KCK Genel Başkanlık Konseyi Üyesi Sozdar Avesta, 10 Ekim'de dünyaca ünlü isimlerin öncülüğünde 100’den fazla ülkede başlatılan "Abdullah Öcalan'a Özgürlük, Kürt Sorununa Siyasi Çözüm" hamlesine ilişkin ANF’ye konuştu:
Uluslararası Komplo'nun 25. yılında, başta Güneşimizi Karartamazsınız şiarıyla bu komplonun amacına ulaşmasını engelleyen, fedaice mücadeleyi yükselten şehitlerimizi ve Ankara’da fedai eylem yapan heval Rojhat Zîlan ve Erdal Şahin şahsında tüm şehitlerimizi saygı ve minnetle anıyorum. Bir kez daha şehitlerin ve Rêber Apo’nun çizgisinde devam eden Kurdistan halkının özgürlük mücadelesinin başarıya ulaşacağı bir kez daha görüldü.
10 Ekim’de 100’den fazla ülkede küresel çapta başlatılan "Abdullah Öcalan'a Özgürlük, Kürt Sorununa Siyasi Çözüm" hamlesinde yer alan, emek veren ve tüm gücüyle Rêber Apo’nun fiziki özgürlüğü için, Kürt sorununun çözümü için mücadele eden herkesi hareketimiz adına saygı ve hürmetle selamlıyorum. Mücadelelerini kutluyorum. Bu hamlenin ortaya çıkması Rêber Apo’nun sergilediği 50 yıllık amansız mücadelenin sonucudur. Rêber Apo tüm dünya halkları, özellikle kadınlar için büyük emekler verdi. 25 yıldır İmralı’da ağır bir tecrit altındadır. Özellikle 25 Mart 2021 yılından bu yana da tecrit o kadar ağırlaştırıldı ki, Önderliğimizden hiçbir şekilde haber alınmıyor. Rêber Apo’nun bu anlamlı direnişini selamlıyor, sevgi ve saygılarımı iletiyorum. 10 Ekim’de başlatılan kampanya ile ezilen halklar, özgürlükçü halklar, aydınlar, sanatçılar, kadınlar, ekolojik hareketler özgürlüklerini Rêber Apo’nun fikir ve felsefesinde görüyorlar. Bu Rêber Apo’nun paradigmasının gücünü gösteriyor.
Rêber Apo artık sadece Kürt halkının veya Ortadoğu halklarının lideri değil, artık evrensel bir liderdir. Bu çok önemli ve anlamlıdır. Bu kampanya ile artık Rêber Apo’nun özgürlüğü kaçınılmaz olmalıdır. Bunu çok iyi görüyoruz, Kürt sorunu başta olmak üzere tüm dünyada yaşanan sorunlara, erkek egemen sistemin gerçekleştirdiği kadın kırımına son verecek tek çözüm Demokratik Konfederalizm, demokratik ulus ve halkların birliğidir. Bunun öncülüğünü de Rêber Apo yapıyor. Rêber Apo tüm yaşamını halkların ve kadınların özgürlük mücadelesine feda etti. Eğer 25 yıldır ağır bir tecrit altındaysa, 31 aydır hiçbir şekilde kendisinden haber alınmıyorsa ve bugün tüm dünyada fiziki özgürlüğünün sağlanması için mücadele ediliyorsa bu Önderliğin paradigmasının gücünü gösteriyor. Bundan dolayı 10 Ekim’de başlatılan kampanya tarihi, önemli ve stratejik bir hamledir. Böyle bir süreçte artık Rêber Apo’nun fiziki özgürlüğünü mutlaka sağlamalıyız deniliyor.
