Basın metnini okuyan Günnü Ertaş İnce, AKP-MHP iktidarının ayakta kalabilmek ve varlığını sürdürebilmek için toplumun geniş kesimlerine dönük saldırılarına devam ettiğini söyledi. Colemêrg Belediyesi’nin gasp edilmesinin "Kürtlerin haklarını ve özgürlük mücadelelerini boğmanın bir aracı" olduğunu kaydeden Günnü Ertaş İnce, belediyye el konulmasının eşit ve özgür biçimde ortak yaşamı isteyen her kesime dönük bir saldırı olduğunu vurguladı.
HAKKARİ'DE PÜSKÜRTECEĞİZ
Günnü Ertaş İnce, şöyle devam etti: "12 Eylül darbe anayasasını bile rafa kaldıran iktidar bloğu, ‘Yeni Anayasa’, ‘yumuşama’ adı altında toplumsal tepkiyi kontrol altına almaya çalışırken, üçüncü kayyım dönemiyle Kürt halkının seçme ve seçilme hakkını tümden ortadan kaldıran bir ‘Kürt normali’ yaratmak istiyor. Milliyetçiliği körükleyerek toplumu kutuplaştırmaya çalışıyor. DEM Parti’nin kazandığı belediyeleri darbe yöntemleriyle ele geçirmeye çalışıyorlar.
Bizler biliyoruz ki, kayyum saldırısı sadece bir belediyeye el koymak, darbe yapmakla sınırlı değildir. Orta Vadeli Program, yeni vergi yasası, sınır ötesi operasyon hazırlığı, 1 Mayıs, Kobanê tutuklamaları bir bütündür. AKP-MHP blokunun milyonlar için büyük bir yıkım anlamına gelen ekonomi politikalarını hayata geçirmek için baskı ve zorbalığın dozunu artırmaktan başka çözümü olmadığını biliyoruz. Sermaye düzeninin hukukuna göre bile yasal olmayan bu saldırılara karşı öncelikle işçi ve emekçiler olmak üzere toplumun tüm kesimleri karşı durmalıdır. Dün Van’da halkın iradesiyle geri püskürtülen kayyım saldırısını, bugün de Hakkari’de püskürteceğiz. Bugün burada gerçekleştirdiğimiz bu mitingle, sömürüye, baskıya, zorbalığa, kayyum darbesine karşı birleşik mücadelenin adımlarından birini attık. Bu adımlarımızı güçlendirerek ortak mücadele zeminlerimizi çoğaltacağız, saldırılara gereken yanıtı vereceğiz.
ÖZGÜRLÜK İÇİN MÜCADELEYE DEVAM EDECEĞİZ
Sermaye sınıfı ve onun hizmetinde olan AKP-MHP iktidarı yoksullukla, geleceksizlikle karşı karşıya kalan işçilerin, emekçilerin, gençlerin, halkların kabaran öfkesinden korkuyorlar. Bunun için baskı ve zorbalığı arttırıyorlar. 1 Mayıs alanı olan Taksim’i yasaklıyorlar, keyfi yasaklara karşı duranları tutukluyorlar. 1 Mayıs da Taksim de yasaklanamaz. 1 Mayıs’a, Taksim’e, tutsaklara özgürlük için mücadeleye devam edeceğiz.
Gezi ve Kobanê kumpas davalarıyla halkların haklı ve meşru talepleri için verdiği mücadeleyi şiddet kullanarak yargıyı araçsallaştırarak engellemeye çalışıyorlar. Baskıcı ve gerici iktidara, destekledikleri İŞİD gibi çetelerin saldırılarına geçit vermeyeceğiz. Gezi ve Kobanê kumpas davalarında tutsak edilen dostlarımızı, yoldaşlarımızı alacağız, AKP-MHP’yle birlikte tüm çeteleri bu kara para, mafya, talan iktidarını tarihin çöplüğüne göndereceğiz...
Emekçilerin ekmeğini küçültenler, geleceğini çalanlar; rezerv alan oyunuyla evini gasp etme planları yapanlarla Kürt halkının siyasi iradesini çalmaya çalışanlar aynı güçlerdir. Bu saldırıları ortak mücadelemizle durduracağız. Emperyalistler ve işbirlikçileri, dünyanın her yerinde savaş politikalarını derinleştiriyorlar. Halklara karşı yürütülen savaşların karşısındayız. Buradan bir kere daha haykırıyoruz emperyalistler, işbirlikçiler Ortadoğu’dan defolun. Emperyalistlerle imzalanan tüm açık gizli anlaşmaların iptal edilmesi için, ülkenin dört bir yanında kurulu olan NATO üsleri ve militarist aygıtların dağıtılması için mücadelemizi büyüteceğiz.
AKP-MHP bloğunun Filistin’de yaşanan soykırım karşısındaki ikiyüzlü tutumlarından da görüldüğü gibi, emperyalizme yaranmak için her türlü algı operasyonunu hayata geçiriliyor. Filistin halkının katliamına ortak olmak anlamına gelen ticari, diplomatik vb. ilişkiler olduğu gibi sürdürülüyor. İsrail’le ticari, askeri, akademik vb. ilişkileri sürdürenler Filistin’de yaşanan katliamın ortaklarıdır. Filistin halkının yanında olmaya devam edeceğiz. İsrail’le başta ticari, askeri ilişkiler olmak üzere tüm ilişkilerin kesilmesi için mücadelemizi büyüterek sürdüreceğiz.
Bütün işçileri, emekçileri, halkları, ezilen, sömürülen tüm kesimleri emeğimize ve özgürlüğümüze sahip çıkmaya, kayyumlarla dayatılan saldırılara karşı mücadeleyi büyütmeye davet ediyoruz. Fabrikalarda, mahallelerde, okullarda, evlerde, tarlalarda hayatın olduğu her yerde baskı, sömürü, sefalet dayatanlara, kayyum darbesini devreye sokanlara karşı birleşik mücadeleyi büyütmek için daha güçlü adımlar atmaya çağırıyoruz. Eşit, özgür, savaşın ve sömürünün olmadığı bir dünya yaratmak için seferber olmaya çağırıyoruz."