ÇEDES’le okullara imam atanıyor

Alevi Bektaşi Federasyonu Başkanı Mustafa Aslan, AYM ve AİHM'in kararlarına rağmen zorunlu din derslerinin kaldırılmadığını, ÇEDES uygulamasıyla okullara adeta imam atandığını söyledi.

Alevi Bektaşi Federasyonu Başkanı Mustafa Aslan, ÇEDES'in  de AKP devletinin dine dayalı toplum düzenini adım adım örmeye çalışmasının bir parçası olduğunu belirtti. 

ÇEDES, Türk Milli Eğitim, Gençlik ve Spor bakanlıkları ile Diyanet İşleri Başkanlığı arasında imzalanan bir protokolle devreye girdi. ÇEDES protokolüne göre projenin amacı, öğrencileri “bilime sevdalı, kültüre meraklı ve duyarlı; millî, ahlaki, insanî, manevi ve kültürel değerlere göre” yetiştirmek. Proje kapsamında Diyanet personeli "manevi danışman" sıfatı ile okullara gidiyor. İlk uygulama 2021-2022 eğitim-öğretim yılında pilot olarak belirlenen okullarda yapıldı; orta okul ve imam hatip okullarını kapsadı. 2022-2023 eğitim-öğretim yılında genişletilerek tüm ilkokul, ortaokul ve liselerde uygulanmaya başladı.

ASİMİLASYONUN TEMEL AYGITI

Konuyla ilgili ANF’ye konuşan Alevi Bektaşi Federasyonu Başkanı Mustafa Aslan, TC'nin 1923'ten beri eğitimin amaçları konusunda aynı tanımı yaptığını, Türk Milli Eğitim Bakanlığının cumhuriyetin kuruluşundan itibaren devletin temel ayrımcılık ve asimilasyon aygıtlarından biri olduğunu hatırlattı. Anayasasında devletin kendini laik olarak tanımlamasının devleti laik yapmaya yetmediğinin altını çizen Aslan, AYM ve AİHM'in Türkiye'yi mahkum eden kararlarına rağmen müfredattan zorunlu din derslerinin kaldırılmadığını, üzerine ÇEDES uygulamasıyla okullara adeta imam atandığını söyledi. Aslan, “ÇEDES uygulaması kapsamında 'manevi danışman' olarak belirlenen kişilerin tamamı Diyanet personelidir. Manevi danışmanlıktan anladıkları şey, insanların zihinlerini ve iç dünyalarını Sünni İslam ekseninde dizayn etmektir. Tartışma ekseni artık zorunlu din kültürü ve ahlak bilgisi derslerinden çıkmıştır. Bugün matematik kitaplarında toplama çıkarma işleminde 'üç günah beş sevap' ibarelerinin geçtiği soruları görüyoruz. Algının tamamen dinselleştirimesi girişimiyle karşı karşıyayız" dedi. 

TOPLUMSAL ZEMİNDE MÜCADELE VERİLMELİ

ÇEDES'in Sünni İslam dışındaki hiçbir inanca yer vermediğini, değer algısını tamamen Sünni İslam ekseninde tanımladığını vurgulayan Mustafa Aslan, projenin diğer inançları dışlayıcı yönüne işaret etti. Eğitim Sen ve Alevi kurumlarının öncülüğünde ÇEDES'e yönelik geliştirilen karşı duruşun toplumun tüm kesimlerine yayılması gerektiğini belirten Aslan, şöyle konuştu: “İzmir ve Konya'da örneklerini gördük. Etkinliklerde 'manevi değer taşıyan mekanların ziyareti' var, ancak bu mekanlar hep cami. Yönetmelikte etkinliklerin okul vakti dışındaki zamanlar içinde olması yazıyor, ancak öğrenciler sosyal etkinlik olarak ders saatleri içerisinde Cuma namazına götürülüyor. Okullarda vaaz veriliyor. Binlerce velinin çocuklarının zorunlu din dersinden muaf tutulması için dilekçesi vardı, ÇEDES ile gayrimüslimlerin çocukları da Sünni İslam dayatmasına maruz kaldı. Dilekçeler, açılan davalar da bir yere kadar, çünkü AİHM kararlarına rağmen din dersi kaldırılmadı ve üzerine ÇEDES eklendi. Hukukun kimlerin elinde olduğu, neye hizmet ettiği de ortada. Mücadeleyi toplumsal zeminde vermek gerekiyor. "