25 yılı aşkın bir süredir İmralı Ada Hapishanesinde ağır tecrit koşulları altında tutulan Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’dan 39 aydan beridir hiçbir haber alınamıyor. Avukat ve aile görüş hakkı bir bütün olarak elinden alınarak mutlak bir iletişimsizlik haline tabi tutulan Abdullah Öcalan’ın içinde bulunduğu ağır tecrit koşulları karşısında ise başta Avrupa İşkenceyi Önleme Komitesi (CPT) olmak üzere yetkili kurum ve kuruluşlar sessizliğini korumaya devam ediyor.

Öte yandan, 10 Ekim 2023’te startı verilen “Abdullah Öcalan’a Özgürlük Kürt Sorununa Siyasi Çözüm” Hamlesi kapsamında yürütülen eylem ve etkinlikler de gün geçtikçe daha da büyüyerek dünya halkları arasında yayılmaya devam ediyor. İmralı tecridine tepki göstererek özgürlük talep eden farklı toplumsal kesimler, aynı zamanda Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın demokratik, kadın özgürlükçü, ekolojik bir topluma dayanan paradigmalarının gelecek açısından önemine de dikkat çekiyor.

50'DEN FAZLA ŞEHİRDE EYLEM VE ETKİNLİK

Özgürlük hamlesi kapsamında 15-22 Haziran tarihleri arasında “Abdullah Öcalan ile Diyalog Günleri” adı altında Finlandiya, İsveç, Fransa, Almanya, Katalonya, Yunanistan, İtalya, İsviçre, Kolombiya, Kıbrıs, Belçika, İngiltere, Polonya, Slovenya, Kenya gibi ülkelerin de aralarında olduğu çok sayıda ülkede bir dizi eylem ve etkinlik düzenlenecek.

İmralı’da yaşanan hukuksuzluğu merkezine olacak olan bu eylem ve etkinliklerde, aynı zamanda Abdullah Öcalan’ın paradigmaların dünya halkları açısından anlam ve önemi ele alınıp tartışılacak. 15 farklı ülkede 50'den fazla şehirde Abdullah Öcalan’ın kitaplarının tanıtımları, cezaevi yazılarından okumalar, İmralı tecridine dönük bilgilendirme stantları, konferans, panel, tiyatro, sanatsal eylemler, mitingler, radyo yayınları gibi farklı eylem ve etkinlikler düzenlenecek.

‘ABDULLAH ÖCALAN İLE DİYALOG KURUYORUZ’

“Abdullah Öcalan’a Özgürlük Kürt Sorununa Siyasi Çözüm” kampanyası sürdüren inisiyatif üyeleri, “Abdullah Öcalan ile Diyalog Günleri” adı altında düzenlenecek eylem ve etkinliklere katılmaya ve Abdullah Öcalan’ın fikirlerini yaymaya çağırdı.

Düzenlenecek etkinliklerin Abdullah Öcalan’ın fikirleriyle diyalog çerçevesinde düzenleneceğini ifade eden inisiyatif üyeleri, İmralı’da yaşanan ağır tecrit ve işkence koşullarının boyutuna dikkat çekti. CPT ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin görev ve sorumluluklarını yerine getirmediğini hatırlatan inisiyatif üyeleri, İmralı’daki tecridin sorumlusunun sadece Türk devleti değil aynı zamanda bu tecride sessiz kalan yetkili kuruluşların da olduğunu ifade etti.

‘FİKİRLERİ BİZİM İÇİN PUSULADIR’

Abdullah Öcalan’ın fikirlerinin önemine işaret eden inisiyatif üyeleri, şunları kaydetti: “Abdullah Öcalan'ın yazıları entelektüellere, özgür düşünürlere, bilim insanlarına, işçilere, aktivistlere, sanatçılara, sendikacılara, toplumsal hareketlere, siyasetçilere ve tüm toplumlara ilham veriyor. Abdullah Öcalan, 25 yıl önce uluslararası bir komplonun ardından bir Kürt lider olarak Suriye'den ayrıldı ve yıllar sonra özgür, çok etnikli, çok dinli ve tabandan demokratik bir toplumun öncüsü olarak geri döndü. Kuzey ve Doğu Suriye'de Abdullah Öcalan'ın kadın özgürlüğü, ekoloji ve radikal demokrasi fikirlerine dayanan özerk, kendi kendini yöneten bir toplumsal sistem ortaya çıkmaktadır. Abdullah Öcalan tarafından geliştirilen felsefe, demokratik bir toplumsal sistem olasılığı konusunda bize yeniden umut veriyor. Hapishane hücresinde "Jin jiyan azadî" terkibini formüle etti; 21. yüzyılda kadın özgürlük mücadelesinin sloganı, isyan eden ve mücadele eden tüm kadınlar için bir pusuladır.”

‘GELECEK İÇİN YOL GÖSTERİYOR’

Abdullah Öcalan’ın gelecek için bir yol gösterdiğine de dikkat çeken inisiyatif üyeleri, şunları ekledi: “Abdullah Öcalan, dünyanın bugüne kadar gördüğü en geniş kapsamlı demokrasi tanımıyla ileriye dönük bir yol göstererek Kürt Özgürlük Hareketi’nin yenilenmesine katkıda bulunmuştur. Yazıları, devletsiz yaşama dair nefes kesici bir sorgulama ve yeni bir sosyalizm arayışına yeni bir perspektif sunan demokratik-ekolojik bir toplum vizyonudur. Abdullah Öcalan'ın demokratik toplumsal örgütlenme biçimlerine yönelik talepleri, yapıcı toplumsal düşünceyle ya da toplumun feminist ve ekolojik çizgide yeniden inşasıyla ilgilenen herkesin dikkatini çekmeyi hak ediyor".