Anneler, Abdullah Öcalan'ın özgürlüğü için Meclis’in önünde

Adalet Nöbeti'ndeki anneler, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın özgürlüğü için Meclis'in önünde buluştu. Anneler, Büyük Özgürlük Yürüyüşü'ne de dikkat çekti.

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğünün sağlanması için birçok kentte Adalet Nöbeti'nde olan tutsak yakınları ve Barış Anneleri, Meclis'in basın kapısında açıklama yaptı. Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Meclis Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit ve DEM Parti Kadın Meclisi Sözcüsü Halide Türkoğlu da eyleme katıldı.

 Halide Türkoğlu, annelerin Adalet Bakanı ile görüşmek için buraya geldiğini ancak bakanın burada olmadığı yönünde kendilerine bilgi verdiğini belirtti. Bu nedenle görüşmenin gerçekleşmediğini aktaran Halide Türkoğlu, annelerin taleplerinin yer aldığı dosyayı Adalet Bakanı yardımcılarına teslim edeceklerini belirtti. Halide Türkoğlu, "Hak, hukuk, adalet mücadelesinin de İmralı tecrit sisteminin ortadan kalkmasıyla gerçekleşeceğini biliyorlar. İmralı tecrit sistemi aynı zamanda bütün cezaevlerine yayıldığı için cezaevlerinde adalet yok, hak yok, hukuk kalmamış" dedi.

Halide Türkoğlu, “Barışın tesisi için Sayın Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması ve açlık grevindeki siyasi tutsakların taleplerinin karşılanmasını talep ediyorlar. Bugün burada ülkenin birçok yerinden gelen Barış Anneleri'nin sesine tüm ülkenin kulak vermesi lazım. Bu yönüyle de dayanışmayı büyütmemiz gerektiğini bir kez daha vurguluyorum” diye belirtti.

  'BÜYÜK ÖZGÜRLÜK YÜRÜYÜŞÜ' MESAJI

Barış Anneleri adına söz alan Hamdiye Kırıcı, şunları söyledi: "Öncelikle Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerinde çeyrek asrı bulan tecrit rejimine son vermek ve faşizmin Türkiye ve Kürdistan halklarına yönelik baskılarını yenilgiye uğratmak amacıyla 1-15 Şubat arası yapılacak olan Büyük Özgürlük Yürüyüşünü selamlıyoruz. Uluslararası bir komplo sonucunda İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde ağır tecrit koşulları altında tutulan Sayın Öcalan’dan 25 Mart 2021 tarihinden itibaren hiçbir şekilde haber alınamamaktadır. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerindeki tecride ve mutlak iletişimsizlik haline derhal son verilerek; fiziki özgürlüğünün sağlanması ve toplumla yeniden buluşması barışçıl ve demokratik bir yaşamın yegâne yolu olacaktır. Bu vesileyle de buradan bir kez daha kadınları, barış özgürlük ve demokrasi isteyen bütün kamuoyunu, uluslararası kurum ve kuruluşları, İmralı işkence sistemine karşı mücadeleyi yükseltmeye çağırıyoruz.

Kamuoyunun da bildiği üzere; Türkiye’deki 100’e yakın hapishanede yüzlerce tutsak, Sayın Öcalan üzerinde uygulanan tecridin kaldırılarak fiziki özgürlüğünün sağlanması ve Kürt sorununa demokratik barışçıl çözüm talebi ile 27 Kasım 2023 tarihinde açlık grevi eylemine başlamışlardır. Açlık grevleri, bugün itibari ile 65 gününü doldurmuş bulunmaktadır. Adalet Bakanlığı, Türkiye Büyük Millet Meclisi(TBMM) ve Avrupa İşkenceyi Önleme Komitesi (CPT) başta olmak üzere, yetkili bütün ulusal ve uluslararası kurumlar; açlık grevlerinin sonlanması için tutsakların bütün taleplerini yerine getirmeye ve Sayın Öcalan üzerinde uygulanan tecridi kaldırmaya yönelik gerekli hukuki ve siyasi adımı atmalıdır.

'OLUMSUZ SONUÇLARDAN SORUMLU OLURSUNUZ'

Aksi takdirde, tutsakların yaşam ve sağlık hakkına yönelik ortaya çıkacak ağır sonuçlardan da yine saydığımız bu kurumların sorumlu olacağını tekrar hatırlatıyoruz. Bizler tutsak yakınları olarak, hapishanelerde başlatılan açlık grevlerine destek olmak ve İmralı tecridini kırmak amacıyla Kürdistan ve Türkiye’nin birçok kentinde Adalet Nöbetlerine başlamış bulunmaktayız. Bu kapsamda Barış anneleri, tutsak yakınları ve TJA öncülüğünde başlattığımız Adalet Nöbetleri; Diyarbakır, Mardin, Van, Adana, Mersin, İzmir, İstanbul ve Ankara’da kesintisiz bir şekilde devam etmektedir. Başlatılan Adalet Nöbetleri, bugün itibari ile 59 gününü doldurmuş bulunmaktadır.

TUTSAKLAR SELAMLANDI

Buradan bir kez daha belirtiyoruz; tutsakların talepleri taleplerimizdir. Taleplerimiz sağlanıncaya kadar da özgürlük ve adalet taleplerimiz devam edecektir. Tecrit rejiminin bir başka yüzü de hasta tutsaklara yönelik politikalardır. Sivil Toplum Örgütleri’nin 2022 yılındaki verilerine göre Türkiye hapishanelerinde 651’i ağır olmak üzere 1517 hasta tutsak bulunmaktadır. Bütün kamuoyunca da bilindiği üzere gerçek rakam bunun çok üzerindedir.
İmralı’da uygulanan ve hapishaneler başta olmak üzere, giderek Kürdistan ve Türkiye halklarına uygulanan tecrit politikaları sonucunda, hemen hemen her gün hapishanelerde ölümler yaşanmaktadır. Hapishanelerde yaşamını kaybedenlerin yüksek çoğunluğu da hasta tutsaklardır. Hasta tutsakların durumunu görmezden gelen ve hapishaneleri birer işkence hanelere çeviren Adalet Bakanlığı başta olmak üzere, yetkili bütün kurumlara çağrımızdır; derhal insani bir çözüm bulunmalı ve hasta tutsakların özgürlüklerine kavuşması için gerekli bütün adımlar atılmalıdır.

Sayın Öcalan üzerinde uygulanan tecridin kaldırılarak fiziki özgürlüğünün sağlanması için başta kadınlar olmak üzere bütün kamuoyunu ve uluslararası toplumu, taleplerimizi sahiplenmeye ve güçlendirmeye çağırıyoruz. Bu vesileyle de Adalet Bakanlığı başta olmak üzere yetkili bütün kurumlara görevlerinin gereklerini yapmalarını tekrar hatırlatıyoruz.”