Êzidî soykırımı tanığı: DAİŞ, Türk devleti-KDP yardımıyla saldırdı

Avrupa Parlamentosu'ndaki konferansta konuşan Êzidî soykırımı tanığı Suad Mirad, "Türk devletinin eliyle ve KDP’nin yardımıyla DAİŞ çeteleri Şengal’e saldırdı" dedi.

Avrupa Parlamentosu'nda düzenlenen Êzidî kadınlar konferansında, 2014 yılındaki soykırım saldırılarının tanığı olan ve DAİŞ çeteleri tarafından kaçırıldıktan sonra kurtulan Suad Mirad Xelef konuştu.

Konferansın ilk paneli 'Soykırımın Tanınması ve Uluslararası Yükümlülükler’ başlığı altında yapıldı.

Panelin moderatörlüğünü yapan Feleknas Uca, konferansta soykırım tanıklarını dinleyeceklerini, Êzidîlerin neler yaşadığını kendilerinden dinleyeceklerini belirtti.

'TÜRK DEVLETİ VE KDP'NİN DESTEĞİYLE SALDIRDILAR'

DAİŞ çetelerinin 2014’te gerçekleştirdiği soykırım mağdurlarından Suad Mirad Xelef, soykırım saldırıları başladığında KDP güçlerinin çekildiğini belirterek ‘’Tüm bunlar planlıydı’’ dedi. Türk devletinin eliyle ve KDP’nin yardımıyla DAİŞ çetelerinin Şengal’e saldırdığını belirten Xelef, "Soykırımdan önce Şengal satılmıştı’’ diye ekledi. Êzidîlerin kendilerini koruyamaması için silahlarının da saldırıdan önce toplandığını belirten Suad Mirad Xelef, "Kaçırılanların yanı sıra binlerce kişi katledildi. Çocuklar, yaşlılar hayatını kaybetti’’ diye belirtti. Êzidî kadınlara yönelik vahşetin tanığı olduğunu ifade eden Suad Mirad Xelef, pazarlarda zincirlenerek satılan kadınlardan bahsetti. Kendisinin de satılan kadınlardan biri olduğunu söyleyen Suad Mirad Xelef, "Êzidî toplumunu koruyanlar da vardı’’ diyerek HPG ve YPJ güçlerinin yardıma koştuğunu kaydetti. DAİŞ’in elinde bir yıl kaldıktan sonra kaçtığını ve savunma güçlerine katıldığını söyleyen Suad Mirad Xelef, bugün Şengal’in savunmasının Êzidîler tarafından yapıldığını belirtti. Soykırımın birçok ülke tarafından tanınmasının önemli olduğunu ancak soykırım tehdidinin sürdüğünü belirten Suad Mirad Xelef, işgalci Türk devletinin saldırılarına dikkat çekti ve ‘’Bunun önü alınmalı’’ dedi.

SOYKIRIM SONRASI YÜKÜMLÜLÜKLER

Avukat ve uluslararası ceza hukuku ve insan hakları danışmanı Rojda Arslan, soykırımın uluslararası hukukta ve siyasi düzeyde tanınması konusunda bir sunum yaptı.

Rojda Arslan, Avrupa ülkelerinin Êzidî soykırımını tanımasının ardından yükümlülüklerine vurgu yaparak, "İki vazifeleri var: Soykırım faillerinin yargılanması, koruma ve yeni bir soykırımın önünün alınması’’ dedi. 

Almanya’da soykırım suçlamasıyla yargılamaların olduğunu ve mahkumiyetlerin gerçekleştiğini belirten Rojda Arslan, 80 farklı ülkenin vatandaşı olan DAİŞ’lilerin olduğunu hatırlattı. Rojda Arslan, "Mahkemeler zorluklarla karşılaşıyor, tek bir hükümetle değerlendirmede bulunmuyor. Bu suçların incelenmesi, delillerin toplanması ve yargılama için bir koordinasyon yok. Bu uzun erimli bir süreçtir’’ dedi.

'AVRUPA ADIM ATMALI'

İkinci yükümlülük olan koruma ve soykırımın önünü alma konusuna değinen Rojda Arslan, bugün tehdidin devam ettiğini belirtti. Rojda Arslan, halen kamplarda yaşayan binlerce Êzidînin savunmasız olduğunu belirtirken, binlerce kişinin kayıp olduğunu ve bunun da fermanın devam ettiği anlamına geldiğini söyledi.

Rojda Arslan, ‘’Yeni bir soykırımın önünün alınması için öncelikle soykırımı tanıyan Avrupa devletleri Êzidî toplumunu korumak için adım atmalı’’ dedi.

'DAİŞ’İ DESTEKLEYEN ÜLKELER HESAP VERMELİ'

İnsan hakları ve cinsiyet sorunları, kadına karşı savaş suçları ve uluslararası sorumluluk konusunda danışmanlık direktörü olan Marion Böker, "Artık feminist bir siyasete ihtiyacımız var’’ diyerek sözlerine başladı.

Marion Böker, kadınlara kulak verilmesi gerektiğini söylerken, DAİŞ, El Kaide ve benzeri çetelerin kadın düşmanı olduğuna dikkat çekerek, bunların başka devletlerle de ilişkilerinin olduğunu ifade etti.

 "Bu teröristleri destekleyen ve silahlandıran devletlerin de hesap vermesi gerekiyor’’ diyen Marion Böker, "İster kadınlar ister bir gruba karşı olsun, soykırım faillerinin yargılanması gerekiyor’’ vurgusunda bulundu. Marion Böker ayrıca Avrupa’nın Şengal’in statüsünün tanınması ve yeniden inşası için Êzidîlere kulak vermesi gerektiğini sözlerine ekledi.

'ŞENGAL VE ROJAVA HAVA SAHASI KAPATILMALI'

Soykırımın tanınmasının ardından Avrupa Birliği ve ülkelerinin yükümlülüklerini yerine getirmesi gerektiğini söyleyen Marion Böker, Ukrayna için nasıl adım atıldıysa Êzidîler için de harekete geçilmesi gerektiğini dile getirdi. Marion Böker, soykırımdan sağ kalanlara tazminat verilmesini de isterken, "Bu şekilde kendilerine bir gelecek inşa edebilirler ve bunu koruyabilirler’’ dedi. Marion Böker, "AB ve Birleşmiş Milletler sadece Şengal değil Kuzey ve Doğu Suriye hava sahasını da Türk savaş uçaklarına kapatmalı. Şengal’in statüsü de tanınmalı’’ dedi.

Konferansın öğleden sonraki son oturumunda yeniden inşa ve özerk yönetimin tanınması konusunda sunumlar yapılacak. Konferans akşam saatlerinde bir sonuç bildirgesi ile tamamlanacak.