‘Önderlik için daha güçlü mücadele etmeliyiz’
Kürt Halk Önderi ile 1995 ve 1998’de görüşen Fuad Esad, özgürlüğünün sağlanması için güçlü bir mücadele verilmesi gerektiğini belirterek, “Her gün bir önceki günden daha iyi çalışmalıyız” dedi.
Kürt Halk Önderi ile 1995 ve 1998’de görüşen Fuad Esad, özgürlüğünün sağlanması için güçlü bir mücadele verilmesi gerektiğini belirterek, “Her gün bir önceki günden daha iyi çalışmalıyız” dedi.
70 yaşındaki Fuad Esad, Qamişlolu ve 8 çocuk babası. Ailesi, Kurdistan Özgürlük Mücadelesinde 8 şehit verdi. Fuad Esad, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın kendilerinin çalışmalarına büyük değer verdiğini ama eksik kaldıkları noktalarda da ciddi eleştiriler yönelttiğini belirtti.
PKK ile 1986’da tanışan Fuad Esad, o dönemi şöyle dile getirdi: “Hevaller evimize ziyarete geliyordu. 1990’lı yıla kadar da milis olarak yoğun bir çalışma içerisinde değildim. Amcanın çocukları PKK kadrosuydu. Onlar aracılığıyla PKK’yi tanıdım. Tabi önceleri de tanışıklığımız, duymuşluğumuz vardı ama ailemin aracılığıyla yakından tanıdım. Kurdistan ve Kürt halkına olan sempatimiz zaten vardı fakat ailede PKK kadrosunun da olmasının büyük bir etkisi vardı. 1986 yıllarında yoğun bir çalışma yoktu. Sürekli ziyaretlere gidiyorduk. Zaten APOcu olduklarını da bilmiyorduk sadece talebe-üniversite öğrencileri olarak tanıyorduk. Her gün bir araya gelir sohbetlerimiz olurdu. Hevalleri tanımadan önce rejimin yanında memurdum ilk dönemler bu nedenle çok aktifleşemiyordum fakat 1988 yılıyla artık PKK ile mücadeleyi derinleştirme kararı aldım."
“Önder Apo’yu, Rojava’ya geldiğinde ilk dönemler göremedim fakat kitapları ve kasetleri aracılığıyla görüşleri ulaşıyordu” diyen Fuad, sözlerine şöyle devam etti: “Evimiz artık APOcuların evi olmuştu. Avrupa’dan Önderliği görmeye gelenlere evimiz açıyorduk, Hevaller her gün bizdeydi. Önderlik Sahasına giden halkı bir araya getirerek sahaya ulaştırıyorduk. Daha Önderliğin yanına gitmeden önce nasıl bir insan olduğunu merak ediyordum. Nasıl bir güç ki Kürt halkını bir araya toplayabiliyor diye, Kürt halkının hakkını ulaşmasını sağlayacağını düşünür dururdum. Bu nedenle fiziki görmeyi de çok istiyordum.”
1995 VE 1998’DE ÖNDERLİKLE GÖRÜŞÜR
Cizîrê Kantonu’ndan kadın ve erkek olmak üzere yaklaşık 20 kişiyle 1995’te Şam’a gittiğini belirten Fuad Esad, şöyle devam etti: “Bir gece orada kaldık. Önder Apo, akşam öncesi konuşmaya başladı ta ki gece saat 12’ye kadar. Önderliğin değerlendirmeleri sohbet havasında geçti, soru ve cevap tarzını esas alıyordu. Halkın durumunu öğrenmek, anlamak için tek tek söz hakkı veriyordu. Eksik kaldığımız noktalarda ciddi eleştiriyordu. Emeklerimizi görürdü fakat yeterli görmezdi daha da çaba sarfetmemizi dile getirirdi. 1998’de de üç gün boyunca Önderliğin yanında kalma şansım oldu. O süreçte Suriye ve Türkiye ilişkilerine çok dikkat çekiyordu. Öngörülüydü. Türkiye ve Suriye arasında bir uzlaşma ya da bir savaşın olma ihtimalini değerlendiriyordu. Suriye ile diplomasiye çok önem veriyor ve Suriye’nin pozisyonunu tehlikeye koymamak için nelerin yapılması gerektiğini anlatıyordu, bu konuya hassas yaklaşıyordu.”
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’la sürekli iletişim halinde olduğunu kaydeden Fuad, konuşmasına şunları ekledi: Önderliğin yanına gitmeden önce çok heyecanlıydım. Nasıl selamlaşacağımı, nasıl sarılacağımı, ne konuşacağımı hayal ederek gittim. Önderliği gördüğümde de kadrimizi biliyordu, sıcak karşıladı. Önder Apo ile diyaloğumuz da oldu. Bir soru sormuştum. Cîzre Kantonu’nun durumunu nasıl gördüğünü, çalışmalarımızın nasıl sonuç verdiğini sormuştum. Değerli görüyordu fakat yeterli görmüyordu çalışmalarımızı. Bir de Önderlikle telefon üzerinden sürekli iletişimim vardı. Randevu saatlerini ayarlıyordum. Önderlik kimle görüşmek isterse saati ve ismi söylerdi. Randevuyu konuşmak istediği kişiye ulaştırırdım.”
DUYULDUĞUNDA TANIYAN HERKES SARSILDI
Sadece Kürt halkının değil Süryani, Asuri ve Arap halkının da Önder Abdullah Öcalan’a sempati duyduğunu dile getiren Fuad Esad, şöyle konuştu: “Önder Apo’nun Suriye’de çıkarılmasına halk müthiş öfkelendi. Türkiye, Suriye ve Avrupa ülkelerine karşı nefret oluştu. Önder Apo’ya yönelik büyük bir ihanet gerçekleştirildi. Önder Apo’nun varlığı Kürt halkının özgürlüğüdür. Önder Apo’nun varlığı özgürlük anlamına geliyor. Kürt halkı özgürlüğünü Önder Apo’da görüyor. İlerici bir önderdir. 15 Şubat komplosu kara bir gün, tarihti. Önderliğin esir alındığını duyduğumuzda halk sarsıldı, yerinde duramaz oldu. Sadece Kürt halkı sarsılmadı. Önderliği tanıyan Süryani, Asuri ve Arap halkı da sarsıldı. Çünkü 15 Şubat komplosu Önderliğin şahsına dönük değildi, Önderliğe kenetlenen halklara özellikle Kürt halkına dönüktü, halkları öldürme, ezme komplosuydu."
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğünün sağlanması için güçlü bir mücadele verilmesi gerektiğinin altını çizen Fuad, şunları ekledi: “Her gün bir önceki günden daha iyi çalışmalıyız ki Önder Apo’nun fiziki özgürlüğünü sağlayabilelim. Halklar alanlara dökülerek Önder Apo’nun fiziki özgürlüğü talebini daha da güçlü kılmalı.”