Özsoy: Kaygıları yoksa bağımsız bir heyetin önünü açsınlar

HDP Milletvekili Hişyar Özsoy, kimyasal silah kullanımı konusunda yürütülen tartışmaların konuyu kapatmaya dönük olduğunu vurgulayarak, “Eğer söyledikleri gibi bu konuda bir kaygıları yoksa bağımsız bir heyetin gitmesinin önünü açsınlar” dedi.

Güney Kürdistan’da Türkiye’nin KDP ortaklığında HPG’li gerillalara düzenlediği saldırılarda kimyasal silah kullanımına dair görüntüler büyük tepkilere neden oldu. Meclis gündemine taşınan kimyasal silah saldırısını yalanlayan Türk Savunma Bakanı Hulusi Akar, TSK’nın envanterinde kimyasal silah olmadığını öne sürerken, görüntüleri izleyen ve konu hakkında hekim görüşünü belirten TİHV Başkanı Adli Tıp uzmanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı hakkında jet hızıyla soruşturma açıldı.

Gelişmeleri yakinen takip eden ve ANF’ye konuşan HDP Milletvekili ve HDP Dış İlişkiler Komisyonu Eş Sözcüsü Hişyar Özsoy, bu meselenin ancak bağımsız bir heyetin olay yerinde inceleme yapmasıyla açıklığa kavuşabileceğini söyledi.

‘BU TARTIŞMALAR YENİ DEĞİL’

Federe Kürdistan Bölgesi’ndeki kimyasal silah saldırısı tartışmalarının yeni olmadığını belirten Özsoy, söz konusu bölgede 6-7 aydır çatışma ve savaş olduğuna, hatta çevre köylerde kimyasal gazlara maruz kalan sivillerin de hastanelerde tedavi gördüğüne dikkat çekti. Özsoy, o dönem bunu araştırmak için iki heyetin bölgeye gittiğini ancak inceleme yapmalarına izin verilmediğini belirtti. Özsoy, “Kimyasala maruz kaldıkları belirtilen sivillerin durumunu araştırmak için bölgeye iki ayrı heyet gitti. Ama maalesef Kürdistan Bölge Yönetimi heyetlerin oraya girmesine müsaade etmedi. Bir de ortada bizzat kimyasala maruz kalmış, Halepçe katliamını görmüş bir yönetim var; onların bu tavrı tabii ki kabul edilemez” dedi.

‘BU DURUMUN ÜSTÜ SAVUNMA BAKANI’NIN SÖZLERİYLE KAPATILAMAZ’

Şimdi ise şok edici ve gayri insani görüntülerin ortaya çıktığını hatırlatan Özsoy, ciddi iddiaların söz konusu olduğunu ve bu durumun üstünün Savunma Bakanı’nın sözleriyle kapatılamayacağını kaydetti. Bu konuda tartışmaların önünü almanın tek yolunun bağımsız bir heyetin olay yerine gidip araştırma yapması olduğunun altını çizen Özsoy, “Eğer bu konuda kaygıları yoksa, o zaman bağımsız bir heyetin oraya gitmesi için ön açıcı olsunlar” dedi.

‘FİNCANCI MESLEK ETİĞİNE SAHİP BİR HEKİMDİR’

Bir adli tıp uzmanı olarak bu konuda değerlendirme yapan Şebnem Korur Fincancı’nın hedef gösterilmesine tepki gösteren Özsoy, Fincancı’nın meslek etiğine tamamen sahip bir hekim olduğunu vurguladı. Fincancı’nın sırf olayın araştırılması gerektiğini söylediği için hakkında cadı avı başlatıldığını kaydeden Özsoy, “Şebnem Hoca sırf gördüğü görüntüleri mesleki açıdan yorumlayıp, konunun araştırılması gerektiğini söylediği için Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan başlayarak herkes ona ve bu konuda twitter üzerinden açıklama yapan Selahattin Demirtaş’a yüklendi” diye konuştu.

‘MUHALEFET KLASİK STATÜKOCU TAVRINI GÖSTERDİ’

Özsoy, böylesi zamanlarda kendisini göstermesi gereken muhalefetin ise bu ciddi iddialar konusunda kıyameti koparması gerekirken, her zamanki klasik devletçi, statükocu tavrını gösterdiğini ifade etti. Dersim katliamını anımsatan Özsoy, “Böyle bir şey yok, yapılmamıştır gibi bir yaklaşım doğru değil. Daha önce Türkiye tarihinde Dersim’de insanlar mağaralarda gazlarla öldürülmüş. Bunu devletin resmi kayıtları söylüyor. Ama durum böyleyken konu hakkında soru önergesi veren CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu dışındaki sesler, böyle bir şey olmaz argümanını öne sürebiliyor. Dolayısıyla burada yapılması gereken, Şebnem Hoca’nın da söylediği gibi, uluslararası bağımsız bir heyetin, hatta Türkiye’den uzmanların da yer aldığı uluslararası bağımsız bir heyetin oraya gidip konuyu yerinde araştırmasıdır. Bunun dışında söylenen bütün laflar ve yürütülen tartışmalar bu konuyu kapatmaya dönüktür ve demagojiden ibarettir” dedi.

‘BARIŞ İSTEYEN HERKES KÜRT MESELESİNİ ÇÖZMEK DURUMUNDA’

Devletin geçmişten bu yana Kürt meselesini çözme iradesini kaybettiğinde her türlü şiddet yöntemine başvurduğunu hatırlatan Özsoy, kural tanımazlığa defalarca tanık olduklarını hatırlattı. Bu açıdan Savunma Bakanı Akar’ın, “Bizim kültürümüzde işkence, ceza, öyle bir şey yok” açıklamasının inandırıcı olmadığını hatırlatan Özsoy, şunları kaydetti: “Kürtlerin köyleri yakılmadı mı? Sokak ortasında insanlar öldürülmedi mi? Bırakın canlıya, cesetlere bile işkence edildiği oldu. 1990’larda bu konuda dünya kadar arşiv var. Şimdi Hulusi Akar üst perdeden konuşuyor, şu olmaz, bu olmaz diye. Ama bu halkın da bir hafızası var. Senin resmi söylemine mi bakacak, yoksa kendi hafızasına mı bakacak? Köyün ortasında köylülere yapılan işkenceleri biz kendi gözümüzle gördük. Belli ki devlet Kürt meselesini çözme iradesini kaybettiği noktada, her türlü şiddet yöntemine başvuruyor. Siz siyasetin önünü tıkarsanız, şiddet araçlarının önünü açmış olursunuz. Bu 2+2= 4 kadar basit bir durum. Dolayısıyla tabii ki bizim bu hükümetten bir beklentimiz, umudumuz yok. Ama Türkiye’de gerçekten huzur, barış isteyen herkes gerçekten Kürt meselesini çözmek durumunda. Yoksa 100 yıldır Kürtlerle çatışma, savaş devam ediyor ve böyle giderse bir 100 yıl daha da devam eder. Kaybeden halklar olur. İktidardakiler de yine bu tür meseleleri kullanarak iktidarda kalmanın bir yolunu bulurlar.”

Bu konunun sonuna kadar takipçisi olacaklarını ekleyen Özsoy, olayın araştırılması için HDP olarak bir takım girişimlerinin de olacağını aktardı.