Çarşamba günü Nasrallah "kuralsız ve sınırsız" bir savaşa karşı uyarıda bulunarak İsrail'in Hizbullah’a karşı geniş çaplı bir saldırının tehlikelerine dikkat çekti.
Nasrallah, "Lübnan'a saldırmasına izin vermek için Kıbrıs havaalanlarını ve üslerini İsrailli düşmana açmak, Kıbrıs hükümetinin savaşa dahil olacağı ve Hizbullah'ın Kıbrıs'a savaşan taraf muamelesi yapacağı anlamına gelir" tehdidinde bulundu.
Hizbullah lideri daha geniş çaplı bir çatışma durumunda "füzelerimizden ve insansız hava araçlarımızdan kaçacak güvenli bir yer olmayacak" uyarısında bulundu.
Kıbrıs İsrail'e toprak ya da üs vermedi ancak geçmişte hava sahasının askeri tatbikatlar için kullanılmasına izin verdi.
Son yıllarda Lefkoşa ve Tel Aviv savunma alanındaki işbirliğini güçlendirdi. NATO üyesi olmayan ada devleti Lübnan kıyılarından yaklaşık 250 kilometre uzaklıkta yer alıyor.
Bu tehditlerin ardından Lefkoşa'da alarm zilleri çalmaya başladı. Yetkililer Kıbrıs'ın son derece istikrarsız bir bölgede bir "barış feneri" olarak kalacağını vurgulamakta gecikmedi.
Kıbrıs hükümet sözcüsü Konstantinos Letymbiotis kamu yayıncısı CyBC'ye yaptığı açıklamada "Kıbrıs savaşlara ya da çatışmalara dahil değildir ve olmayacaktır" dedi.
Letymbiotis, "Hizbullah lideri tarafından yapılan açıklamalar gerçeklerle örtüşmemektedir” derken, Kıbrıs'ın Lübnan ile mükemmel ilişkilere sahip olduğunu ve bir devletin topraklarını diğerine karşı askeri operasyonlar için kullanmasına izin vermeyeceğini sözlerine ekledi.
The Guardian'ın haberine göre Lefkoşa'daki tedirginlik hükümet yetkilileriyle sınırlı değil. Batılı diplomatlar da Tel Aviv'e sadece 40 dakika uzaklıkta popüler bir turizm merkezi olan Kıbrıs'ın, İsrail ile Hizbullah arasında geniş çaplı bir savaş çıkması halinde Orta Doğu'daki çatışmanın içine çekilebileceği endişesini dile getirdiler.
Bir AB elçisi "Hizbullah'ın düzenli olarak tehditler savurmak gibi bir alışkanlığı var" dedi. Aynı elçi, "Hizbullah Kıbrıs'ın misilleme yapacak askeri kapasiteye sahip olmadığını biliyor ve bu açıdan kolay bir hedef” diye ekledi.
AB de tehdit altındaki üye devlete koşulsuz desteğini ifade etti. AB sözcüsü Peter Stano, "Kıbrıs Avrupa Birliği'nin bir üyesidir. Bu, Avrupa Birliği'nin Kıbrıs olduğu ve Kıbrıs'ın da Avrupa Birliği olduğu anlamına gelir" açıklamasında bulundu. Stano, "Üye Devletlerimizden birine yönelik herhangi bir tehdit Avrupa Birliği'ne yönelik bir tehdittir” dedi.
Kıbrıs Cumhurbaşkanı Nikos Christodoulides ise adanın tarafsızlığını vurgulayarak Gazze'ye insani yardım ulaştırılması için bir deniz koridoru oluşturulmasında oynadığı rolü hatırlattı.
Stano, "Kıbrıs sorunun bir parçası değil, çözümün bir parçasıdır" diyerek şöyle devam etti: "Gazze'ye insani yardım koridorunun da gösterdiği gibi, rolümüz sadece Arap dünyası tarafından değil, tüm uluslararası toplum tarafından tanınmaktadır."