Halkımızın dostları bu kampanyayı başlattıkları zaman hem Ortadoğu’da, hem de Kurdistan’da her gün açıklamalar yapıyor, kampanyaya destek veriyor. Özgürlük Hareketi olarak biz de 25 yıldır Rêber Apo’nun fiziki özgürlüğü ve Kürt sorununun çözümü için amansız bir şekilde mücadele ediyoruz, binlerce şehit verdik, büyük bedeller ödedik. Bugün geldiğimiz aşamada mücadeleyi başarıya ulaştıracağımıza ve Rêber Apo’nun fiziki özgürlüğünü sağlayacağımıza inanıyorum. Bundan dolayı halkımızın, dostlarımızın, demokratik, sosyalist güçlerin, Rêber Apo’nun düşüncelerini, felsefesini kendileri için bir umut olarak gören herkesin bu hamleyi sadece açıklamalarla sınırlı bırakmayacaklarına inanıyorum. Bu kampanyanın farklı, yeni ve yaratıcı yol-yöntemlerle devam etmesi gerekir. Bu çok önemlidir. Kampanyaya öncülük edecek olanlar da kadınlar ve gençlerdir.
ROJAVA’DA BUĞDAY DEPOLARINI BOMBALAYAN ZİHNİYET FİLİSTİN’E SÖZDE SAHİP ÇIKIYOR
Türk polisi tarafından engellenen ve sınır dışı edilen gençleri selamlıyorum. Mücadeleleri çok önemli. İnanıyorum ki 10 Ekim’de başlatılan kampanyaya özellikle enternasyonalist gençler öncülük edecektir. Özellikle bunun altını çizmek istiyorum. Yine son süreçte, özellikle Ankara’daki fedai eylemde şoka uğrayan faşist Türk devleti komplonun protesto edilmemesi için saldırılarını daha da arttırdı. Bugünlerde yaşanan İsrail-Filistin savaşında Rêber Apo’nun paradigmasının önemini bir kez daha gördük.
Kurdistan özgürlük mücadelesinin fedaileri Rojhat Zîlan ve Erdal Şahin arkadaşlarımızın üzerinde o kadar fazla patlayıcı, o kadar ağır silah olmasına rağmen mesaj vermek yerine çok daha farklı bir eylem yapabilir ve düşmana çok daha fazla zarar da verebilirdi. Ama bir mesaj verdiler. Rêber Apo, “Eğer bizim tüm dünyayı kontrol edecek gücümüz olsa bile hiç kimseye saldırmayız. Ama tüm dünya bize saldırsa da ne pahasına olursa olsun kendimizi savunuruz” diyor. Bu çok önemli. Ankara’daki eylem de bunu bir kez daha gösterdi. Bunu doğru okumayan işgalci, faşist AKP-MHP hükümeti zihniyeti bunu kendilerine bahane yaparak Kuzey ve Doğu Suriye alanlarına saldırmaya başladı. Buğday ambarını, petrol tesislerine, hastaneleri, su depolarını bombaladılar. Aynı zihniyet Filistin’e sözde sahip çıkıyor. Gerçek yüzleri bir kez daha ortaya çıktı. Kürt sorunu çözülmediği sürece hiçbir Türk yetkilisinin sözlerinin bir anlamı yok.
Özellikle faşist AKP-MHP hala Kürtçe konuşulmasını yasaklayan bir hükümettir. Hala Kurdistan şehirlerinin ve köylerinin Kürtçe isimlerini yasaklıyor ama diğer taraftan Filistin’de soykırım yapılıyor, diyor. Elbette Filistin halkına yönelik soykırım kabul edilemez. Filistin halkının da hakları var, Filistin halkının da haklarına kavuşması lazım. Bu konuda hareketimiz zaten gerekli açıklamayı yaptı. Ama Filistin kadınlarının, Filistin çocuklarının gözyaşları üzerinden kirli bir siyaset yürütenlerin de bilinmesi gerekir. Aynı süreçte Rojava çocukları da katledildi. Hala binlerce Rojavalı Şehba’da ve diğer bölgelerdeki kamplarda kalıyorlar. Onlar da mülteci. Maxmur halkımız 29 yıl önce topraklarından göç ettiler. Türk devleti geçtiğimiz günlerde 2 defa oradaki halkı bombaladı, camiyi bombaladı. Bu onların zihniyetini gösteriyor. 8 Ekim’de Kuzey ve Doğu Suriye’de İç Güvenlik Güçleri Uyuşturucu Mücadeleyle Birimi üyelerine yönelik saldırıda halkımızın, Arap halkının 29 evladını şehit ettiler. 29 şehidi saygı ve minnetle anıyorum, ailelerine başsağlığı dileklerimi iletiyorum. Bu vahşi saldırılar AKP-MHP hükümetinin ne kadar sahtekar olduklarını gösteriyor.
