Kürt halk ve dostlarının direnişi sonuç verdi ve Londra’da 27 Kasım’dan bu yana polis işgali altında tutulan Kürt Toplum Merkezi önündeki beton bariyerler kaldırılarak bina tekrar halka verildi.
İngiliz polisi 27 Kasım gecesi yüzlerce polis ile Londra Kürt Toplum Merkezi ve Kürt aktivistlerini evlerine eş zamanlı baskın düzenledi. KCC binası ve Kürtlerin evlerinin kapılarını balyozlarla kırarak içeri giren İngiliz polisi, gözaltına aldığı Kürt aktivistleri ters kelepçe ile yere yatırdı ve darp etti. Bu baskınlarda R.P adlı 15 yaşındaki bir Kürt çocuğu da saldırıdan nasibini aldı. Polisin evini basıp gözaltına aldığı Kürt aktivist Ercan Akbal’ın eşi Hediye Akbal, elleri kelepçeli bir halde iken kalp krizi geçirdi. Akbal, ambulansa kadar kelepçeli bir halde götürüldü ve halen bir hastanede tedavisi sürüyor.
Operasyonda Türk Polis Derneği’ne bağlı polisler kullanıldı ve İngiliz polisi KCC ve Kürtleri kriminalize eden bildiri ve açıklamalarda bulundu. Bu açıklamalara karşılık, belediye başkanlarından sivil toplum örgütlerine ve Teknoloji Bakanı Feryal Clark Demirci’ye kadar birçok isim KCC önünde kurulan açlık grevini çadırını ziyaret ederek, operasyona ve kriminalizasyona itiraz etti.
Gözaltına alınan Kürt Halk Meclisi Eşbaşkanı Türkan Budak, KHM çalışanı Ercan Akbal, Kürt siyasetçi ve yazar Ali Poyraz, Kürt Dış İlişkiler Temsilcisi Agit K. Kürt Kadın aktivist Berfin K. Kürt gençler Mazlum S. ve Doğan K.’nin kaldıkları evlerde polis adeta karakol kurarak tam 5 gün sonra evleri tamamen boşalttı.
Polis tutanağında KCC ve Heyva Sor’un banka hesaplarına el konulduğu bilgisi yer aldı.
Operasyonun hedefindeki KCC binasının önünde ise ilk günden itibaren Kürt halkı ve dostları direnişe geçti. Direnişe polis saldırdı; çok sayıda kişi gözaltına alındı ve yaralandı. Polis, eylemcileri sürükleyerek gözaltına alırken şiddete karşı direniş büyüdü. KCC binası önüne demir barikatlar ile birlikte beton barikatlar yerleştirildi. Barikatın önünde ise bir grup Kürt çadır kurarak açlık grevine başladı.
İngiliz polisinin krminalizasyonuna karşı binlerce insan büyük yürüyüşlerde bir araya geldi ve ‘Kürtlerden elinizi’ çekin diyerek haykırdı. Direniş dalga dalga yayılırken, Kürt halkı ve dostları tam 9 gün boyunca sokaklarda, diplomaside ve yaşamın tüm alanlarında bu kriminalizasyona ve saldırılara karşı direnişi büyüttü.
KCC binasının bulunduğu Green Line Caddesi’ndeki esnaf birkaç saat kepenklerini indirerek, polisin kriminalizasyon operasyonuna yanıt verdi.
Çeşitli meslek dallarında Kürtler bir araya gelerek diplomasi çalışması başlattı ve tüm partilerin milletvekillerine mektuplar gönderdi. Tam 35 yıldır on binlerce Kürt’e ev sahipliği yapmış, onların entegrasyonunu hızlandıran, binlerce çocuğa çeşitli kurslar veren Kürt halkının evinin ve çalışanlarının kriminalize edilmesine karşı harekete geçilmesi çağrısında bulundu.
Kürtler polis işgali altındaki KCC binası önünden bir dakika bile ayrılmayarak, Mehmet Aksoyların, İbrahim İncedursunların, Nazım Yüce’nin, Bektaş Ülger’in ve daha nicelerinin geçtiği bu kapıyı terk etmedi.
Direniş sonuç verdi ve İngiliz polisi demir ve beton bariyerlerle çevirdiği KCC binasını Kürt Toplum Merkezi yöneticileri ile KCC avukatına tutanak ile teslim etti. Anti-terör timlerinin didik didik aramadan geçirdiği KCC binasında kırılmadık kapı bırakılmamıştı. Binada kiracı olarak bulunan Heyva Sor kurluşunun kapısı kırılmış ve Rojava ve savaştan dolayı kamplar da kalan halka gönderilmek üzere bulunan bir kısım paraya el konulmuştu. MET polisi, Kürtlerin KCC binasını almasının ardından resmi sitesinden bir açıklama yaparak, “Operasyonun birinci ayağı tamamlandı” dedi.
