Özgür basın emekçileri DAİŞ’lilerle aynı nezarethanede tutuldu

Hukuksuz bir biçimde gözaltında tutulan özgür basın emekçileriyle görüşen MLSA avukatlarından Emine Özhasar, erkek gazetecilerin DAİŞ suçlamasıyla gözaltına alınan şahıslarla aynı nezarethanede tutulduklarını, bu nedenle uyuyamadıklarını aktardı.

İstanbul, Ankara ve Riha’da 23 Nisan’da yapılan ev baskınlarında, Mezopotamya Ajansı, Yeni Yaşam Gazetesi ve Yeni Özgür Politika çalışanları Esra Solin Dal, Mehmet Aslan, Enes Sezgin, Saliha Aras, Yeşim Alıcı, Beste Argat Balcı, Şirin Ermiş, Doğan Kaynak ve Erdoğan Alayumat gözaltına alındı. Gazetecilerden Enes Sezgin’in ve Erdoğan Alayumat’ın ikametgahı olmayan evlerde yapılan aramalarda kendilerine ait olmayan malzemelere el konulurken, dosya hakkında jet hızıyla gizlilik kararı verildi. 

Götürüldükleri İstanbul Vatan Emniyet Müdürlüğü’nde avukatlarla görüşmeleri keyfi olarak 24 saat kısıtlanan ve gözaltı süreleri 24 saat uzatılan özgür basın emekçilerini 24 Nisan Çarşamba günü ziyaret eden Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA) avukatlarından Emine Özhasar, ANF’ye konuştu. 

GAZETECİLER BİR GECE DAİŞ İLE AYNI NEZARETHANEDE TUTULDU

Vatan Emniyet’te tutulan basın emekçileriyle görüşen Avukat Emine Özhasar, gözaltında gazetecilere çeşitli baskı yöntemlerinin uygulandığına dikkat çekti. Özellikle erkek gazetecilerin DAİŞ suçlamasıyla gözaltına alınan şahıslarla bir gece aynı nezarethanede tutulduğunu aktaran Emine Özhasar, kendilerini güvende hissetmedikleri için gece uyuyamadıklarına işaret etti.

‘MÜLAKAT’ ADI ALTINDA İFADELERİ ALINMAK İSTENDİ 

Gazetecilerin “mülakat” adı altında zorla ifadelerinin alınmaya çalışıldığını da anlatan Emine Özhasar, ‘Neden bu ajansta çalışıyorsun?’, ‘Talimatla mı haber yapıyorsunuz’ gibi saçma sorular sorulduğunu belirtti. 

Ayrıca hepsinin morallerini yüksek tuttuğunu ifade eden Emine Özhasar, “En çok da dışarıda kendilerine destek olup olmadığını merak ediyorlardı. Dosyada gizlilik kararı olduğu için neden alındıklarını bilmiyorlardı, o konuda bize sorular sordular. Öğrendiğimiz kadarıyla, dosya 2022 yılında açılmış bir soruşturmaya ait. Ancak mülakat adı altında sorulan sorulardan anlıyoruz ki yine gazetecilik faaliyetleri kriminalize edilmeye çalışılıyor” dedi. 

‘GÖZALTILARIN SEÇİM YENİLGİSİNDEN SONRA YAPILMASI MANİDAR!’

Özgür basın emekçilerinin hedef alınmasının siyasi atmosferden bağımsız olmadığını belirten Emine Özhasar, bu gözaltıların seçim yenilgisinden sonra yapılmasının manidar olduğunu vurguladı.

Kürt basınının sürekli iktidarın baskısı altında olduğunu hatırlatan Emine Özhasar, şunları kaydetti: “Kürt basını her dönem iktidarın hedefinde. Bugüne kadar takip ettiğimiz her soruşturmada sanki çok büyük bir şey varmış gibi dosyalar hakkında gizlilik kararları veriliyor ama daha sonra bu dosyalarda gazetecilik faaliyetlerinin suç olarak gösterilmeye çalışıldığını görüyoruz. Bunu daha önce gazeteciler Abdurrahman Gök, Dicle Müftüoğlu ve Sedat Yılmaz’ın dosyalarında da gördük. Söz konusu suçlamalar nihayetinde hep yaptıkları haberler, konuştukları haber kaynakları, yani gazetecilik faaliyetleri hakkında oluyor. Bu dosyada da aynı durum olacak. Burada Kürt basını üzerinden kriminalize edilmeye çalışılan esas olarak gazetecilik ve halkın haber alma hakkıdır. Bu kabul edilemez. Avukatlar olarak dosyadaki gizlilik kararına ve gözaltı süresinin uzatılmasına itiraz ettik, gazetecileri savunmaya devam edeceğiz.”