DBP Eş Genel Başkanı Keskin Bayındır, "Tecridi kıracağız. Öcalan’ın özgürlüğünü sağlayacağız" dedi. DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, Kürt sorununun çözümü için Öcalan'ın başmüzakereci olduğuna işaret etti.
Demokratik kitle örgütlerinin İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi'nde mutlak tecrit altında tutulan Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın fiziki özgürlüğünün sağlanması ve Kürt sorununun çözümü için başlattığı 'Büyük Özgürlük Yürüyüşü'nün startı verildi. 1-15 Şubat tarihleri arasında gerçekleştirilecek yürüyüş için Wan'da açıklama yapıldı.
Ortak metnin okunmasının ardından siyasetçiler konuştu. Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, Kürt sorunu çözülmediği sürece kaos ortamının ortadan kalmayacağına işaret etti. Bakırhan, yaşanan ekonomik krizin ve "çürümüş sistemin devam etmesinin" nedeninin Kürt sorununun çözümsüzlüğünden kaynaklandığını belirtti.
'KÜRT HALKININ KENDİ YÖNETİMLERİ, MUHATAPLARI VAR'
Bakırhan, "Kürt meselesi neredeyse cumhuriyet ile aynı yaştadır. Maalesef cumhuriyetin birinci yüzyılında Kürt meselesi ret, inkâr ve baskı ile çözülmeye çalışıldı. Cumhuriyetin neredeyse ilk 40 yılı isyanlarla geçti, yüzyılın son çeyreği de tecrit politikaları ile geçti. Şimdi dönüp sormak lazım Kürt sorununun çözümsüzlüğü acaba Türkiye halklarına emekçilere, yoksullara, Kürtlere, Türkiye’nin bütününe ne kazandırıyor" diye kaydetti.
Bakırhan, şunları söyledi: "Kürt meselesinin çözülmesinin kime ne zararı var? Hiç kimseye bir zararı yok. Kürtler ayrı bir halktır, farklı bir dilleri var. Bin yıllardır bu coğrafyada yaşıyor. Cumhuriyetin asli kurucularından biridir. Cumhuriyet kurulurken canıyla, kanıyla bu cumhuriyetin kurulmasına destek vermiş, katkı sunmuştur. Sürekli kendi kaderini ve geleceğini Türkiye halklarıyla beraber gören, ama farklılığını da yaşamak isteyen bu halkın taleplerinin bir yüzyıl daha kabul edilmemesi bize de Türkiye’ye de bir şey kazandırmayacaktır.
İkinci yüzyıl, birinci yüzyıl gibi olmamalıdır. Kürt meselesi artık ciddi bir şekilde masaya yatırılarak, diyalogla ve müzakereyle hal yoluna girmesi gerekiyor. Şimdi bu sorunun çözümü nasıl olur diye sorabilirsiniz; Evet, bu sorunun çözümü çok kolaydır. Kürt halkı artık kendi yönetimlerinde, kendi muhataplarını yaratmıştır. Kürt meselesinin çözümünde, Kürt tarafının muhatapları açık net bir şekilde orta yerde duruyor. Geçen çözüm sürecinde de Kürt meselesinin çözülmesi için ciddi bir irade ortaya konulmuştur.
'ABDULLAH ÖCALAN BAŞMÜZAKERECİ'
Bu meseleyi çözmek istiyorsanız, Ortadoğu’da bu kaosun, çatışmaların ve şiddet ortamında demokratik bir model olarak çıkmak istiyorsanız, buyurun sorunun çözümünü kolaylaştıralım. Bu konuda elimizden geleni yapmaya hazırız. Sayın Öcalan’ın çözüm sürecinde ortaya koyduğu irade doğru bir iradedir, biz onu dün de destekledik, bugün de destekliyoruz. Devlet yetkililerini ve bu ülkeyi yönetenleri, daha demokratik bir Türkiye için, daha eşitlikçi, daha adil, Kürtlerin ve Alevilerin eşit halklara sahip olduğu bir Türkiye’de yaşamaları için masaya, müzakereye davet ediyoruz. Sayın Öcalan'ın bu konuda Kürtlerin başmüzakereci olarak gördükleri, gösterdikleri, yetkili, etkili ve irade sahibi olduğu defalarca söylendi. Bu yürüyüş aynı zamanda bir fırsattır, bu kriz kaoslardan Ortadoğu’daki çatışmalarından çıkmanın fırsatıdır. Kürt meselesi uluslararası bir konuma gelmiştir ama sorun Türkiye’de, Amed’te, Ankara’da çözülmeye müsait bir noktadadır.
