İsveç Parlamentosu’da İran konferansı düzenlendi

İsveç Parlamentosu sendikalar, insan hakları örgütleri ve siyasi parti temsilcilerin konuşmacı olarak katıldığı İran’da insan hakları, örgütlenme ve ifade özgürlüğü ihlallerinin mercek altına alındığı bir konferansa ev sahipliği yaptı.

İran’da emekçiler, etnik ve dini azınlıklar üzerindeki baskıların son bulması, cezaevinde tutulan işçi önderleri ve siyasi tutsakların serbest bırakılması amacıyla kamuoyu oluşturulması ve İran rejimi üzerindeki baskıların artırılması üzerinde görüş birliğine varan katılımcılar, kaleme aldıkları bir bildirgenin yayımlanması üzerinde görüş birliğine vardı.

TUTSAKLAR İŞKENCELERE KARŞI AÇLIK GREVLERİ YAPIYOR

Uluslararası Af Örgütü İsveç Seksiyonu Lobicilik Koordinatörü Maja Åberg, İran’da insan hakları savunucuları ve muhalifler üzerindeki baskıların arttığını gözlemlediklerini, insan hakları savunucularının sadece Birleşmiş Milletler ve Avrupa Birliği kurumları veya Uluslararası Af Örgütü ile ilişki kurdukları ‘vatan haini’ ve ‘ajan’ olarak suçlandırıldıklarını ve cezalandırıldıklarını söyledi.

İran’da bağımsız ve adil bir yargı olmadığını gibi tutuklananlara işkence yapıldığını, cezaevlerinde tutsakların temiz hava almalarının engellenmesi için koğuş ve hücrelerin pencerelerinin metal levhalarla kapatıldığını söyleyen Åberg, “Tutuklular yapılan işkence ve baskıları duyurabilmek için açlık grevleri yapmak zorunda kalıyor” dedikten sonra İsveç hükümetine İran’da gerçekleşen insan hakları ihlallerine karşı açıktan tavır alması çağrısı yaptı.

ORTAÇAĞ’DAN KALMA BASKI VE İŞKENCELER UYGULANIYOR

İsveç İşçi Sendikaları Konfederasyonu (LO) ve Ulaşım İşçileri Federasyonu’nu temsilen konuşan Saied Tagavi, sendikalar olarak örgütlenme hakkını en temel insan hakkı olarak gördüklerini, ancak İran’da bu hakka saygı gösterilmediğini ve sendikalarda örgütlenen işçi ve emekçilerin İran rejiminin baskı ve saldırılarına uğradıklarını söyledi.

İşçilerin taleplerinin siyasi ve rejimi yıkmaya yönelik olmadığının altını çizen Tagavi, “İşçiler çalışma koşullarının iyileştirilmesini, ücretlerine zam yapılmasını ve ailelerini geçindirebilecek ücretin ödenmesini istiyor. Rejim bu haklı talepleri işçileri cezaevlerine atarak, kırbaçlayarak bastırmaya çalışıyor. İran rejimi Ortaçağ’da kalma baskı ve işkenceleri günümüzde uyguluyor” dedi.

BASKILARA KARŞI İSVEÇ HÜKÜMETİ HAREKETE GEÇMELİ

Belediyeler ve il genel meclislerinde örgütlü Kommunal Federasyonu’dan Göran Gustavsson, İran’da emekçilerin haklarını savundukları için cezaevlerinde tutulan işçi önderleri; Reza Shahabi, Ebrahim Madadi ve Davoud Razavi’yi onur üyesi yaptıklarını belirterek başladığı konuşmasında rejimin işçilerin örgütlenmesini engellemek için gerçekleştirdiği saldırı ve tutuklamaları somut örnekler vererek gündeme getirdi.

Batılı ülkelerin İran’la yaptıkları nükleer anlaşmadan sonra Avrupa Birliği ülkeleri ve İran arasındaki ticaretin arttığını ancak bunun işçi ve emekçilerin yaşam koşullarda iyileştirmelere değil kötüleşmelere yol açtığını ve rejimin baskılarını artırdığını söyleyen Gustavsson, “Bizler burada sokaklar ve meydanlara çıkarak İsveç Hükümeti’nden baskı ve saldırıların son bulması için harekete geçmesini ve bu gerçekleşmediği takdirde ticaret anlaşmasının tek taraflı iptal etmesini talep etmeliyiz” şeklinde konuştu.

İNSANLARA KIRBAÇ CEZALARI VERİLİYOR

Çevre Partisi Yeşiller Milletvekili Valter Mutt, İsveç Hükümeti’nin sürdürdüğü sessiz diplomasinin genellikle sonuç alamadığına dikkat çektikten sonra “İran ile imzalanan ticaret anlaşmasında insan hakları, örgütlenme ve ifade özgürlüğüne saygı gösterileceği de belirtilmeliydi... İsveç’in Avrupa Birliği ve Birleşmiş Milletler nezdinde daha açık bir tutum takınması gerekir” ifadelerini kullandı.

Moderat (Muhafazakar) Parti Milletvekili Hans Rutberg, İran’a ambargo uygulanması ve izole edilmesinden yana olmadıklarını, İran’la İsveç ve Avrupa Birliği ülkeleri arasında imzalanan ticaret anlaşmasının insan hakları ve ifade özgürlüğünün gelişmesine yol açacağını öne sürdü.

İran’da eşcinsellere ölüm cezası verilmesin Ortaçağ’dan kalma bir uygulama olduğunu söyleyen Rutberg, “Ülkede Kafka benzeri davalar açılıyor. İnsanlara kırpaç cezaları veriliyor. İsveç Hükümeti tüm bu hak ihlallerini İranlı yetkililerle yapacağı görüşmelerde gündeme getirmeli” dedi.

İHLALLER AVRUPA BİRLİĞİ VE BİRLEŞMİŞ MİLLETLER GÜNDEMİNE GETİRMELİ

Sol Parti Milletvekili Yasmin Nilsson, İran’da Kürt ve diğer etnik ve dini azınlıklarla, işçilerle dayanışma içinde olduklarını ve ülkede gerçekleşen hak ihlallerini pek çok kez parlamentonun gündemine getirdiklerini söyledi.

İran’da özgür ve adil seçimlerin yapılmadığına da dikkat çeken Nilsson, İsveç Hükümeti’nin ülkede gerçekleşen hak ihlallerini açık bir dille kınaması ve konuyu Avrupa Birliği ve Birleşmiş Milletler’in gündemine getirmesini istedi.

Hıristiyan Parti Milletvekili Sofia Damm, İran’daki dini azınlıklar; Asuri-Süryani, Ermeni ve Ezidiler üzerindeki baskılara dikkat çekerken Sosyal Demokrat İşçi Partisi Milletvekili Anders Österberg, diasporada yaşayan İranlı gruplarla yakın ilişki içinde olduklarını ve ülkede gerçekleşen hak ihlallerinin son bulması için pek çok girişimde bulunduklarını somut örnekler vererek anlattı.

Çok sayıda milletvekilinin izlediği konferansın sonunda katılımcılar, başta işçi önderleri olmak üzere tüm siyasi tutsakları serbest bırakılması, İran’ın uluslararası sözleşmelere saygı göstermesini, işkence ve baskıların son bulmasını talep eden bir bildirgenin yayınlanması üzerinde görüş birliğine vardı.