabilmemiz için çağrıda bulunuyorum, çünkü yarın yönetmek zorunda kalırsak, bu sadece birilerinin vekili olarak olmayacak" dedi.
Fransız Komünist Partisi Ulusal Sekreteri Fabien Roussel, “sosyal ve ekolojik bir Cumhuriyet için bir halk cephesi” aracılığıyla “Fransa için bir pakt” çağrısında bulundu.
Roussel, X'te paylaştığı bir mesajında “30 Haziran'da her seçim bölgesinde tek bir sol aday” dedi. Roussel, son aylarda soldaki parçalılığı sert bir şekilde eleştirmişti.
‘MACRON KAOSU HIZLANDIRIYOR’
Fransa’daki durum medyada da geniş bir şekilde analiz ediliyor. Özellikle alternatif haber sitesi, “Aşırı sağla karşı karşıya kalan Macron’un kaosu hızlandırdığı” değerlendirmesinde bulundu. Sitede yer alan bir analizde, “Cumhurbaşkanı, Ulusal Meclis'in feshedildiğini açıklayarak kendisini aşırı sağa karşı tek siper olarak yeniden tesis etmeyi umuyor. Ancak bu strateji artık zayıflıyor. Ve ülkenin geneli için büyük bir risk teşkil ediyor” denildi.
Parlamentonun feshi için “Kurumları tehdit eden bir kumar” tespitinin yapıldığı bir başka analizde, “Bu beklenmedik karar, ülkenin siyasi hayatını kargaşaya sürükledi ve aşırı sağın zafer kazanma riskini arttırdı” ifadeleri dikkat çekti.
SOLUN BİRLEŞMEKTEN BAŞKA ALTERNATİFİ YOK
Macron’un kararı sol partileri de zor durumda bıraktı. Birleşmek için çok az zamanları var. Baş döndürücü bir hızla seçimlere gidilecek. Mediapart analizinde “Emmanuel Macron tarafından açıklanan fesih kararı sol partileri duvara toslattı. Avrupa seçimleri onları böldüğüne göre, aşırı sağın yararına yok olmak istemiyorlarsa birleşmekten başka alternatifleri yok.
AŞIRI SAĞ HİÇ BU KADAR İKTİDARA YAKIN OLMAMIŞTI
Komünist gazete Humanite ise aşırı sağcın yükselişine ilişkin şu analizde bulundu:
“Rassemblement National listesinin %32 oy alması kulağa üzücü bir gerçek gibi geliyor. Mücadelenin cesaretini kırabilecek türden bir kaçınılmazlık, oysa tam tersine bu öngörülen zafer, bir ay içinde iktidara gelmesini önlemek için isyan için alarm zillerini çalmalı.1984'ten bu yana bir Avrupa seçimi için en yüksek skor olan bu sonuç, RN'nin ne ölçüde yerleşmiş ve kökleşmiş olduğunu göstermektedir. Sandıkta ve medyada.
Hem yöneticiler hem de mavi yakalı işçiler arasında; hem gençler hem de yaşlılar arasında; her bölgede aşırı sağ oylar her yere yayıldı. Emmanuel Macron'un Ulusal Meclisi feshetme kararı, aşırı sağın zirvede olduğu bir dönemde geldi. Kurtuluş'tan bu yana hiçbir zaman iktidara bu kadar yakın olmamıştı.”
LE MONDE: OYUNUN SONUCU MASANIN ETRAFINDAKİLERE BAĞLI
Le Monde gazetesindeki bir analizde ise şu tespitler dikkat çekiyor: “Beklenmedik olduğu kadar meşru da olan bu kurumsal darbe karşısında şoke olan çoğu yorumcu aynı imgeleri kullanmayı tercih etti: bir kumar, bir poker oyunu. Sorun şu ki, bahse giren biziz ve 30 Haziran ve 7 Temmuz'da, kıtamızın bir kez daha savaşla sarsıldığı ve dünyamızın iklim felaketine sürüklendiği bir dönemde, demokrasimizin geleceği ve Avrupalı müttefiklerimiz ve ortaklarımıza sunmak istediğimiz yüzümüzden daha azına aceleyle karar verilmeyecek (...) Emmanuel Macron, her zamankinden daha fazla, kendisine koyduğu çelişkili emirle karşı karşıya: her zaman öne sürülen göçün reddedilmesinden çok daha derin olan köklerini ortadan kaldırabilecek bir politika uygulamadan aşırı sağ oyları azaltmak.”
Aynı analizde başarısızlığın tek sorumlusunun Macron olmadığına dikkat çekiliyor: “Aslında Emmanuel Macron, görev süresini nihai olarak engelleyen başarısızlıkların birleşiminden sorumlu olan tek kişi değildir. Aşırı sağın yükselişinin uzun tarihi, genç dahinin, faydalanıcıdan hakim olan kopuşun belirlenmiş kurbanına dönüştüğünü gören yedi yılın çok ötesine uzanıyor. Oyunun sonucu masanın etrafındakilere de bağlı.
Sağ mı? Bellamy (Cumhuriyetçiler) listesinin düşük puanı, Avrupa'nın başka yerlerinde muhafazakâr partiler bu taraftaki aşırı uçlardan daha fazla ilerleme kaydetmişken, yıllardır kendisine dayattığı anlamsız savrulmanın bir başka cezasıdır. Sol mu? Glucksmann (Sosyalist Parti) listesinin ilk kez cesaret verici bir skor elde etmesine rağmen, seçim sosyolojisi onun lehine eğimli değil. Yine de aşırı sağ oylarda kalıcı bir düşüş sağlamak için en etkili yanıtlar buradan gelebilir: adil bir iklim dönüşümü arayışı, kentsel gettoların dağıtılması, kamu hizmetlerinin savunulması ve tüketim toplumunun aşırılıklarına karşı mücadele. Bu temaları empoze etmek için birlik şart. Ancak Jean-Luc Mélenchon ve onun “insoumis”i, en kötünün siyasetine varan sekter duruşlar sergilediği sürece bu mümkün görünmüyor. Feshin yarattığı şok, işleri yoluna koyabilir mi? Bu çabaların bedeli olarak, RN'nin dışındakiler, zor durumdaki bir başkanın riskli bahsini kazanabilecektir.”