RÊBER APO GERİ ADIM ATMADIĞI İÇİN TECRİT AĞIRLAŞTIRILIYOR
Abdullah Öcalan'a Özgürlük, Kürt Sorununa Siyasi Çözüm" hamlesinin iki esas gündemi vardır. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğü sağlanmadığı sürece Kürt sorunu çözülemez, Kürt sorunu çözülmediği sürece de Ortadoğu’da huzur, barış ve birliğin sağlanması mümkün değil. Mücadeleyi bu aşamaya getiren Rêber Apo’nun emeği ve özgürlük gerillasının sergilediği büyük direniştir. Bu hamlede görevini layıkıyla yerine getiren HPG-YJA Star gerillalarını selamlıyorum. Kurdistan özgürlük gerillaları hepimizin onurudur. Kalbi özgürlük için atan herkesin onurudur. Özellikle Medya Savunma Alanları, Zap, Metîna, Avaşîn, Xakurkê’den Serhat’a, Bagok, Garzan, Dersim, Botan, Zagroslara kadar gerilla büyük bir direniş sergiliyor. Bütün alanlarda faşizme büyük darbeler vuruyor. Gerilla Ekim ayında eylemlerini hem daha da genişlettiler, hem de büyük sonuçlar aldılar. Bir buçuk yıldır sonuç almaya çalışan düşman Zap’ta kilitlenip kaldı, bir adım atamıyor.
Gerilla rol ve misyonunu yerine getiriyor. Bu yüzden düşman tüm yasaklı silahları kullanıyor. Buna karşı Kurdistan gençleri, Türkiyeli gençler, enternasyonal gençler, Arap gençleri hem “Abdullah Öcalan'a Özgürlük, Kürt Sorununa Siyasi Çözüm" hamlesine öncülük etmeli hem de gerillaya güçlü bir şekilde katılım sağlamalıdır. Gerilla bugün Bêrîtanların, Kemallerin çizgisinde bir mücadele yürütüyor. Heval Bêrîtan’ın şehadetinin yıl dönümündeyiz. Aynı zamanda özgür kadın ordulaşmasının 30. yıl dönümü. Ortadoğu’da, Kurdistan’da ve dünyada ilk defa kurulan özerk, özgür kadın ordusuna Kürt kadınları 30 yıldır öncülük ediyor. Bu orduda Arap, Türkiye, Fars ve diğer halklardan kadınlar da yer alıyor. Bu vesileyle YJA Star kahramanları şahsında özgür kadın ordulaşmasının 30. yıl dönümünü kutluyorum. Bugün Kurdistan’da verilen bu büyük mücadele, bu savaş sadece bölge halklarını etkilemiyor. Bu kampanyada da görüyoruz ki, birçok halk umudu gerillada görüyor. Birincisi, bu kampanyaya özgürlük gerillası öncülük ediyor. İkincisi, halkımız ve bölge halkları Rêber Apo çizgisinde mücadeleyi yükseltiyor. Esas olarak da tecrit altında olan Rêber Apo duruşu ile eşsiz bir direniş sergiliyor.
Rêber Apo’ya yönelik tecridin bu kadar ağırlaştırılmasının sebebi, 3. çizgiden taviz vermemesi ve geri adım atmamasıdır. "Abdullah Öcalan'a Özgürlük, Kürt Sorununa Siyasi Çözüm" hamlesi bu hakikatler üzerinden geliştirildi. İnanıyorum komplonun 26. yıl dönümünde Rêber Apo’yu İmralı’da tutacak hiçbir sebep kalmayacak ve bu kampanya başarıya ulaşacaktır. Bir kez daha bu kampanyaya katılan ve katılacak olan herkes sonuç alınıncaya kadar mücadelelerini sürdürmelidir. Rêber Apo’nun fiziki özgürlüğü sağlanana kadar ve Kürt sorununu çözüme kavuşana dek mücadelelerini sürdüreceklerine inanıyorum. Kampanyada yer alan tüm katılımcıları bir kez daha selamlıyor ve başarılar diliyorum."