Öze dönüşün adresi: Jiyan Doğal İlaç Merkezi

Geçmişin bilgilerini günümüze uyarlayan Jiyan Doğal İlaç Merkezi, şeker hastalığı, kolesterol, kadın ve böbrek hastalıklarına yüzde 80 cevap oluyor. 9 kişiden oluşan ekibin uzmanlaşması için eğitim, tedavi, ilaç yapımı ve ziraat ekimi bölümü bulunuyor.

Kuzey-Doğu Suriye Özerk Yönetimi’ne bağlı Cizre Bölgesi Sağlık Kurulu bünyesinde örgütlenen Jiyan Doğal İlaç Merkezi, 2018 yılında Kongra Star’ın önerisi doğrultusunda örgütlenmeye başladı.

Amûdê’de bulunan Jinwar köyünde, 21 gün temel eğitim alınarak startı verilen doğal ilaç faaliyetlerine katılan kadınlar, öncelikle Rojavayê Kurdistan’ın arazisi ve bitkilerini tanıma, hastanın ihtiyaçları doğrultusunda bitkilerle nasıl ilaç yapılacağını öğrenme rotasıyla işe koyuldu. Bir yıldır hazırlık aşamasında olan Jiyan Doğal İlaç Merkezi, bitki keşfetme, araştırma, toplama, kurutma ve depolama işlemelerine ağırlık verdi. Bunun yanı sıra kendi bahçelerinde de üretimi hedefleyen projelere imza attı. Ayrıca bal mumu ve polen üretimi de hedefleniyor. Tatlandırıcı ve koruyucu madde içermeyen doğal ilaç ürünleriyle şu ana kadar şeker, kolesterol, böbrek, bağırsak ve rahim problemlerine yüzde 80 çözüm bulundu. Doğal bir tedavi yöntemi olarak yaşamı (Jiyan) temsil eden ve doğal ilaçlar tedavisinin gelişmesinde öncü olan bir kişinin adından esinlenen Jiyan Doğal İlaç Merkezi, 108 çeşit bitki, tohum, hayvansal üründen de ilaç üretildi.

BİTKİLERDEN İSTİFADE EDİLİYOR

Zengin topraklara sahip Rojavayê Kurdistan’da birçok bitki türü yetişmekte fakat bu bitkiler kullanılmaya terk edilmiş ya da var olan zenginlikten tam olarak yararlanılamamış. Melisa, nane, herbal, hiro, papatya gibi bitki türleri dışında hemen hemen birçok bitkinin özellikleri bilinmiyor ve tüketilmiyor. Bitki çeşitliliğin zaman içerisinde yok olup gitmemesi ve var olan bitkilerden istifade edilmesi Jiyan Doğal İlaç Merkezi’nin dikkate aldığı konulardan biri. Jiyan Doğal İlaç Merkezi’nin Rojava’daki araştırmalarına göre, bitkilerin çoğu Reqa, Tebqa, Minbic ve Dêrazor’da dolayısıyla kurtarılmış alanlarda bulunuyor. Bu bölgelerde de sadece çay mahiyeti olarak tüketilmekte. 

Birçok ilacın birlikte kullanılması doğal ilaç tedavisini olumsuz etkilemesiyle istenilen sonuca ulaşamama, rahatsızlıkta devam söz konusu yaşanabilirler arasında. Bu nedenle Jiyan Doğal İlaç Merkezi, aşırı ilaç tüketmeye karşı. Genelde bitkiler tatlarından kaynaklı çok tercih edilmemekte, hasta ise son aşamaya geldiğinde doğal tedavi yöntemlerine başvurmakta. Son çareymiş gibi bir yaklaşım söz konusu. Fakat doğal tedavi vücut yapısının bir dengeye kavuşmasını sağlıyor. Bu nedenle de tedavi sürecinin uzun bir zamana yayılması da beklenen durumlar arasında. 

SERİ ÜRETİM YAPILIYOR

Hem seri üretim, hem de kişinin talepleri doğrultusunda yeni ilaç bileşimlerinin yapıldığı Jiyan Doğal İlaç Merkezi, 9 kişiden oluşan ekipleriyle bitkileri keşfetme, bitkilerin özellikleri ve bitkilerden nasıl yararlanılabilir boyutunda kapsamlı bir eğitim sürecine hazırlanıyor. Ayrıca Rojava Üniversitesi Ziraat Bölümü ile de bilimsel olarak ele alınması doğrultusunda da ortak çalışmalar yürütülüyor. 

Jiyan Doğal İlaç Merkezi Üyesi Şehnaz Hesen Omer ve Hamît Hesen’in anlatımlarına göre, merkezin bahçesinde ekilen ya da Rojavayê Kurdistan dışından gelen bitkiler güneşli bir günde toplanarak kurumaya bırakılıyor. Her bir bitkinin ayrıştırılarak özenle kurutulmasının ardından bitkiler öğütme cihazlarından geçiriyorlar. Öğütülen bitkilerden istenilen ürünler elde edilebiliyor. Kaynatılan veya öğütülen ayrıca özellikleri araştırılan bitkilerin karışımlarından kapsül, yağ, bitki suyu, krem gibi birçok ürün elde ediliyor.

