Şen: 25/2 kodu tüm işçilerin sorunu ama konfederasyonların değil!

Trendyol depo işçilerinin öncülüğünde direndiği PTT-Sen’in Genel Başkanı Süleyman Şen, “25/2 kodu tüm işçilerin sorunu olmasına rağmen direndiğimiz genel merkezin önüne koltukları işgal eden bir konfederasyon yöneticisi uğramadı” dedi.

Sendikalı oldukları için hem “Küçülmeye gidiyoruz” bahanesiyle hem de Kod 46 ile tazminatsız işten atılan Trendyol Esenyurt depo işçilerinin PTT-Sen ve DGD-Sen öncülüğündeki direnişi 47. gününde kararlılıkla sürüyor. Direnişlerini Trendyol Esenyurt depo önünden Maslak’taki Trendyol Genel Merkezi önüne taşımalarına rağmen çok az sayıda destek ziyareti yapılıyor. Bu duruma “Kimsesiz işçiler” diye tepki gösteren işçiler, her şeye rağmen kendi öz güçlerine dayanarak gasp edilen hakları için polis ablukası altında her gün nöbetlerini sürdürüyor.

ANF’ye konuşan PTT-Sen Genel Başkanı Süleyman Şen için hem konu hem talepler net: “25/2 kodu kırmızı çizgimiz” diyen Şen, depoda sendikal faaliyet yürüttüğü gerekçesiyle 25/2 (46) koduyla tazminatsız işten atılan işyeri temsilcileri Emre Özdek’in direnişinin bu kod kaldırılıncaya kadar süreceğini vurguladı.

‘GELİŞME OLMAMASI GENEL SESSİZLİKTEN KAYNAKLANIYOR’

Şen, işçilerin Trendyol Genel Merkezi önünde iki kez gözaltına alınmasının ve talepler konusunda bir gelişme olmamasının genel sessizlikten kaynaklandığını vurguladı. Hakkını isteyen işçileri darp ederek, ters kelepçeyle gözaltına alan ve aldıranların, abluka altında tutan ve tutturanların bu sessizlikten güç aldığına işaret eden Şen, şöyle konuştu: “Emekten yana olduğunu iddia eden ve özellikle koltukları işgal eden sendika konfederasyonlar, yasaları yapanlar, onları denetleyenler, bakanlar, meclistekiler, savcılar, kim denetleme mekanizmasındaysa sözümüz onlara. Mücadele eden bir avuç bağımsız sendikayı yalnız bırakıyorlar. Türk-İş mesela tüm emekçilerin taban asgari ücretini belirleme noktasında masaya oturan konfederasyon. Yani bir nevi işçi sınıfının temsilciliğini yapıyor. Üye sayısı olan, bakanlıkla direk irtibat halinde olan, milyonluk üye ve milyonluk aidat sahibi olan bir konfederasyonsun. Bu durum DİSK ve HAK-İş için de geçerli. İşçi lehine tek bir çalışma yok. Tam tersine işçiyi baskılıyorlar, yalan söylüyorlar, avutuyorlar. Bir sendika temsilcisi 25/2 koduyla işten atılıyor ama hiçbir sendika konfederasyonundan ses yok.”

‘UYGULANMAYAN YASALARI KALDIRSINLAR, İŞÇİLERİ KANDIRMASINLAR’

Normalde sendika temsilcisini işten atmanın mevcut yasalara göre suç olduğunu hatırlatan Şen, “İşyeri temsilcimiz Emre Özdek’in biriminde çalışan hangi yöneticisiyse normalde hapis cezası alması gerekiyor. Ama yaprak kımıldamıyor. İşçiler yasaya güvenerek yola çıktı. Yani gökten vahiy beklemiyor, yeni bir yasa yapılmasını da istemiyor, sadece var olan yasanın uygulanmasını istiyor. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı o zaman ne için var? Uygulanmayan yasaları o zaman kaldırsınlar, kandırmasınlar işçileri. Ortada müfettiş yok, bakanlık yok, şirket yetkilileri yok ama polis var, karakol var. Konunun muhatapları açıkça, bu yasalar beni etkilemez, ben yasadan üstünüm, işçiler gitsin 4-5 sene mahkeme kapılarında sürünsün diyor. Bugün işçinin alacağı para 100 bin lira ise 3 sene sonra 10 bin Lira. Ben de PTT’de çalışırken aynı süreçlerden geçtim. Mahkeme yoluna gittim, dava 2-3 senedir sürüyor ve bugün alacağım tazminatla ancak İPhone 15 satın alabilirim. Böyle bir durumda işçilere mahkeme yolunu göstermek, oyalama ve kandırmacadır. İşçi de bu konuda bilinçli ve biliyor ne olacağını” diye konuştu.

‘KOD 25/2 BÜTÜN İŞÇİ SINIFININ SORUNU!’

Kod 25/2’nin Trendyol depo işçilerinin değil bütün işçi sınıfının sorunu olduğunun altını çizen Şen, ama direndikleri genel merkez önüne tek bir konfederasyon yöneticisinin uğramadığına dikkat çekerek, “Demek ki 25/2 kod tüm işçilerin sorunu ama konfederasyonların değil” dedi. Konfederasyon başkanı ve emek yanlısı olarak gezenlerin burada direnen işçilerin yanına gelip onlarla birlikte direnmesi gerektiğini vurgulayan Şen, “Hangi duygu, düşünce motivasyonu işçilere ‘Kimsesiz işçiler’i söylettirdiyse bu sözün muhataplarının bunu gayet iyi anlamış olması ve artık buraları duyması gerekiyor” diye konuştu.

‘HİLEYLE İŞ KOLU DEĞİŞTİRİLİYOR’

Bağımsız sendikalar olarak yüzde 1 baraj nedeniyle zaten işyerlerinde zor örgütlenme yapabildiklerini belirten Şen, işçileri örgütledikleri zaman ise Trendyol Esenyurt deposunda olduğu gibi hileyle iş kolunun değiştirildiğine işaret etti. Trendyol depoda sendikal örgütlenmeye DGD-Sen tarafından başlandığını anlatan Şen, ancak şaibeli bir biçimde iş kolu iletişim olarak değiştirildiği için işçilerin PTT-Sen’de örgütlendiğine dikkat çekti. Bu durumun da bakanlık tarafından denetlenmediğini vurgulayan Şen, zaten depoda iş başlangıcında işçilere imzalattırılan 5.5 aylık sözleşmenin sendikal örgütlenmenin ve tazminat haklarının gasbı üzerine formüle edildiğini kaydetti.

‘İŞÇİLER KİMSEYE İNANMASALAR DA KENDİLERİNE İNANIYORLAR!’

Özellikle seçimlerden sonra iyice suskunluğun hüküm sürdüğünü, bunun böyle devam edemeyeceğini, silkelenmek gerektiğini vurgulayan Şen, gelinen noktada hakkını arayan herkesin hedef olduğunu, gözaltına alındığını, bunu değiştirmenin tek yolunun ise mücadelede ısrar oluğunu kaydetti. İşçiler açısından konunun net olduğunu, kimseye inanmasalar da kendilerine inandıklarını ifade eden Şen, “Agrobay’dan Trendyol’a, inşaat işçilerinden Şişli direnişçilerine, Corning’den Pekintaş işçilerine soğuk, yağmur, sıcak demeden hakları için direniyorlar ve bu haklar alınana kadar da direniş sürecek” vurgusunda bulundu.