Cambridge Üniversitesi’nin “Antiquity” dergisinde yayımlanan çalışmaya göre, “Valeriana” adı verilen bu antik kent, Edinburgh’un üç katı büyüklüğünde ve Maya uygarlığının şimdiye kadar bilinen en büyük yerleşim alanlarından biri olarak kabul ediliyor. 

Şehrin, Latin Amerika’daki en büyük Maya alanı olan Calakmul’den sonra bölgedeki en yoğun yerleşim yeri olduğu tahmin ediliyor.

Keşif, ormanlık alanda lazer ışınıyla haritalama yapan Lidar teknolojisi sayesinde tesadüfen yapıldı. Amerika Birleşik Devletleri’ndeki Tulane Üniversitesi’nde doktora öğrencisi olan Luke Auld-Thomas, Google aramalarında rastladığı eski lazer araştırması verilerini analiz ederek, M.S. 750-850 yılları arasında 30.000 ila 50.000 kişiyi barındırmış olabilecek bu gizli kenti ortaya çıkardı.

Yaklaşık 16,6 km² alana yayılan “Valeriana,” 6.700’den fazla binadan oluşuyor ve iki ana merkezde büyük binalar ile yoğun yerleşim alanlarına sahip. 

Araştırmacılar, bu keşfin tropik bölgelerin “kaybolmuş medeniyetlere” ev sahipliği yaptığı yönündeki görüşleri değiştirebileceğine dikkat çekiyor. Henüz kentteki nüfusun neden kaybolduğu açıklanamasa da, iklim değişikliği ve kuraklık öne sürülen teoriler arasında yer alıyor.

Lidar teknolojisinin kullanımı arkeolojik çalışmalarda devrim yaratırken, bu keşif Maya ovalarında hâlâ keşfedilmeyi bekleyen birçok antik kent olabileceğini gösteriyor.