Mısır parça parça Körfez ülkelerine satılıyor!

Mısır, Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan ile yaklaşık 50 milyar dolar değerinde, özellikle de lüks sahil beldelerinin kurulması için dev yatırım anlaşmaları imzaladı.

Kahire 23 Şubat'ta Birleşik Arap Emirlikleri ile Akdeniz kıyısındaki Ras El-Hikma'da 35 milyar dolar değerinde lüks bir tatil köyü kurulması için dev bir sözleşme imzaladı.

İki gün sonra basın, Kızıldeniz'de Şarm El-Şeyh yakınlarındaki Ras El-Gamila'da başka bir tatil köyü için 15 milyar dolarlık Suudi yatırımı yapıldığını duyurdu.

Sadece iki ay içinde aktarılacak bu milyarlarca dolar, ağır borç yükü altında olan ve devalüasyon batağına saplanmış Mısır ekonomisi için yeni bir soluk olsa da, pek çok gözlemci bu yabancı ülkelerin ülkedeki tüm kasabaları ve bazı tarihi otelleri satın alarak turistik tesislere dönüştürmesinden endişe duyuyor.

2016 ve 2017 yıllarında Kızıldeniz'deki Tiran ve Sanafir adacıklarının Suudi Arabistan'a satılması oldukça ses getirmişti. 

Ancak İsviçreli RTS medyasına göre bugün Mısır'da, aralarında siyaset bilimi profesörü Ammar Ali Hasan'ın da bulunduğu çok az sayıda kişi Birleşik Arap Emirlikleri ile imzalanan son anlaşmaya karşı uyarıda bulunmaya cesaret edebiliyor.

Ali Hasan, "Başbakan araziyi satmadığını iddia ediyor. Ancak güven neredeyse yok denecek kadar az ve geçmişte çok fazla yalan söylediği için hükümetin güvenilirliği önemli ölçüde azaldı" diyor. 

Cumhurbaşkanı Abdül Fettah El-Sisi tarafından demir yumrukla yönetilen Mısır'da halkın söz hakkı olduğundan söz etmek mümkün görünmüyor. 

Ammar Ali Hasan, "Halk her zaman en son öğrenen oluyor, çünkü Halk Meclisi hükümet tarafından imzalanan sözleşmeleri onaylamak zorunda değil" diyor. 

Ali Hasan, "Sözleşmeler kendisine sunulduğunda ise her şeyi onaylayan mekanik bir çoğunluk gibi hareket ediyor” diye ekliyor. 

Diğer birçok ülkede örnekleri olduğu gibi medya büyük ölçüde sansürlendiği için kamuoyuna gerçekleri sunmak mümkün olmuyor. 

Araştırmacıya göre, diğer birçokları gibi, bu mega altyapı projeleri saçma ve ülkenin iki yıldan uzun bir süredir içinde bulunduğu ciddi ekonomik krizi çözmeye hizmet etmiyor. 

Mısır şu anda borçlarını ödeyememe riskiyle karşı karşıya bulunuyor. Turizm gelirlerinin yıllardır düştüğü ve Gazze'deki savaşıyla başlayan Husi isyancıların Kızıldeniz'deki saldırılarının Süveyş Kanalı'ndan elde edilen gelirlerin daha da düşmesine neden olduğu düşünüldüğünde durum daha da endişe verici bir hal alıyor.