Jiyan Doğal İlaç Merkezi Sorumlusu Bêrîtan Hesen, “Doğal ilaç tedavisi için tekrar öze dönüş denilebilir. Her bir bitkinin birden fazla özelliği barındırması söz konusu. Vücudun normal dengesine kavuşması ise uzun bir zaman istiyor. Hastaya şu denilmeli; doğal ilaç tedavisi, sihirli bir değnek yöntemi değil, sabır gerektiren bir tedavi yöntemidir” diye konuştu.

‘SON ÇARE DEĞİL İLK ÇARE OLMALI’

Doğal ilaç tedavisi kültürünün Rojava’da hala var olduğunu fakat bireylerle sınırlı kalan bir tedavi yöntemine dönüştüğünü aktaran Bêrîtan Hesen, konuşmasını şu şekilde sürdürdü: “Asıl amacımız doğal ilaç tedavisini topluma mal edebilmek. Tekrardan tanıtabilme, son çare değil de aslında ilk çare olarak başvurma, hastalığın farklı bir evreye dönüşmesini önlemeyi amaçlıyoruz ki günümüzde birçok hastalık peşi sıra farklı hastalıkları beraberinde getirmekte. Çünkü bilinçsizce bir tedavi söz konusu. Doğal tedaviye başvurmamızın veya rahat yaklaşmamızın bir nedeni de yan etkileri ciddi tahribatlara yol açmıyor ya da kısa vadede yan etki nötrleştirilebiliyor.

Hastalığın düzeyi göz önünde bulundurularak tedavi yöntemi uygulanıyor. Ortak bir bileşim hazırlanarak tedavi yürütülüyor. Bize başvuran hastalarımız bir dahaki gelişinde mutlaka birkaç hastayı da beraberinde getiriyor. Bu da doğal ilaç tedavisinin rağbet gördüğünü kanıtlıyor, bir memnuniyetlik söz konusu. Memnun oldukları için çevrelerine aktarım ve merkezimize de iyi bir akış oluyor. Toplum güven duyuyor. Bu yönüyle daha da güncelleştirmek önemli olacaktır.

Doğal tedavi yöntemi vücudun normalleşmesini sağlıyor ve hastalığın nedenine yöneliyor. Sağlıksız besin alışkanlıkları hormonal bozukluğa neden oluyor. Doğal tedavi yöntemi vücudun normalleşmesini sağlıyor ve hastalığın nedenine yöneliyor. Tıpta ise var olan belirtilere göre hareket ediliyor. Asıl önemli olan belirtilerek üzerinden hareket etmek değil nedene ulaşabilmektir. Doğal tedavi yöntemi neyi ne dozaj da kullanacağını bildikten sonra bir riske sahip değil, aşınma yaratmıyor. Bir yan etkisi söz konusu olursa bile yarattığı tahribatlar ciddi değil, riske neden olmuyor. Tıpta bastırma yöntemiyle hastalıklar ertelenirken doğal tıp nedenle sonuca ulaşılıyor.”

‘ROJAVA’DA İLAÇLARIMIZI KENDİMİZ ÜRETMELİYİZ’

Rojavayê Kurdistan’ın tedavi ve ilaç sektöründe dışa bağımlı olmaması için doğal ilaçlar projesinin önemli olduğuna söyleyen Bêrîtan Hesen, konuşmasını şu şekilde noktaladı: “Ekonomik olarak da doğal ilaç daha cazip. Savaşla yüz yüze kalınan ülkeler ilaç sektörü açısından deneme yanılma yolu oluyor. Tedavi olan kişide bir değişim olmazken hastalık farklı bir evreye varıyor. Doğal ilaç ürünleri ise katkısız bitkilerden yapılıyor. Dış ülkelerden gelen ilaçlar ne kadar güvenli? İlaçların Rojava’ya ulaşması bile başlı başına bir mesele çünkü muazzam bir ambargo var. Maliyet olarak da ciddi bir problem, geliş koşulları ciddi bir problem gelen ilaç gerçekten ne kadar güvenilir olduğu kendi başına bir muamma. Bu çalışmayı başlatmamızın temel nedeni de bir alt yapının oluşması. Rojava’da ilacımızı kendimiz üretelim. Belki tüm ilaçları üretemeyiz ama üretebileceklerimiz için kollarımızı sıvamalıyız. Geçmişten günümüze ulaşan bilgiler güncellenmeli, araştırmalar yapılmalı. Bilimsel yönü olmalı ama her şey de bilim değildir. Bitkinin kendisi varken sentezlenmesine gerek yok.”