Barikatlar kaldırılırken, Kürtler alkış slogan ve zılgıtlar çekti. Kimi duygulandı kimi de direnişin ve mücadelenin önemine vurgu yaptı.
Kürt Toplum Merkezi’nin polis işgalinin sona ermesiyle dışardaki açlık grevi direnişi de sona erdi.
Tam 9 gün boyunca tekrar açılan KCC binasında kapılar kırılmış bir vaziyette. Burada gözaltına alınırken şiddete uğrayan Tayfur Özer’in yatağındaki kan izleri ise hala duruyordu.
MARK CAMPBELL MUMLAR YAKTI
İçeri girenler Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın resmi karşısında dakikalarca alkış ve sloganlar attı. Gazeteci Mark Campbell, Reqa’da şehid düşen Mehmed Aksoy’un resmini önce göğsüne aldı ardından bir sandalyenin üzerine bırakarak mumlar yaktı ve gözyaşlarını tutamadı.
ÖNDER APO’NUN OKUL ARKADAŞI: ELİM AYAĞIM TİTREDİ
Önder Apo’nun üniversitede okul arkadaşı ve 40 yıldır Kürt halkının dostu olan Kıbrıslı Yaşar İsmailoğlu da KCC binası içerisinde gözyaşlarına hakim olamadı. Ajansımıza konuşan İsmailoğlu, “Bugün benim çok mutlu bir günüm. Çadıra geldiğimde, “Kurum açıktır heval” dediklerinde elim ayağım titremeye başladı. Çok mutluyum. Kürt Özgürlük Mücadelesinin kolay olmadığını ama bir damla da olsa o özgürlüğün tadılması insana büyük bir huzur veriyor. Bugün bu halkın direnişi ile tekrar kendi kurumuna girme özgürlüğüne sahip olduk. Gerçekten çok mutluyum. Serok Apo’ya, sınıf arkadaşıma sonsuz selam ve sevgilerimi iletiyorum buradan” dedi.
İSHAK DURSUN: KARARLI DİRENİŞLE YANIT VERDİK
Londra Kürt Halk Meclisi Eşbaşkanı İshak Dursun, Kürt halkının kurumlarına çalışanlarına yönelik bu saldırının 27 Kasım tarihinde gerçekleşmesinin tesadüf olmadığını söyleyerek, “Bize gözdağı vermek ve bizi kriminalize etmek istiyorlar. Ve bize değerlerimizin olduğu günlerde saldırılar düzenleyerek mesaj verdiler. Biz de direnişle, mücadele ile, inançla ve kararlılıkla buna yanıt verdik. Bu halkın direnişini, kurumlarının kapılarını kırıp işkence ederek Türk faşizmi bile durduramadı. Kimse de durduramaz. Biz şimdi binamızda gerekli incelemeleri yapıp hiç durmadan mücadeleyi büyütme ve sürdürmeye devam edeceğiz. Direniş sürüyor” dedi.
EŞBAŞKAN SURUÇ: GÜNDEMİMİZ ROJAVA’DA DİRENEN HALKIMIZ
Britanya Kürt Halk Meclisi Eşbaşkanı Seyit Suruç da 9 gündür açlık grevinde olan Devrim Sara ve Bêrîvan Silêmanî ile birlikte bir açıklama yaptı. Kürt halkına yönelik kriminalizasyon saldırısına halkın büyük bir direniş ile cevap verdiğini söyleyen Suruç, özellikle bu süreçte Kürt halkını yalnız bırakmayan demokratik kitle örgütlerine teşekkür etti.
Halen 7 arkadaşlarının gözaltına tutulduğunu hatırlatan Seyit Suruç, “Gayri ahlaki bir saldırı ile karşı karşıya kaldık. Çok sayıda arkadaşımız yaralandı, birçok arkadaşımız da direniş sırasında gözaltına alındı. Her türlü hukuksuzluk bu halka uygulandı. Bize geldiğimiz ülkenin baskısını, şiddetini yaşattılar. Bu ayıp üzerlerinden gitmeyecek. Bizler arkadaşlarımız serbest bırakılana kadar mücadeleyi sürdüreceğiz. Ve özellikle Rojava’ya yönelik saldırılar temel gündemimiz ve bundan sonra bu birlik ve bu direniş ruhunu büyütüp Rojava’da direnen halkımızın yanında olacağız. Bu faşizm durması için direniş ve mücadeleyi bir an bile vazgeçmeyeceğiz” diye kaydetti.
KCC’nin binasına Kürtlerin gelişi sürüyor. Bu arada 7 Kürt’ün polis merkezindeki sorguları ise devam ediyor. Kürt aktivistlerin bugün ifadelerinin tamamlanması ve hakimliğe sevk edilmesi bekleniyor.