Portekiz sekiz yıllık sosyalist iktidardan sonra dümeni sağa kırdı
Portekiz'de pazar günü yapılan genel seçimlerde merkez sağ muhalefet, sekiz yıldır iktidarda olan Sosyalistlere karşı az bir farkla zafer kazandı.
Portekiz'de pazar günü yapılan genel seçimlerde merkez sağ muhalefet, sekiz yıldır iktidarda olan Sosyalistlere karşı az bir farkla zafer kazandı.
Avrupa Parlamentosu seçimlerine üç ay kala, yapılan seçimler kıta genelinde aşırı sağın yükselişte olduğunu teyit etti.
62 yaşındaki eski başbakan Antonio Costa'nın Kasım ayı başında nüfuz ticaretiyle ilgili bir soruşturmada adının geçmesinin ardından havlu atmıştı. Portekiz, Avrupa'da sol tarafından yönetilen az sayıdaki ülkeden biriydi.
Neredeyse tamamlanan sonuçlara göre 51 yaşındaki Luis Montenegro liderliğindeki merkez sağ Demokratik İttifak (AD) oyların %29.49'unu alarak, toplam 230 milletvekilinden 79'unu kazandı.
2022'de %41,4 oy oranıyla mutlak çoğunluğu elde eden Sosyalist Parti (PS), Pazar günkü seçimlerde %28,66 oranında oy elde etti ve 77 sandalye ile ikinci sırada yer aldı.
Bu sonuçlar her iki partinin de tek başına mutlak çoğunluğu elde edemediğini gösteriyor. Mutlak çoğunluk için en az 116 sandalye gerekiyor. Yüzde 5 oy elde eden liberal parti ile koalisyon yapılsa bile bu sandalye sayısına ulaşılamıyor.
Luis Montenegro yine de Pazar günkü yasama seçimlerinde "tartışılmaz" bir zafer kazandığını iddia ederek parlamentoda "göreceli bir çoğunlukla" hükümet kurmak istediğini söyledi. Montenegro, ülkeyi aşırı sağın desteğiyle yönetmeyi reddettiğini bir kez daha söyledi.
Liderliğini 41 yaşındaki André Ventura'nın yaptığı aşırı sağcı Chega (Yeter) partisi, Ocak 2022'de yapılan bir önceki parlamento seçimlerindeki %7,2'lik oy oranına kıyasla oyların %18'ini kazanarak oy oranını iki katından fazla arttırdı.
2019'da kurulan bu parti, sandalye sayısı bakımından temsilini dört katına çıkararak 12'den 48 milletvekiline ulaştı. Katılımın keskin bir şekilde arttığı bu seçimlerde aşırı sağ ülkenin üçüncü siyasi gücü olarak konumunu güçlendirdi.
André Ventura "kesinlikle tarihi bir sonuç" olduğunu söyleyerek, Chega’nın “siyasi sistemin merkezi olmayı istediğini” ve “bu hedefine ulaştığını" savundu.
Ventura, "Güçlü bir sağcı çoğunluk" içinde Portekiz'e "istikrarlı bir hükümet vermek" için "hazır" olduğunu belirtti.
Aşırı sağın bu son atılımı, Portekiz'in önümüzdeki ay faşist diktatörlüğe ve 13 yıl süren sömürge savaşlarına son veren Karanfil Devrimi'nin 50. yıldönümünü anacağı bir döneme denk geliyor.
Televizyondaki futbol programlarında polemikçi olarak tanınan bu hukuk profesörü ve dindar Katolik, basamakları hızla tırmanırken yolsuzluk, göç ve azınlıklara karşı bir söylem benimsedi.
António Costa'nın istifasına yol açan şüphelerin ötesinde André Ventura, kampanya sırasında beş yıl içinde yabancı nüfusun iki katına çıktığı Portekiz'e göçün arttığı konusunda ısrar etmeye devam etti.
Antonio Costa'nın ayrılmasının ardından PS, sol kanadından 46 yaşındaki eski bir bakan olan Pedro Nuno Santos'un etrafında yeniden toplandı. Santos, "AD ile aramızdaki asgari farka rağmen seçimleri kazanamadık ve muhalefete geçeceğiz" diye kabul etti.
Santos, partisinin merkez sağ bir azınlık hükümeti kurulmasına engel olmayacağını belirtmekle birlikte, bir sonraki bütçeye karşı oy kullanma tehdidini açık bıraktı.