İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi’nde tutulan Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a dönük mutlak tecridin kaldırılması ve Kürt sorununun demokratik çözümü için Öcalan’ın fiziki özgürlüğünün sağlanması talebiyle Kürdistan kentlerinde ‘Büyük Özgürlük Yürüyüşü’ başlatılıyor. Demokratik Toplum Kongresi (DTK), Demokratik Bölgeler Partisi (DBP), DEM Parti ve birçok sivil toplum örgütünün öncülüğünde 1 Şubat’ta başlayacak olan yürüyüş, Uluslararası Komplo’nun yıl dönümü olan 15 Şubat’ta sonlandırılacak.
Tecridi değerlendiren MED-TUHAD FED Amed Şube Eşbaşkanı Kerem Canpolat, yürüyüşün içeriğinden söz ederek, katılım çağrısında bulundu.
BÜYÜK ÖZGÜRLÜK YÜRÜYÜŞÜ
Canpolat, 10 Ekim 2023 tarihinde dünyanın 74 merkezinde başlatılan ‘Abdullah Öcalan’a Özgürlük, Kürt Sorununa Demokratik Çözüm’ eylemlerinin yaygınlaşarak devam ettiğini belirtti. Canpolat, cezaevlerinde açlık grevlerinin başlatıldığını ve bu kapsamında 65 günü aşkındır grevin devam ettiğini, bununla beraber tutsak yakınlarının da Adalet Nöbeti eylemini sürdürdüğünü dile getirerek, “Tecride karşı Kürt halkı ayakta” dedi. Canpolat, tecridin insani, ahlaki ve vicdani hiçbir yanının olmadığını söyleyerek, “25 yıldır mutlak tecrit sürüyor ve 3 yıldan bu yana kendisinden hiçbir şekilde haber alınamıyor. Ne ailesiyle ne avukatlarıyla görüştürülmüyor. Bunun insani hiçbir boyutu yoktur. Tecride karşı başlatılan kampanya ve hamlelerin halkın gündemine girmesi için de birçok çalışma yürütülüyor. Bunlardan biri de 1 Şubat’ta başlatacağımız özgürlük yürüyüşümüzdür. Birçok Kürdistan kentinden halkımızın katılımıyla yürüyüş iki koldan başlatılacak. Yürüyüş Kars ve Van olmak üzere iki koldan başlayacak” diye aktardı.
TÜM HALKLAR TECRİT ALTINDADIR
Yürüyüşlerin 15 Şubat’ta sonlanacağını belirten Canpolat, “Yürüyüşle hem tecride hem kirli politikalarına hem de Kürdistan üzerinden hayata geçirilmeye çalışılan özel savaşa dikkat çekmek istiyoruz. Tecrit sürdükçe Kürdistan savaş politikalarıyla sömürge altında tutulacaktır. Sadece Kürtler değil şu an tüm halklar ve toplumlar bir tecrit altındadır. Tecrit bir baskı aracına dönüştürülmüştür. O nedenle tecrit biran önce sonlanmalıdır. Şu an cezaevlerinde bu politikalara karşı başlatılan açlık grevinin tutsakların canına zarar verecek düzeye gelmeden sonlandırılabilmesi için tecridin bir an önce ortadan kaldırılması gerekiyor. Bunu da ancak bizler yürüteceğimiz çalışmalar ve mücadeleyle gerçekleştirebiliriz. Bizim sesimizi daha fazla çıkarmamız gerekiyor. Cezaevlerinde ölümlerin veya kalıcı hastalıkların yaşanmaması için dışarıda daha büyük bir mücadele yürütülmelidir” ifadelerini kullandı.
KALICI BARIŞIN ANAHTARI İMRALI’DADIR
Yürütülen çalışmaların ve gerçekleşen eylemlerin yeterli katılıma ulaşamadığını söyleyen Canpolat, sözlerini şöyle sürdürdü: “Halkımız tecride karşı yapılan her eylemi ve çalışmayı sahipleniyor ve katılıyor. Ancak daha büyük bir sahiplenmenin sağlanması gerekiyor. Sadece Kürt halkının değil tüm halkların tecride karşı ayaklanması gerekiyor. Tecridin kaldırılması hem siyasi hem ekonomik hem sağlık hem ekolojik birçok sorunun çözümünü getirecektir. Kalıcı bir barışın anahtarı İmralı’dadır. Sayın Öcalan ile yapılacak en küçük görüşme bile bu ülkede ve bu topraklarda birçok seyri değiştirecektir. En çok da savaşın sonlanması için Sayın Öcalan’ın özgürleşmesi şarttır. Savaşlardan ve krizlerden kurtulmanın yolu Sayın Öcalan’ın fiziki özgürlüğünün sağlanmasıdır. İmralı sistemi bir insanlık suçudur ve bu suçtan dönülmelidir. Tüm Kürdistan halklarının, Türkiye halklarının özgürlüğü için bu elzemdir. Tüm halkımızı ve barıştan yana olan demokratik kesimleri 1 Şubat’ta başlayacak olan ‘Büyük Özgürlük Yürüyüşü’müze katılmaya çağırıyoruz.”