Devlet aklına, iktidara bir kez daha söylüyoruz; bu sorunun uluslararası arenada bir koz olarak kullanılmaması için bu sorunun burada çözülmesi gerekiyor. Muhatapları bellidir, muhataplarının en önemlisi Sayın Öcalan’dır. Dolayısıyla Öcalan üzerindeki tecrit kaldırılarak, özgürlük olanakları sağlanarak, Kürt meselesinin diyalog ve müzakere ile çözülmesini istiyoruz. Bu Özgürlük Yürüyüşü’nün buna katkı sunacağı çok değerli bir çalışmadır. Umarız yüzyıldır kulağını, gözünü kapatan bu iktidar ve devlet, daha demokratik bir Türkiye'ye ulaşma perspektifini önüne koyar. Bu işin muhatabıyla çözüm için çaba içerisinde olur."
'BİR KİBRİT YAKTIK, TÜM KURDİSTAN'I AYDINLATACAK'
DBP Eş Genel Başkanı Keskin Bayındır, “Kurdistan’ın il, ilçelerinde 15 Şubat’a kadar gezeceğiz. Yürüyüşümüzün amacını halkımıza ulaştıracağız. Buradan bu yürüyüşe katılan 37-38 kişiyiz. Ancak gücümüz büyüktür. Onurlu bir barış isteyen binlerin, milyonların gönlü bizimledir. Biz özgürlüğün ve barışın öncülüğünü yapıyoruz. Bu yürüyüş amacına ulaşacak. Bu yürüyüşün amacı sadece Kürt halkının talepleri için değildir. Ezilen halklar, demokratik ve özgürlük isteyenler ve Ortadoğu halkları içindir. Biz bugün bir kibrit yaktık, umarım, bu kibrit Kurdistan ve Ortadoğu’yu aydınlatacaktır. Özgür günleri getirecektir. Dostlarımız ve halkımız yürüyüşümüzü takip etmesini ve desteklemesini istiyoruz. Kurdistan’ın dört parçası ve Avrupa’da bizim yürüyüşümüzü halkımızın takip edeceğini biliyoruz. Halkımız bu sıcaklığı her tarafa yayacaktır. Umut ediyoruz ki yürüyüşümüzün amacı olan ağır tecridi kıracağız. Bu yürüyüş ile Sayın Öcalan’ın özgürlüğünü sağlayacağız. Biz irade sahibiyiz, irademiz olduğu müddetçe kazanacağız” şeklinde konuştu.
'TECRİDİ BİR AN ÖNCE KIRMALIYIZ'
Wan MEBYA-DER Eşbaşkanı Hanım Kaya, “Tecridi sadece Sayın Abdullah Öcalan’ın üzerinde olan bir tecrit olarak ele almamak lazım. Tecrit gençliğin ve kadının üzerinde. Bütün halka sirayet eden bir tecrit. Barışın anahtarının İmralı’da olduğunu hepimiz bilincindeyiz. Kürt halkına, gençliğe, kadına, bütün ezilen halklar üzerinde olan tecridin bir an önce kırılması için bizler de özgürlük yürüyüşüne dahil olduk" diye konuştu.
MED TUHAD-FED Eşbaşkanı Emine Kaya, “Tecrit kırıldığı zaman halkın üzerindeki zulüm de yıkılacaktır. Bugün birçok hasta tutuklu cezaevindedir. Türkiye’de adalet kalmadı. Kaybedeceğimiz hiçbir şey kalmadı. Tecridin en kısa zamanda kırılmasını istiyoruz. Bu yürüyüş bizim için bir fırsattır” dedi.
DEM Parti Wan Milletvekili Sinan Çiftyürek, “ Ekonomik krizin sebebi nedir? 100 yıldır savaş yürütülüyor. Kurdistan sınırının ismini ‘teröristan’ yaptılar. Sayın Öcalan üzerinde tecrit uygulanıyor. Tecridin sebebi nedir? Hikaye, başka da bir şey yok. Kürt halkının siyasetini engellemek için tecridi derinleştiriyorlar" diye kaydetti.
Çiftyürek, devlete "Kendi kanunlarınızı uygulayın. Sayın Öcalan avukatları ve aileleriyle görüşmüyor. Bu tecrit siyasetine son verin. Halkların önünü açın” çağrısı yaptı.
ZİNDAN DİRENİŞİ SELAMLANDI
DEM Parti Milletvekili Çiçek Otlu da şunları söyledi: "Buradan açlık grevindeki arkadaşlarımızın direnişini selamlamak istiyorum. Türk halkının bir evladı olarak Türkiye halklarına seslenmek istiyorum; eğer Türk halkı kendi onurunu ve özgürlüğünü kazanmak istiyorsa bu Kürt sorunundaki çözüme ortak olmak bu kardeşliğin ve eşitliğin yanında olması gerekiyor."
Cenazelerin gelmemesi için eşit bir yaşam için ortak mücadele yürütülmesi gerektiğini vurgulayan Çiçek Otlu, "Yaşasın halkların kardeşliği' sloganı 1-15 Şubat arasında bütün sokaklarda yankılanmalı" dedi.
Yürüyüşçüler, daha sonra partililerin kendilerini beklediği Musa Anter Parkı’na geçti.